(6) Şehit

719 67 38
                                    

'Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı'

'Durumu ağır'

'Şuan ameliyatta ama doktor her şeye hazırlıklı olmamızı söyledi'

'Maalesef elimizden geleni yaptık, ama hastayı hayata döndüremedik'

'Başınız sağolsun'

'Şehit oldu'

'Vatan sağolsun'

'Şehit Yüzbaşı Şeyma SANCAK'

Aklındaki sesler susmuyordu.Hava kararmak üzeriydi. Ama ağır postallarını yere sertçe vurarak yürüyen Binbaşı bunu umusamıyordu. Gözlerinin içi ağlamakdan dolayı kan çanağı olmuşdu ama o yine umursamıyordu. Şuan umrunda olan tek şey kaybetdiği nişanlısıydı.

Binbaşı Ahmet GÜÇLÜ

Namı değer 'Deli Binbaşı'

Çıktığı bütün görevlerde gösterdiği deli cesaretiyle bütün karargahda hatda bütün Mersin'de 'Deli Binbaşı'olarak anılıyordu. İlk başlarda bu lakapdan hoşlanmıyordu. Ta ki sevdiği kadın da ona bu lakapla seslenene kadar. Hiç sevmediği lakabını birden bire sevmeye başlamasına sebep olmuşdu. Onun için bugün çok ağır bir gündü. Sevdiği kadın gülerek gitdiği görevden, 6 kurşun yarasıyla gelmişdi. Yaşamak için ne kadar mücadele etsede bedeni çok yorgun düşmüşdü. Kaldıramadı altı kurşun, aşkından daha güçlü çıktı.

Hava karardığında Ahmetde teroistlerin bir sığınağını bulmuşdu. Dışarda 10-15 kişi vardı. Hepside soğuktan dolayı titriyorlardı. Birazdan titremelerinin sebebinin korkudan olucağını bilmiyorlardı tabii.

Ahmet sırtını yasladığı kayadan başını kaldırarak etrafına baktı. İki tane yan yana mağara vardı. Ama bir tanesinden ışık geliyordu. Büyük ihtimal çoğu ışık gelen taraftaydı, bazılarıda karanlık olan mağarada uyuyor olmalı.

Binbaşı olmanın getirdiği tecrübeyle köyden kaçırılan çocukların burada olmadığını biliyordu. Çocukları daha büyük bir sığınağa götürüp orda eğitiyorlardı.

Ahmet çantasından çıkardığı iki tane el bombasının birini mağaranın girişine birinide nöbetçilerin durduğu yere atıp tekrar kayanın arkasına geçtiğinde bir kaç saniye sonra bomba sesi etrafa yayıldı çok geçmedende diğer bomba patladı

Dışarda teroistlerin acı çığlığından başka ses gelmiyordu. Ahmet hemen silahının emliyetini açarak ateş etmeye başladı bir yandan da yüksek bir sesle Şahlanış marşını söylüyordu.

"Dört yaman sızım var inceden ince
Vatanca bayrakça törece dince
Dört yaman sızım var inceden ince
Vatanca bayrakça törece dince"

"Ay yıldızın ışığını görünce
Ay yıldızın ışığını görünce
Arsız otlar çürüyecek Bozkurtum
Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum"

&&&&

Askeri birlik (saat 02:36)

"Tamam Albayım Avcı timini bölgeye yönlendiriyorum. En kısa sürede Binbaşını bulacaklarından emin ola bilirsiniz"

Telefonu kapatdıkdan sonra kapının açılmasıyla Cihan Teğmen siyah gözlerini içeri giren Avcı timinde gezdirdi. Çakır ise adımlarını, Cihan Teğmenin durduğu küçük masaya irerleyip masaya dizilmiş haritalara göz gezdirip tekrar Cihan Teğmene baktı.

Bayrak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin