(17) Kurtarılmak

55 4 20
                                    

Hellooo benim değerli okuyucularım. Nasılsınız? Dersler nasıl gidiyor?

Şimdide uzun bir bölümle karşınızdayım. Sizleri çok ama çok seviyorum.

Hadi bölüme geçelim

& & &

~~~~~~

10.08.2003

"Bir daha İstanbul'a gelmeyecek misiniz?"
Çakırın titreyen sesiyle Aytac yanındaki babasına bakarak aynı soruyu onada sordu

"Ata birdə gələciyik bura?"
(Baba bir daha gelecek miyiz buraya?)

Genç adam kızının sorusuyla hafif gülümseyip "İstersen geliriz kızım" diye cevap verdi. Aytacda bu cevaba olan sevincini gizlemeyerek yeşil gözlü çocuğa döndü
"Gele bilecek mişiz. Ama ben gəldiyim vaxt kuzenin sizə gəlməsin. Hep kavga ediyor benimle." Küçük kızın bir yılda zar zor öğrendiği türkçeyi garip bir aksanla konuşması her zamanki gibi yanındakileri güldürürken, Çakır hafifçe başını sallayıp Aytacı onaylayan mırıltılar çıkardı

Bir kaç saniye daha sessiz bir şekilde bir birlerine baktıkdan sonra sessizliği ilk Aytac bozdu.

"Sarılalım mı?" diye büyük gözlerini kocaman açarak konuştuğunda Çakır gülerek kollarını Aytacın küçük bedenine doladı.

Küçük arkadaşından ayrılmak istemiyordu. Onunla evcilik oynamak, araba yarışı yapmak, kovalamaca, saklambaç ve daha bir sürü oyun oynamak istiyordu.

Çocuklar birbirinden ayrıldıkdan sonra, büyüklerde birbirleri ile vedalaşdılar. Genç adam kızını kucağına alarak karısıyla birlikde otobüsdeki yerlerini aldılar.

Küçük kız hemen ellerini cama yaslayıp dolu gözlerini aşağıdaki Çakır'ın gözlerine dikti.

Çakır ise en yakın arkadaşı olarak gördüğü küçük kızla vedalaşmanın kırgınlığını yeşil gözlerine yansıtarak bakıyordu.

Otobüsün haraket etmesiyle Aytac biraz daha cama yaslanırken , Çakır elini sıkıca tutan babasından kurtulmaya çalışıyordu.

En sonunda elini babasının elinden kurtardığı gibi biraz uzaklaşan otobüsün peşinden koşmaya başladı. Bir yandanda Aytacın ismini haykırarak ağlıyordu. Babası ise oğluna bir şey olur korkusuyla hemen oğluna yetişip tutduğu gibi kucağına aldı küçük bedeni.

Babasının kucağında durmadan hareket edip aşağı inmeye çalışıyordu ama babasının asker olduğunu unutuyordu. İstemese de çırpınmayı bırakıp kollarını babasının boynuna sarıp, başınıda boynuna gömdü. Ağlaması iç çekişlere döndüğünde babasıda son kez giden otobüse bakıp kendi arabasına ilerledi. Uzun bir süre oğlunun özlem çekeceğini biliyordu.

Belki de yanılmışdı...

*

Bayrak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin