Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.
1994
Dumbledore sinirle güldü. Şu birkaç gündür sinirleri bozulmuştu. Her şey Potter ailesinin dedikleri yüzündendi. Kaç yıldır Harry Potter'ı arıyordu çünkü ona gerekliydi. Ama nafile, çocuk sanki başka bir diyarda yaşamağa başlamıştı. Eninde sonunda bulamayınca, Sirius'u bulmaya çalıştı. Buldu da ama Sirius yalnız başına yaşıyordu.
Şimdi ise Potter ailesi, karşısına geçip şüphelerinden bahsediyordu. Çocuğun babasının Regulus Black olduğunu ama isminin Harry olduğunu söylüyorlardı. O çocuğun bir Potter olduğunu hemen anlamıştı, Dumbledore.
Bu da daha bir canını sıkmıştı.
Çocuğu bunca yıldır bulamamasının sebebini bulmuştu.
Ne yapmalı etmeli çocuğu piyonu olarak kullanmalıydı. Ama Regulus Black'in varlığı bu isteğine karşı çıkıyordu.
Kapısı çalınca, derin bir nefes aldı, Dumbledore.
"Gel." Dumbledore'un komutuyla, kapı açıldı. Potter ailesi ve aile dostları Lupin'ler buradaydı.
"Profesör Dumbledore, efendim, konuşmalıyız." James'in başlattığı sohbetle, Dumbledore düşündü. Onlara bir şey söylemeden göndermeliydi. Ama bu sefer başarısız olacağına adı gibi emindi.
"Evet, sizi dinliyorum James. Bir sorun mu var?" James Potter Lily'le gergin geçen bir bakışma yaşadı. Ve konuşmaya başladı.
"Aslında evet, var. Size bahsettiğimiz konu. Onun hakkında bize bir şeyler anlatabilir misiniz?"
"Çocuk hakkında kişisel hayatı olarak tek bir bilgim yok. Ama Hogwarts'a bu yıl başlayabilir."
"Çocuğu birkaç yıl önce arıyordun. Peki, nasıl bulamadın?" Lily Potter'ın sorusu herkesde bir merak uyandırdı.
"Ah, Lily, yavrum, ben Harry Potter'ı arıyordum. Sizin dediğinize göre Harry'nin soy ismi Black. Bu yüzden bulmamam çok doğal." Lily anladığını belli etti.
"Peki, şimdi ne olacak?" işte bunu, Dumbledore da merak ediyordu. Ne yapabilirdi ki Harry Black'i, tekrar onun piyonu haline getirebilsin.
Dumbledore yıllar önce James'in yaptığı şeye bir kez daha lanet etti. Eğer çocuğu vermeseydi, Harry Potter çok güzel bir piyondu.
O gün orada sadece düşündüler. Harry Black kimdi, onu düşündüler.
°•☆•°
Alicia içindeki sıkıntıyla, bir kez daha aynaya baktı. Her zamanki gibi mükemmel görünüyordu. Siyah saçlarına hafif bukle verniş ve arkaya atmıştı. Makyajı sadeydi, abartmak istememişti çünkü zaten evdeydi. Üzerindeki siyah, dizlerine gelen elbise ona çok güzel duruyordu. Asil bir aileden geldiğini belli ediyordu.
Yine de dış görünüşünü düşünmedi. Onun bebeği kötü bir haldeyken kendi güzel görünsün umrunda değildi.
Birkaç gün önce Harry biyolojik evebeynleriyle istemeden olsa bile bir görüşme yaşamıştı. Ve Alicia'da büyük bir endişe duyuyordu. Regulus konuşmuştu, ama Harry tek bir cümle bile söylememişti.
Harry'nin anne şefkatine ve anlayışına ihtiyaç duyduğunu hemen anlamıştı. Regulus. Alicia'da zaten bunu istiyordu. Harry'le, bebeğiyle konuşmak. Onunla bu konu hakkında uzun bir şekilde konuşmak. Bebeğini dertlerinden arındırmak.
Regulus ve onun odasından çıkıp Harry'nin odasının önünde durdu. Kapıyı çaldı. 'Gel' sesini duyunca, içeri girdi.
Harry rahat bir şekilde giyinmiş, yatağında uzanıyordu. Annesini görünce, ayağa kalkacakken Alicia gelmiş ve yatağa uzanmıştı. Belini yatağın başına yaslayıp, Harry'nin kafasını bacaklarına bıraktı ve saçlarını okşamaya başladı.
İlk önce hiçbir şey söylemedi ve Harry'nin rahatlamasını bekledi. Onun konuşmaya hazır olana dek bekleyecekti.
Ki çok sürmedi ve Harry konuşmaya başladı. Hala aynı şekilde durmuşlardı.
"Bilmiyorum... nasıl hissedeceğimi bilmiyorum. Yıllar önce...beni amcama bırakıp, hiçbir şekilde aramayan insanlar, ne kadar inkar etsem bile biyolojik aileme ne hissedeceğimi bilmiyorum. Sanki, sanki boşluktayım ve her yer karanlık. Işık çağırıyor ama ben kabul etmiyorum.(Harry yatakta dikelip annesine baktı. Gözleri dolmuştu.) Anne, ben ne yapacağım bilmiyorum. Bunun için hazırlandım ama şimdi karşıma çıktılar ve ben ilk görüşten güçsüz düştüm...ben...özür dilerim. Sizin beklediğiniz gibi bir çocuk olamadım." Harry'nin yatağa bakarak, konuşması ve ezbere söylemesi Alicia'nın ağlamasına sebep oldu.
"Asla, asla kendini yetersiz sanma. Sen çok güçlü bir çocuksun. Bu yaşadıkların ve hala ayakta kalmaya çalışman, çok normal, Harry. Bizden istediğin kadar yardım alabilirsin çünkü aileler bunun için var. Baban ve benim yaşama sebebimizsiniz siz. Bebeğim, her şeyi düşünebilirsin ama benim hayalimdeki çocuk olmadığını bana kabul ettiremezsin. Çünkü sen harika bir büyücü, harika bir abi ve harika bir evlatsın. Sen bir evebeynin istediği bir çocuksun, Harry. Ve bunu bana her saniye daha da hatırlatıyorsun. Yanındayım, yanındayız. Ve her zaman olacağız. Bunu sakın unutma."
Harry'e sarılıp, konuşmaya devam etti.
"Sen ne zaman düşersen, seni kaldırmak ve devam etmen için burada olacağım bebeğim. Aynı baban, amcan, kız kardeşin gibi." Harry'e daha bir sarılıp, kafasını öptü.
Onu sevdiğini sözlü bir şekilde dedikten sonra bir kez daha fiziksel olarak göstermek istedi, Alicia. O, Harry'nin daha ilk defa kucağına gelince bile çok sevmişti. Korumak istemişti. Sarılıp sarmak, büyücülerin pisliğinden kurtarmak istemişti. Ve hisleri daha değişmemişti. Harry onun her daim oğluydu.
Harry ise rahatlamıştı. Annesi onu anlamış ve yanında olacağına söz vermişti. Her şeye yalan diyebilirdi ama annesinin anlayışı, şefkatine asla yalan söylemezdi.
Sevgisini her zaman hissettimeği severdi.
Bir kez daha onu anlamıştı.
Ve her daim böyle olacaktı.
Son.
Merhabalar! Bölüm kısa ama güzel oldu. Harry ve Alicia'nın ilişkisini anlayabileceğimiz bir bölüm oldu.
Bir başka bölümde Harry ve Regulus'un ilişkisi anlayacağız.
Bir bölüm sonra Hogwarts'a gidiyoruz. Gelsin bakalım dördüncü yıl ve Henry Potter.
Oldukça kaos olan bölümler bizi bekliyor.
Yazım yanlışları olabilir.
Umarım beğenmişsiniz.
Kendinize iyi bakın.
🤍
25.05.23

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Yanında || Harry Potter Au
FanfictionHarry Potter daha doğmadan istenilmemiş bir bebekti. Hayat ona gülmemiş ve ailesi onu görmemişti. Daha 15 aylıktı ama ne olduğunu anlayabiliyordu. O bu evde istenmiyordu. Kehanet yüzünden herkes ondan nefret ediyordu. Bir kişi hariç. O kişi, Harry P...