54-) ''Yıkım.'' +18

4.6K 239 275
                                    

.

DİKKAT❗️Bu bölümde her türlü şiddet ve travmatik gelebilecek ölçüde cinsel istismar gibi oldukça rahatsız edici içerikler bulunuyor. Kesinlikle küçüklerin ve hassas bünyelerin okumaması gerekiyor, bilginize. 

Bölüm Elli Dört

''Yıkım.''

Ш

1994    Kirovskiy Rayonu
Krasnoyarsk / Rusya

...

İmkanların kısıtlı olduğu, yaşamın evlerinin yanı başlarında her kış donakalan nehir gibi buz kestiği ve her şeyin büyük bir monotonlukla ilerlediği bu dönemleri geride bırakmak için güzel bir başlangıçtı taşınmak.

Tam olarak 2 yıl önce babasının ahşap oyuncaklar yaptığı dükkanını kapatmış ve taşradan şehir hayatına geçmek üzere Anastasia'yı da alarak Kirovskiy'de, belki bir hayvanın bile kalmayacağı kadar küçük, havasız, rutubet ve kenar köşesi ölü böceklerle dolu bir daire tutmuştu Aleksandr. Amacı gözlerden uzakta bir hayat yaşamaktı, ne de olsa haftalarını ebeveynlerini parçalara ayırmakla ve kalıntılarını çeşitli asit kombinasyonlarıyla eritmekle geçirmişti; taşra ahalisinin karşısına geçip genç ve mert bir delikanlı gibi ailesinin onları terk ettiğinin ve şimdi de kardeşiyle beraber taşınacaklarının haberini vermiş olsa da ortadan yok olan 2 insan söz konusuydu. Evet, annesini kimsenin arayıp soracağı yoktu fakat Yaroslav'ın çevresi genişti, iş arkadaşları vardı neticesinde ve her ne kadar Yaroslav'ı taklit ederek ailevi bir problem sebebiyle istifa ettiğine dair bir mektubu patronuna gönderse de bir katil olarak etrafta özgüvenle gezmek kolay iş değildi. Paranoyak olmamak mümkün olabilir miydi hiç?

Aleksandr artık 16 yaşlarında genç bir delikanlıydı, Anastasia dışında hiç kimseden hoşlanmıyor, zorunda kaldığı işleri yaparken olabildiğince az insanla görüşüyor, yine zorunda olmadıkça onlara asla gülmüyor ve gününü minimum seviyede insanlarla etkileşimle bitirerek eve geri dönüyor, hemen küçük Anastasia'yı bağlayıp kilitlediği kilerden çıkarıyor, ağzına doladığı kumaş parçasını da çözüyor ve günün geri kalanını seve seve onunla geçiriyordu.

Anastasia, yalnız kalmak için henüz çok küçüktü fakat Aleksandr'ın da para kazanması, evi en azından 6-7 saatliğine terk etmesi gerekiyordu. Elbette bu süreç içerisinde Anastasia'yı kimseye bırakamazdı, ne de olsa ev sahibi dahi Aleksandr'ı taşradan çalışmak üzere gelmiş bir delikanlı sanıyor, onu yalnız biliyordu. Dolayısıyla da Aleksandr, kızının gizliliğini sağlayabilmek adına onu hareket edemeyeceği ama hava alan bir yere kapatıyor, ağzını da sürekli ağladığı için sıkıca bağlıyordu.

Her ne kadar Aleksandr, Anastasia ile beraber olduktan sonra nerede, nasıl şartlarda yaşadığını hiç umursamasa da kaldıkları yer, zemin katta, doğru düzgün ısıtılmayan, bir morg kadar soğuk ve ışık almayan küçücük bir odaydı ama en azından Anastasia'nın sürekli olarak ağlaması, ağzı kapalı olduğu halde durmadan mırıltılar çıkarması ve bazen de geceleri geç vakitlerde durup dururken çığlıklar atması dışarıdaki insanlar tarafından kolayca duyulmuyordu. Pek de tekin olmayan bir mahallenin izole olmuş yer altındaki bir zindanı gibiydi burası, hem fazlasıyla da ucuzdu.

Aleksandr, burada kaldıkları 1.5 yıl boyunca elinden gelen her türlü işi yaptı. Fabrikalarda ve inşaatlarda çalıştı, getir götür yaptı, yük taşıdı. İnsanlarla, özellikle de diğer çalışanlarla hiçbir zaman anlaşamadı, anlaşmayı da istemedi. Kim hangi sebeple karşısına çıkıp da bir şeyler anlatmaya çalışacak olursa olsun, onları ifadesiz bir şekilde izlemeye ve ne derlerse desinler umursamamaya devam etti. Bu yüzden çalışanlar onu hiç sevmezler, onu kibirli bir anne kuzusu olarak görür, çoğu zaman da Aleksandr'ın arkasını dahi dönmelerini beklemeden kırıtıp dalga geçerlerdi. Başta sözlü ve imalı alayların ötesine gitmedi, Aleksandr da onları hiçbir zaman umursayıp bunu bir kavga meselesine çevirmediğinden hiçbir olay büyümedi ama Aleksandr'ın bu tepkisizliği, karşılarında görmek istedikleri duruş değildi. Beş parasız, hayatlarını sokaklarda geçirmiş bir avuç genç adamı fahişeler, votkanın vücutlarına yaydıkları sıcaklık ve böyle küçük zorbalıklar dışında ne eğlendirebilirdi ki?

Matruşka'nın Kalbi : DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin