(13) Tûjo

512 65 69
                                    

Merhaba canım okuyucularım. Nasılsınız?

Yeni bir bölümle karşınızdayım.

Geçen bölümdende anladığınız üzere yeni bir karakter ekledim. Bu karakterin yanı sıra başka bir karakter daha ekleyeceğim. Revirdeki doktor, Pınar olarak kitaba eklendi.

Umarım yeni eklenen karakterlerde hoşunuza gider.

İyi okumalar dilerim

Ve yazım yanlışları varsa özür dilerim.

•°°•~~~~~~~~•°°•~~~~~~~~•°°•~~~~~~~•°°•

Birlik her zamankinden daha sessizdi. Aytac kendine gelmişdi ve düne göre bu gün daha iyiydi. Çakır ona ne olduğunu sormak istesede sonradan bu karardan vazgeçdi. Sonuçda bu onun özel hayatıydı.

Çakır, Aytaca bugünde dinlenmesini söylesede Aytac bunu kabul etmeyerek eğitim sahasına ilerledi. Timin yanına vardığında kendisinden üstün rütbelilere selam vererek yerine geçdi. Gülşah dün yeni gelen Üsteğmenden bahs etmişdi. Aynı şekilde Timdekilerde Merte, Aytacdan bahs bir etmişlerdi. Yani birbirleri hakkında bilgileri vardı.

Çakır tek sıra halinde dizilmiş timin önünde durup hepsine dikkatlice baktı.

"Yarın sabah tekrar kaçırılan çocukları aramaya gidicez. Hepiniz hazırlıklı olun saat altı olur olmaz birliğin önünde olun. Her zamanki gibi mühimmatınız sağlam olsun. Ve erzakda alın yanınıza birkaç gün durmadan arıyacaz. Yani kısacası her şeye hazırlıklı olun." dediğinde timden onay almak istercesine baktı. Timde vakit kaybetmeden hep bir ağızdan

"Emredersiniz komutanım!" diye yüksek bir sesle Çakır'ı onayladı.

Bir saatlik eğitim faslından sonra timdeki herkes bir yerlere dağılmışlardı. Gülşah ve Yavuz arka bahçedeki küçük, ve eski olmasına rağmen çok güzel olan çardağa oturarak sohbet edip, etrafı süsleyen beyaz karı seyrediyorlardı.

Emre bulduğu en ufak zaman diliminde her zamanki gibi karısını arayarak bir sorun olup olmadığını öğreniyor.

Gökhan her gün yapdığı gibi duman ismini takdığı yavru köpekle ilgileniyordu. Ama bu sefer ona eşlik eden biri daha vardı Elif.

Elif yaşanan son olaylardan sonra Gökhan sayesinde kendisini birazda olsa toplamışdı. Olayın dün yaşanmasına rağmen Elifin bu kadar hızlı toparlanmasına bir kaç kişi şaşırsada buna sevinmişlerdi.

Çakır şimdiden yarın için hazırlığa başlamışdı bile. Hazırlık için uzun bir zamanı olsada o her zaman işini en çabuk şekilde halletmek taraftarıydı.

Aytac, Mert ve Ayazda yemekhanede oturarak çay içiyorlardı. Ayaz Merte birlik hakkında bir şeyler söylerken Aytac'da arada sohbete dahil oluyordu. Aralarında güzel bir sohbet giderken, Aytac sanki hissetmiş gibi gözlerini yemekhanenin kapısına çevirdi ve kaşları biraz çatık bir şekilde içeri giren Çakırla oturan askerler ayağa kalkacak iken Çakır eliyle oturun der gibi salladı. Kendine bir çay alıp Aytacın yanındaki sandalyeye oturarak geriye yaslanıp yeşil gözlerini üç kişi arasında gezdirerek

"Eee neden susdunuz?!" dediğinde tekrar koyu bir sohbet başladı. Mert kendi hayatından bahs ederken gözleri kesinlikle Aytaca değmiyordu. Gözlerini hep kaçırıyordu. Bu duruma Aytac dikkat etmesede, Çakır büyük bir dikkatle Mert'in haraketlerini inceliyordu ve haraketlerini farklı bir şekilde yorumluyordu.

Acaba Aytacdan hoşlanıyor mu?! diye düşünmeden edemedi.

Sonra ise bunu kafasında kurduğu saçma bir şey olduğunu düşünerek gözlerini Mertden çekdi.

Bayrak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin