(1) Köy

1.4K 101 54
                                    


İnsanlar, insanların içinde,
İnsana hasret yaşarlar...

Özdemir Asaf

Medya:Çakır ALPTEKİN

Helikopterin inmesiyle tim ile birlikde aşağı indik. Burası dağ olduğu için kar yağıyordu ama öyle böyle değil. O kadar şiddetli yağıyordu ki 3-4 adım önümüzü göremiyorduk. Cepimden çıkardığım pusulaya bakdım ve bir kaç saniye sonra time elimle yönümüzü işaret edip yürümeye başladım.

Ben Yüzbaşı Çakır ALPTEKİN. 29 yaşındayım ve kendimi vatanıma milletime adamış bir askerim. Bu yaşıma kadar bir çok tehlikeli göreve çıktım. Vurdum,vuruldum, öldürdüm ve ölümlerden döndüm ama asla mesleğimi bırakmayı aklımdan bile geçirmedim. Zaten askersen bunların hepsini yaşamalısın. Babamda askerdi ben 16 yaşındayken şehit oldu. Liseyi bitirdikden sonra anneme asker olmak istediğimi söylediğimde çok ağlamışdı hatta bana yalvarmışdı. Ama ben pes etmemişdim ve onu ikna etmem tam bir yılımı almışdı. Ve en sonunda bu asker adını kazanmayı başarmışdım.

Bu time katılmayı en çok isteyenlerden biri ola bilirdim belkide. Aslında Yüzbaşı olduğun için daha önceden tim kurulacağının haberini almışdım. Ama timdeki diğer askerler bunu 1 hafta önce Karargâhın yolladığı bildirim mektubunda öğrendi. Timde kimlerin olacağının isimleri geldiğinde altı erkek bir kız olucağını düşünüyordum. Timindeki Azerbaycanlı asker Aytac MUSAYEVA'yı isminden dolayı erkek sanıyordum. Ama karargaha gelib adını söylediğinde timdeki diğer kişilerde adını duyduğunda şaşırmışdı. Kahverengi saçları beline kadar uzanıyordu, açık kahverengi gözleri bir kadına göre fazlasıyla sert bakıyordu sadece gözleri değil yüz hatlarıylada sert görünen bir kadındı.

Timdeki bir diğer kadın ise Üsteğmen Gülşah YARBİL. Keskin nişancı. Onun adını çok kez duymuşdum. Başarılarından dolayı bir çok kez ödüllendirildi. Koyu mavi gözleri, bal rengi saçları ve Teğmen MUSAYEVA'ya nazaran yumuşak yüz hatlarıyla bir askere göre naif bir görüntü sunuyordu.

Ve Kıdemli Üsteğmen Emre SELVİKAYA. Emre ile 5 yıl önce bir görevde tanışmışdık. Fazlasıyla sakin,olgun bir karakteri var. Sakin karakterine zıt olarak sert bir duruşu, aurası var.

Diğer askerler hakkında bir fikrim yok ama onlarında fazlasıyla sert bir auraya sahip olduğunu inkar edemem.

Zaten eğer sen bu Vatanın askeriysen milletinin kalbine güven ,düşmanına bedenine korku düşürmelisin.

Köyün yakınından geçtiğimiz vakit askerlerden biri yanıma geldi. Bende adımladımı durdurup ne diyeceğini beklemeye başladım.

"İstihbaratçı Yavuz AKEL komutanım. Eğer izin verirseniz ben gidip bir köyü araşdırayım. Şüpheli birileri ola bilir. Sonra size yetişirim."

Yavuz'un söyledikleri banada mantıklı gelmişdi. Zaten kar yağışı azalmışdı tahminen yarım saate duracak. Hem böylece yarın köye geldiğimizde neyle karşılaşacağımızı bilmiş oluruz. Bunun içinde önce başımla onay verdim sonra aklıma gelen şeyle derin bir nefes alıp

"Tamam git ama yanına birisini daha al. Köy tehlikeli ola bilir." Dedim oda hemen başını sallayarak "Emredersiniz komutanım" diyerek yanımdan ayrıldı.

Yavuz ve Ayaz köye ilerlerken bizde yolumuza devam ettik.

***

Bir saatin sonunda birliğe varmışdık. Aslında daha erken varacakdık ama kar yağışı bizi fazlasıyla yavaşlatmışdı. Bu komando birliği çok büyük değildi. Ama küçükde değildi. Kar yağışı durduğu için bazı askerler birliğin önündeki karı temizliyorlardı. Girişdeki nöbet tutan iki asker bizi görür görmez asker selamı verdiler. Bende başımla onlara selam verdikden sonra birliğin bahçesine girmişdik. Diğer temizlik yapan askerlerde selam verdiğinde içerden çıkan Teğmen yanındaki Başçavuşla yanımıza geldiler. Birbirimize asker selamı verdikden sonra tokalaşarak isimlerimizi  söyledik. Teğmen Cihan YETKİN. 25-26 yaşlarında gibiydi. Sarı saçları ve mavi gözleri bir birlerini çok güzel tamamlıyordu. Boyu bana göre kısa kalıyordu ama güler yüzlüydü. Ve Başçavuş Hüseyin BALTACI. 35 yaşlarında olduğunu düşündüğüm Başçavuşun ela gözleri yılların yorgunluğunu taşıyordu ama gözlerinde yorgunlukdan daha baskın bir duyguyu göre biliyorum. Vatan sevgisi

Bayrak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin