13. Sulu Buz Olm Bu

473 65 40
                                    

"İlk maçınıza son bir hafta kaldı. Şuan iyi durumdasınız ama tabii ki-" Biten su şişesiyle oynayan Jungwon'a baktım. Benim evimde buluştuğumuz günün üzerinden iki hafta geçmişti. Boşvermeye çalışıp takımla ilgileniyordum ama bugünden itibaren beraber antrenman maçları yapacaktık ve istemesem de -ki kendimi kandırmayayım çok istiyorum- onunla yüz göz olmak zorundaydım.

Yine de yan yana duran Hyungwon ve Yeonjun'a bakarken daha büyük bir sorunumuz olduğunu hatırladım.

Birinin Hyungwon için takımdan gitmesi gerekiyor.

Onu bunu bırakın Yeonjun'un kafasından aşağı bir kova su dökmem lazımdı!

"Çalışmamız lazım dimi hyung?" Beomgyu gözlerinden basbayağı uyku akıyor. Biri şuna lol oynamayı bıraktırsın.

"Bende tam onu diyordum Beom."

"Ulan bi kere de şaşırt be Namu! Uykusuzluktan öleceğim ya." Uykulu olduğundan sinirini çıkaracak adam aradığı nasıl da belli ama.

Maç başladı ve tüm takım olarak savunma sahasındaydık. Yeonjun Namu hyung ve Hoseok hyung'la farklı maç ayarlayacağını söyleyip bu maça özel oynamıyordu.

Hücum tarafında sadece Sunoo vardı. Topa vurduğunda Hongjoong tuttu ve ondan önce koştuğu kaleye yetiştirdi. İlk oyuncu elenmişti.

"Hızlı olun!" diye bağırdı Hyungwon. "İki kişiyi daha eleyip onları savunmaya alalım!" Hong topu tutup tutmakta karasız olduğundan yavaş davranmıştı.

Sunoo elendiğinden tavır alarak sahanın dışına çıktı. Şimdi San gelmişti. Çarpık attığından top sahanın benden uzak bir köşesine düştü. Jake topa koşarken San çoktan ilk kaleye basmıştı. Salaklık edip Jake yakınına gelmesine rağmen ikinci kaleye koşacağını düşündüm ama yapmadı. Alt sınıflar kolay yem sayılmazdı.

Şimdi vuracak kişi Taehyun'du. Beom'un dikkatini dağıtmak için saçma sapan hareketler yaptığını görünce güldüm. Bunu gerçek bir maçta yapsaydı saniyesinden elenmiştik. Taehyun topa vurduğu anda San ikinci kaleye koştu. Niki topu Taehyun'un yakınında duran Sunghoon'a fırlattığında hızlıca Taehyun'un omzuna dokundu. İkinci elenen.

San'ın "Hay ben böyle işi!" diyerek bağırdığını duydum. Niki koşarak yanıma geldi. "Jay bu sayılıyor mu?"

"Kalelerden birine basmadan elinde top varken oyuncuya dokunursan elenir. Farklı bir eleme yöntemi. Anlatmamış mıydım?"

"Çok kural var nereden hatırlayayım ya?"

"En iyi maçta öğrenilir, yerine geç şimdi."

Yirmi dakika sonra San'ı eleyemediğimizden bir sayı almışlardı. Hayatımda onun kadar hızlı koşabilen bir oyuncu görmemiştim, biz topu tutma derdindeyken en hızlılarımız bile ona yetişemeden tüm kaleleri dönmüştü. Hyungwon "Küçüklere bak sen!" deyip, vuruş yapan Mingi'yi elediğinde üçüncü oyuncuları da elenmişti. Hücum sırası bizdeydi.

Bir antrenman maçı için oldukça uzun bir maç olsa da eğlenceliydi. Tabii Jungwon her atış sırası ona geldiğinde özellikle diğerlerine bırakmadan topu tutup elediğimden dolayı sinir olmuştu. Maç sonunda açık ara farkla yenilmiş olsalar da Yeo'nun "Hyung takımı onlar, bir sürü turnuvada oynadılar yenmeyi mi bekliyordunuz?" demesiyle onu haklı buldular. Heeseung'un attığı şişeden su içerken Jungwon yanıma geliyordu.

"Neden beni eleyip durdun? İki saatten fazladır sahadasın her hücuma geçtiğimizde diğerlerini değil bir tek beni eledin!"

Heeseung o günden sonra Jungwon'a cephe almıştı. Yanımda bağcıklarını bağlarken kafasını kaldırıp "Çok seviyor seni ondan." dedi. "Bayılıyor sana." Dalgaya almasına gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

99 Numara [Jaywon]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin