Yorum yapmayı ve beğenmeyi lütfen unutmayın, canlarım.
"°•☆•°" bu işaretten sonra Harry'nin ağzından canlarım.
1994
Noel günü herkes mutlu olurdu. Yeni bir yıl, yeni bir bayram ve tatil. Esasen güzel geçerdi Noel. Kar yağdığında daha mutlu olurlardı.
Bu gece Noel'di. Yeni yıla girmek için insanlar 10'dan geriye saymak için heyecanlanırken Ejderha Adası'nda konaklayan ve oğullarını bulamayan Black ailesi telaşlı, endişeliydi.
Bilmedikleri bir yerdeydiler. Her an her şey başına gelebilirdi Harry'nin.
Annabella korkuyla salonda ayaklarını kendine çekmiş bir şekilde dururken Alicia salonda bir oraya bir buraya telaşlı bir şekilde yürüyordu. Black ikizleri evde yoklardı. Harry'i aramaya gitmişlerdi.
İki gün, 48 saatdir ortada yoktu Harry. İki gün onlara zehir olmuş, telaşlı bir şekilde sadece oğullarını aramışlardı.
"Anne, abim gelecek, değil mi?" Annabella'nın kısık çıkan sesi, üzgün bakışları ve her an ağlayabilen gözleriyle annesine bakmıştı. Alicia, em küçük bebeğinin ona böyle bakmasıyla suçluluk duyarken hızla kızının yanına gelmiş ve onu sarıp sarmalamıştı.
"Gelicek, bebeğim. Abin seni ne zaman yalnız bıraktı?" hem kendini hem de Annabella'yı telkin ederken aklına iki gün önce öğrendiği mektup, dava ve Regulus'un sözleri geldi.
"Oğlumuzu almak istiyorlar, Alicia." dedi Regulus güçsüz bir şekilde.
Alicia hızla Regulus'un yanına oturup elleriyle Regulus'un yüzünü kendine çevirdi.
"Yapamazlar. Yapamayacaklar. Regulus, Harry senin gibi bir babaya sahip. Senin gibi güçlü, hırslı, sevdiklerine değer veren ve Harry'i hayatının her parçasında seven ve koruyan. Harry'nin hayatının büyük bir çoğunluğununda sen vardın yanında. Ne sever, ne sevmez, neye alerjisi var, neden korkar, hepsini sen biliyorsun çünkü sen onun babasısın."
Alicia alnını Regulus'un alnına yaslayıp; "Kendine gel, Regulus Black. Sen benim sevdiğim adamsın, Harry ve Annabella'nın babasının, Sirius'un ikizisin. Senin mükemmel bir ailen var ve bu asla yok olmayacak. İzin vermiyeceğiz."
Alicia, Regulus'un dudağına yumuşak, bir saniyelik öpücük bıraktığında sadece Regulus'u değil kendini de bu sözlere inandırıyordu. Çünkü biliyordu, Regulus başarabilirdi.
Alicia derin bir nefes aldığında açılan kapıyla Annabella'la beraber hızla kapıya koştu.
"Buldunuz mu?! Bir haber var mı?!"
Regulus başını iki yana salladığında çökmüş olan yüzü kendisinin bir hayli yorgun olduğu belli oldu.
"Bulamadık. Nasıl bulamayız? En son ormana gitmişti. Ama orada yok. Sanki yer yarıldı ve içine girdi." dedi Sirius. Her zamanki neşesinden eser yoktu, her zaman gülen ve ciddiyetsiz yüzü, ciddiydi.
"Bu böyle olmayacak. Artık Bakanlık'tan yardım almam lazım."
"Neden şimdiye kadar almadın ki, baba?" dedi masum Annabella.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yanında || Harry Potter Au
Fiksi PenggemarHarry Potter daha doğmadan istenilmemiş bir bebekti. Hayat ona gülmemiş ve ailesi onu görmemişti. Daha 15 aylıktı ama ne olduğunu anlayabiliyordu. O bu evde istenmiyordu. Kehanet yüzünden herkes ondan nefret ediyordu. Bir kişi hariç. O kişi, Harry P...