Avcı timi birliğe girer girmez Hüseyn başçavuş odasına çekilmişdi. Çakır birliğin bahçesine baktığında fırtına yeni dindiği ve dışarısı buz gibi soğuk olduğu için er'ler hâlâ temizlemeye başlamamışdı. Buda Çakır'ın aklındaki ceza için muhteşem bir avantaj sağlıyordu. Arkasına dönüp timine baktığında Gülşah ve Emre yüzünü kapatdığı için yüz ifadelerini göremiyordu. Yavuz, Emre ve Ayaz'ın yüzü mimiksiz bir şekilde karşıya bakıyordu. Yavuz istihbaratçı olduğu için soğuk havaya dayanıklıydı. Ayaz ise yaşadığı hayat şartlarından dolayı her şeye alışkındı. Gökhan yerinde kıpırdanıp duruyordu , Aytac ise burnunun ucu ve yanakları soğukdan dolayı kıpkırmızı olsada hiç bir tepki vermiyordu. Burnunun ucundaki kırmızılık Çakır'ın gözüne baya bir tatlı geldi o an için ama bu düşünceleri hemen aklından silip, odak noktasını Yavuz ve Gökhan'a verdi.
"Yavuz ve Gökhan" dediğinde Gökhan yerinde kıpırdanmayı kesip duruşunu düzeltdi, Çakır ise "İkinizde cezalısınız erlerle birlikte bahçedeki karı temizleyip sonra da bu axşamın nöbetini tutacaksınız" diye sözünün devamını getirdiğinde Gökhanın gözleri kocaman olurken, Yavuz içinden Gökhan'a küfürler savurdu. Kendince bu cezayı almalarının tek sebebi Gökhandı ve haklıydı da.
Gökhan tam ağzını açıp itiraz edicekdi ki, Çakır "İtiraz istemiyorum Gökhan! Eğer itiraz edersen nöbet günü ikiye katlanacak" demesiyle sözlerini boğazına dizmişdi.
(◠‿◕)(◠‿◕)(◠‿◕)
1 saat sonra
"Yavuz baban ne iş yapıyor? Benim babam önceler tır şoförüydü ama ayakları felç olunca işi bırakmak zorunda kaldı. Peki bu mesleği seçtiğinde ailen nasıl tepki verdi. Çok kızdılarmı..."
Tam tamına bir saatdir susmak bilmeyen Gökhanla, Yavuz derin bir nefes alıp sabır diledi. Ama hayır Gökhan kesinlikle susmak bilmiyordu. Yavuz elindeki küreği kara geçirip karla doldurdukdan sonra hâlâ konuşmaya devam eden Gökhana döndü ve neşeli bir sesle "Gökhannn gülümse" dediğinde ona dönen bedenle kürekteki karı Gökhana savurmuşdu. Gökhan ise yüzüne çarpan karın şiddetiyle bir iki adım geriye giderken ayağının taşa takılmasıyla dize kadar gelen karın üzerine düşmüşdü. Yavuz böyle olacağını tahmin etmediği için şokla Gökhana bakıyordu Gökhan ise başını kaldırıp öfkeyle Yavuz'a baktığında , etraftaki diğer er'lerde ikiliye baktı.
Sonuçda her gün karın içinde debelenen bir Üsteğmen ile karşılaşmıyorlardı!
Gökhan küfür ederek yanına düşen küreği eline alırken, Yavuz arkadaşının ne yapacağını anlayarak bir iki adım geriye gitdi.
Gökhan'ın ayağa kalkmasıylada arkasına dönüp ayaklarını bir taraflarına vura vura koşmaya başladı, Gökhanda ondan geri kalmayarak koşdu.
Ne karar süre koştular kendileride bilmiyordu ama Yavuz nefes nefese olduğu yerde durduğunda birliğin arka tarafına geldiklerini anladı. Yüzünü Gökhana döndüğündeyse ellerini dizine koyup derin nefesler alan ve yüzü kıpkırmızı olmuş bir Gökhanla karşılaşdı.
Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığında ona dönen Gökhanla kendini tutamayarak büyük bir kahkaha atdı. Gökhanda kaşlarını çatıb, sinirli olduğunu düşündüğü yüz ifadesiyle Yavuza baktı.
Ama bebek yüzlü biri ne kadar sinirli görüne bilirdi ki?!
Yavuz tam ağzını açıp bir şey söyleyecekdi ki Gökhanın garip bir şekilde arkasındaki bir noktaya baktığını fark etdi. Tam arkasına döneceği sırada, Gökhanın "Sakın arkana dönme ve ani hareketlerden kaçın" demesiyle olduğu yerde durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayrak
ActionŞehit mi düşdü asker? Cennet kokduda her yer... Bu kitap Azerbaycanda 44 günlük savaşda Şehit düşmüş Yüzbaşı Meydanov Elmeddin ve diğer (Türkiyedeki şehitlerde dahil) şehitlere adadım.