56-) "Karanlığın İçinden" +18

4.4K 210 343
                                    


Kitabın gittikçe olduğundan çok daha karanlık bir yola sapması bazılarının hoşuna gittiği gibi bazılarını da ürkütüyor, rahatsız ediyor gördüğüm kadarıyla. Oysa kendimi, yazmak istediklerimi olabildiğince süzgeçten geçirerek, bölümleri sunacağım kitleyi göz önüne alarak hafiflettim her seferinde. Zihnimde dönen olayların, düşüncelerin, gidişatın yarısını bile işlemiyorum aslında burada çoğu sebepten ötürü. Daha kuralların ve hassas insanların olmadığı koşullarda kitabın asıl rengini gösterebilirdim hepinize ama şimdilik orta yoldan gitmeye çalışıyorum, hafifletiyorum elimden geldiğince. Belki ileride farklı bir platform üzerinden veyahut direkt pdf şeklinde bazılarına kitabın asıl halini, kafamdakileri hiç değiştirmeden yazdığım öz halini atabilirim. Bilemiyorum. Belki.

...

DİKKAT❗️Bu bölümde her türlü şiddet ve travmatik gelebilecek ölçüde cinsel istismar gibi oldukça rahatsız edici içerikler bulunuyor. Kesinlikle küçüklerin ve hassas bünyelerin okumaması gerekiyor, bilginize.

...

Bölüm Elli Altı

"Karanlığın İçinden."

Ш

Dolunay değil, Anastasia

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dolunay değil, Anastasia.

Karanlık.

Birbiri ardına aniden parlayan ve tekrardan karanlığa gömülen silik anıların arasında bir yerlerdeyim.

Beş duyu organıyla tarif edilemeyecek bir yabancılığı var buranın, zaman tersine akıyor gibi ve hiçbir şey ne soyut ne de somut. Bir şeyler var, görüntüler, sesler, karmaşık nesneler ama sanki onları izlemek yerine tadıyorum. Duyularım birbirine karışmış gibi, bana doğru karanlığın içinden uzanan parmaklar tenime değince bunu hissetmiyorum ama ağzıma yine acı bir tat geliyor.

Her şey, her şey birbirine karışmış. Ne oluyor anlamıyorum, ne duyuyorum ne görüyorum bilmiyorum ama orada olduğumu, deneyimlediğimi, bu karmakarışık zamanda, bu boşlukta süzüldüğümü biliyorum. Bu noktada artık biri benimle oyun oynuyor, aklımı karıştırmaya, beni korkutmaya çalışıyor diye düşünüyorum ama az sonra görüntüler netleşince bu anıların, bu simaların bana ait olduğunu anlıyorum.

Hayır, hiçbirini hatırlamıyorum, buna eminim ama bana ait olduğunu biliyorum. O, asla kestirilmesine izin verilmediği için kalçalarını dahi geçen simsiyah saçlı küçük kızın ben olduğumu biliyorum. Mavi gözlerinden tanıyorum onu, babasına nazaran irislerinin tonu çok daha koyu; neredeyse lacivert. Uzuvları incecik, bacaklarının onu nasıl taşıdığını düşünmek bir gizem adeta.

Matruşka'nın Kalbi : DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin