Giriş

2.8K 132 23
                                    

Yazım hataları ola bilir.

Karargahın sürgülü kapılarının önünde duran taksiyle Aytac yaslandığı yolcu koltuğundan dikleşerek büyük karargaha bakmaya başladı. Buraya eğitim için gelmişti nasıl olduda şimdi bir timde görev alacaktı kendiside bilmiyordu. Bu onun açısından hem iyi hemde kötüydü. Ailesinden sadece babası biliyordu burda bir time girdiğini. Annesine nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Böyle düşüncelere dalıp gitmişdi ama bu uzun sürmedi. Taksi şoförü bir kaç kez yalandan öksürerek onun dikkatini üzerine çekmeyi başardı.

Aytac açık kahverengi gözlerini şoföre çevirerek özür diledi ve siyah sırt çantasından cüzdanını çıkarıp taksimetrede yazan rakamı adama verip arabadan indi. Yüzüne vuran soğuk havayla yüzünü buruşturdu.Eylül ayı olduğu için havalarda baya soğumuşdu. Şimdi burası böyleyse görev için gidecekleri dağ nasıldır diye düşünmeden edemedi.

Arabada biraz buruşmuş kıyafetlerini düzeltip sürgülü kapının her iki tarafında nöbet tutan askerlere baktı ve sağ tarafta bekleyen askerin yanına adımladı. Askerin yanına varır varmaz cebinden kimliğini çıkarıp gösterdi. Asker, kimlikdeki adı görmesiyle asker selamı vererek kapıyı açtı Aytacda ona başıyla selam verib içeri girdi.

Bir kaç adım atmışdı ki gözüne açık bir alanda toplanmış 6 kişi takıldı. Gözlerini kısarak baktığı sırada nöbet tutan askerin sesiyle kahverengi irislerini askere çevirdi.

"Komutanım General sizinde onların yanına gitmesini emretdi"

Aytac kısa bir süre askerin yüzüne baktıkdan sonra başını tamam anlamında sallayarak adımlarını açık alana ilerletdi. Açık alana vardığında diğer 6 kişiye asker selamı vererek oda sıraya geçdi. Hepsi sivil kıyafet giydikleri için bir birlerinin rütbesini bilmiyorlardı.

Bir kaç dakika sonra general geldiğinde hepsi duruşlarını dikleştirerek hazır olda beklemeye başladılar. General tam önlerinde durduğunda prosüdür gereği öne çıkıb kendilerini tanıtmaya başladılar.

" Yüzbaşı Çakır ALPTEKİN. İstanbul."

"Kıdemli Üsteğmen Emre SELVİKAYA. Diyarbakır"

"Üsteğmen Gökhan KESKİN. Ankara"

"Üsteğmen Gülşah YARBİL. Şanlıurfa"

"Teğmen Ayaz ÖNCÜ. Malatya"

"Teğmen Aytac MUSAYEVA. Azerbaycan"

"İstibaratçı Yavuz AKEL. Mersin."

General gururlu bakışlarını hepsinin üzerinde gezdirip ellerini arkasında bileşdirerek söze başladı.

"Rahat ol.."

Karşısındaki seçilmiş tim rahat pozisyonuna geçip ellerini arkada birleşdirdiler. General biraz durgun bir şekilde sözüne devam etti.

"Sınır bölgesine yakın olan köylere son 3 ayda birçok kez baskın yapılıb 18 tane genç dağa kaçırılmış. O civarda olan komando birlikler orayı korumaya alsalarda teroistler bir yolunu bulup tekrar baskın yapıyorlar. O köyde 3 ay boyunca 8 şehit verdik. Bunun içinde bu görev için siz yedi kişilik timi kurdum. Hepinize güvencim tam. Gidip o itlerin sonunu getireceksiniz. Bu Helikopter sizi komando birliğinin 2 km uzağında bırakıcak ordan sonrasını yaya olarak gidiceksiniz. Hadi gidip hazırlanın. "

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM"

Generalin sözünün bitmesiyle önünde dizilmiş tim hep bir ağızdan yüksek sesle bağırdılar. General ise gözlerinde bir çok duyguyla onlara bakmaya devam ediyordu. Arkasına dönüb gideceği zaman adımlarını duraksayarak tekrar time döndü ve sesinin titrememesi için kendini kasarak konuşdu.

"Ve son olarak bu karargahdan nasıl gittiyseniz öylede dönün. Bana şehit olmuş bir şekilde dönmeyin."

General arkasına dönerek geldiği yolu yeniden gitmeye başladı.

Tim ise bir süre onun arkasından baktıkdan sonra hazırlanmak için karargaha girdiler.

_________________________________

Bölüm sonu...

Bayrak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin