Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.
1994
Harry odasından ayrıldığında Draco ve diğer dördüncü sınıf öğrencilerini ortak salonda gördü. Az önce odaya çıkarken kendisini rahatsız etmemelerine dair bir konuşma olmuştu.
Draco onu gördüğü an, "Harry, bizimle oturmak ister misin?" demişti ve Harry Draco'nun sorusuna gülümsemiş, hayır anlamında kafasını sallamıştı.
Harry'nin cevaplarına karşı Draco sadece gülümsemiş ve arkadaşlarının yanına gitmişti.
Harry ise odadan çıkma amacına doğru yürümeye başlamıştı. Görmesi gereken bir Basiliks vardı.
Biliyordu ki Basiliksler iyi duyma güçleri, sadakatları ve gözleriyle, diğer yılanlardan farklanıyorlardı.
İşte bu yüzden Harry, Basiliks'i çok seviyordu. Hogwarts'ta neler olduğunu öğrenmek için su borularından geçen ve iyi duyma yetisi olan, ona sadakatla bağlı bir Basiliks, herkesin istediği türdendi. Yani çoğunluğun.
Akşam yemeği yenilmiş ve yasak saat başlamıştı. Bu yüzden Harry, Peverell Varis yüzüğünü takmış ve görünmezlik gücünü kullanarak ikinci kattaki kızlar tuvaletine doğru yürüyordu. Adımları ne hızlı, ne de yavaşdı.
Acele etmiyordu. Çünkü bütün zamanlar onundu. Eclipse Varis yüzüğü sayesinde. Ama onu takmamıştı. Parmaklarında şu an Black ve Peverell Varis yüzükleri vardı.
Kapıyı açınca, ağlayan, cırtlak kız sesi duydu. Şu an Mızmız Myrtle'la uğraşmak istemediği için konuşmaya başladı.
"Hey, Mızmız Myrtle, duyduğuma göre Başkanlar banyosunda bazı yakışıklı erkekler duş alıyormuş." Myrtle sesin nerden geldiğini anlamamış, birkaç dakika etrafına bakmıştı ama bulamayınca, hızla ortadan kaybolmuştu.
Onun Başkanlar Banyosuna gittiğini tahmin eden Harry vakit kaybetmeden musluğa yakınlaşmıştı.
"Açıl." kızlar tuvaletinde yankılanan tıslama sesi ürkütücüydü.
Musluk göz alıcı beyaz bir işıkla parladı ve dönmeye başladı. Az sonra lavabo da hareket etmeye başladı. Lavabo gömülüp gözden kayboldu ve ardından geniş bir boru bıraktı. Bir insanın içine sığabileceği kadar geniş bir boru.
Harry hissettiği rahatlıkla o borudan atladı. Bir kaydırağa benzeyen bu boru oldukça karmaşıktı. Az sonra Harry borudan indiğinde kemiklerle dolu olan bir odada olduğunu anladı.
Odanın içerisindeki kemikleri boş verip yoluna devam etti.
Karşısında uzun bir yılan derisi gördüğünde, sırıtmaya başladı.
Bir dönemeci döndüğünde, karşısına bir duvar çıktı. Duvarın üzerinde birbirine dolanmış, gözlerinde iri, parıldayan zümrütlerin bulunduğu iki yılan vardı.
Harry rahat bir şekilde konuştu: "Açıl."
Duvar aralanırken yılanlar birbirinden ayrıldı ve duvar açıldı.
Uzun, loş bir odanın başında duruyordu, Harry. Oyma yılanlarla bezetilmiş yüksek taş sütunlar karanlığın içinde kaybolan bir tavana yükseliyor ve odayı kaplamış olan garip, yeşilimsi soluk ışığın üzerine siyah gölgeler düşürüyordu. Odanın hemen ortasında büyük ve ihtişamlı bir heykel görünüyordu.
Harry bunun kim olduğunu biliyordu. Marvolo'nun büyük büyük büyük büyük dedesi, Salazar Slytherin.
Odanın verdiği huzur verici hisle beraber gözlerini kapatmıştı, Harry. Gözlerini açtığında zümrüt yeşili gözler sinsilikle parıldamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yanında || Harry Potter Au
FanfictionHarry Potter daha doğmadan istenilmemiş bir bebekti. Hayat ona gülmemiş ve ailesi onu görmemişti. Daha 15 aylıktı ama ne olduğunu anlayabiliyordu. O bu evde istenmiyordu. Kehanet yüzünden herkes ondan nefret ediyordu. Bir kişi hariç. O kişi, Harry P...