(14) Nişan

465 53 69
                                    

Merhaba canım okuyucularım. Nasılsınız?

Bugünde güzel bir yeni bölümle karşınızdayım.

Umarım hoşunuza gider. İyi okumalar dilerim<3

Hadi bölüme geçelim.

Yazım yanlışları varsa özür dilerim

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

"GÖKHAN!"

Mert oturduğu yerden hızla kalkıp, Gökhan'ın ismini haykırarak kenarda duran sürahideki suyu eline dökdü.

Olayı anlatacak olursak kısaca Avcı timi kahvaltı yaparken Gökhan, Merte çay vermek istediğinde bardak elinden kayarak Mert'in eline dökülmüşdü ve şimdiden hassas teni kıpkırmızı olmuşdu.

Timdeki diğer kişiler ise keyiflerini bozmadan kahvaltılarına devam ediyorlardı.

"Mert git revirden krem falan al sür dahada kötü olmasın" Çakırın sakin ses tonuyla söylediğiyle, Mert başını sallayarak yemekhanenin çıkışına ilerledi.

Revirin önüne gelene kadarda sessiz bir şekilde Gökhana küfür ederek gelmişdi. Revirin beyaz kapısını biraz aralamasıyla doktor ve hemşirenin konuşmasına şahit oldu.

"Nişanlanacaksın yani!?"

"Evet Dilan mecbur nişanlanmam lazım. Annem çok ısrar etdi. Onun kalbini kırmak istemiyorum. Ölmeden önce düğünümü görmek istiyormuş."

"Bak Pınar bu çocuk oyuncağı değil, sevmediğin bir adamla bir ömür mü geçiriceksin. Biraz daha bekle belki birine aşık olursun ve onunla evlenirsin"

"Dilan biliyorsun annem çok hasta durumuda her gün biraz daha kötüleşiyor. Belkide bu onun son isteği. Bunun için de onu reddetmek istemiyorum. Hem 26 yaşıma kadar birini sevmemişim bundan sonra mı sevicem. Belkide benim kaderimde aşık olacağım biriyle evlenmek yoktur" Pınar dediğine karşı Dilan hemşire tam bir şey söyleyeceği sırada revirin kapısı açıldı.

Mert sakin adımlarla içeri girip gözlerini doktor ve hemşire kıyafeti içerisindeki iki kızda gezdirdi.

Daha sonra gözlerini doktor önlüklü kıza çevirip "Benim elime çay döküldü acaba yanık kremi ala bilirmiyim?!" dediğinde. Pınar kalbinin hızlı atmasına engel olamadan en açık tondaki kahverengi gözlerini, Mertin simsiyah gözlerinden çekemiyordu. Onun bu halini fark eden hemşire fark edilmeden eliyle Pınarın sırtına dokunup pat patladı. Pınar Dilanın bu hareketiyle kendine gelip aceleyle "Tabi getireyim ben" diyerek arkasına dönüp ilacların bulunduğu büyükçe dolaba doğru ilerledi.

Mert ise onun ses tonundan Pınar adındaki kızın bu olduğunu anladı.

Pınar elinde küçük bir krem kutusuyla geldiğinde Mert kremi almak için elini uzatdı. Pınar elindeki kremi Merte verip nasıl kullanacağını belirtdiğinde Mert başını sallayarak onu onayladı ve küçük bir teşekkür edip revirden çıkdı.

&&&&&&&

"Nereye gidiyorsunuz Yavuz? Lütfen banada söyle" Yavuz hazırlanırken Gökhan durmadan nereye gideceklerini soruyordu ama Yavuzun söylemeye niyeti yokdu.

Yavuz lacivert gömleğinin yakalarını düzeltip, vanilya kokulu parfümünüde üzerine sıktıkdan sonra yatağının üzerine bıraktığı saatini alıp takdı cüzdanıda cebine koydukdan sonra paltosunu giyip aynaya bakıp saçına son dokunuşları yaparak kaldıkları odadan çıkıp gitdi.

Bayrak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin