Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. Ben yine dayanamadım ve baya duygusal bir bölüm yazdım.
1995
Black ailesi çocuklarına her zaman değer vererek büyütmüştüler, çocuklar her zaman en iyisine sahip olmalı, eğitimlerinde bir sorun olmamalıydı. Ama Black ailelerin unuttuğu bir duygu vardı; Sevgi.
Çocuklarına sevgi aşılamazlardı. Çünkü anne ve babanın arasında bir sevgi yoktu. Saygı, belki. Ama kesinlikle sevgi yoktu.
Ta ki Regulus ve Sirius Black'e kadar. Sirius'un şu an bir ilişkisi vardı, ama evli değildi. Yine de mükemmel bir baba olabilecek bir potansiyel vardı onda. Regulus Black'se zaten mükemmel bir babaydı. Çocuklarının her şeyiyle ilgilenirdi ve karısıyla aşık olarak evlenmişti.
Belki de şanslı olduğu bir konuydu bu.
Harry, Black ailesinin davranışlarını göz önünde bulundurdu. Harry şahsen babaannesi ve dedesi olan Walburga ve Orion Black'i seviyordu. Çünkü onlarla vakit geçirmişti ve ikisi de Harry'i sanki kendi torunlarıymış gibi sevmişti. Orion Black her zaman ona bilmediği şeyler öğretirdi. Ve minik Harry o zamanlara bayılırdı.
Harry'nin bilmediği konu buydu. Harry, annesi ve babasının genlerini aldığında üç kandan-Regulus, Alicia, James'den gelen safkan kanı ağır basmış ve safkan olmuştu.
Ama bunu şimdilik kimse bilmiyordu.
Şimdiyse dedesi ve babaannesinin ölü olması onu derin bir hüzüne maruz bıraktı. Bildiği üzere James Potter'ın ailesi yaşıyordu ama onlar başka bir ülkedeydiler.
Harry yarın yaz tatiline giriyordu ve yaz tatilini güzeller güzeli kız kardeşi, kokusuna hasret kaldığı annesi, şefkatli kollarında huzurla dolduğu babası ve komik şakalar yaparak, bazen ona tavsiyeler veren huzur kokan amcasından, vaftiz babasından uzak bir şekilde geçirecekti bir haftayı.
İçi sıkıldı, Aptal Kafalı Albus Dumbledore'un olduğu okulda daha fazla kalırdı ama Potter'lar tam bir baş belasıydı.
Ofladı ve ayağa kalktı. Son gün olduğu için dışarıda olması gerekirken odasındaydı çünkü Henry Potter'ı daha fazla görüp sinir krizi geçirmek istemiyordu Harry.
Kalktı ve duşa girdi, bavulunu topladı, Marvolo'nun gönderdiği bazı Ölüm Yiyen dosyalarına baktı, yeni fikirler düşündü. Aptal Fudge'ı olduğu mevkiden indirmenin binbir yolunu düşünmeye başladı.
Aklına gelen her ihtimalı kendi, gizli ve kimsenin bilmediği deftere yazdı. Deftere koruma tılsımları yapıp bavuluna koydu.
Potter'lara gitmeden önce bir toplantı olacaktı ve ona katılacaktı. Bu yüzden her gün Marvolo'nun ona aralarında olan büyüyle gönderdiği dosyaları titizlikle okur, bazı fikirlerini mektup olarak yazıp Marvolo'ya gönderirdi. Bazen babası ve amcasıyla bu konuda mektuplaştığı bile olmuştu.
Kapısı çalındığında, "Gir." dedi Harry. İçeri sarışın, uzun boylu, Malfoy varisi girdi. "Harry, herkesin dışarıda olduğu bir yaz günü sen neden içeridesin?"
"İşlerim vardı, Draco. Aynı zamanda bana garip garip bakan, sırf eski ailem Potter'lar diye beni öldürmek isteyen insanların yüzünü görmek istemedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yanında || Harry Potter Au
FanfictionHarry Potter daha doğmadan istenilmemiş bir bebekti. Hayat ona gülmemiş ve ailesi onu görmemişti. Daha 15 aylıktı ama ne olduğunu anlayabiliyordu. O bu evde istenmiyordu. Kehanet yüzünden herkes ondan nefret ediyordu. Bir kişi hariç. O kişi, Harry P...