Soyunma odasında peşi sıra dizilmiş oturuyorduk.
"Orospu çocukları." Yeosang saçını kurulamaya çalıştığı Yeonjun'un söylediğiyle gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Biraz fazla abartmış olabilirdik, çocuk basbayağı titriyordu.
"Anlamıyorum, kafasına suyu boca ettiniz de ne oldu?" Jungwon bu yaptığımızdan pek memnun değildi. "Paşalar gibi bakıyorsunuz şimdi ona."
"Yo biz bakmıyoruz yalnız siz bakıyorsunuz. Elimden gelse dolaplarda birine kilitlerim." Yeonjun bunu duyunca dolaplardan uzak bir yere oturdu. Sunoo ona kendi yedek kıyafetlerinden vermişti.
"Jay! Neredesin lan?" Kapının ötesinden Heeseung'un sesi geliyordu. "Soobin gitti-"
"Gel kanka gel. Boşver Soobin'i." Odaya girdiğinde kafasında mor havlu ile oturan Yeonjun'u gördü. Sonra bana bakarak "Lan mal. Bunun için mi iki saat oyalattırdın çocuğu? Geri," kafama vurdu. "zekalı," Bir kez daha vurdu. "çocuk. Deseydin bende gelirdim!" Ve son kez vurdu.
"Deseydiniz bende gelirdim." Kapıda Yeonjun'un haline katılarak gülen Soobin'e şok içinde baktım. Heeseung boşu boşuna oyalamış ya anasını!
Yeonjun "Sende mi brütüs?" diye söylendi.
"Edebiyat yapma yapram." Soobin elinden geldiğince yüz vermemeye çalışıyordu ama Yeonjun yüzüne mal mal bakınca dayanamayıp yanına gitmişti.
"Okul dağıldı başımın belası. Servisin çoktan gitti."
"Ciddi misin? Hay ben böyle işi, Jay amına koydum-"
"Tamam abartma, babama söylerim bırakırız seni."
"İyi de baban geç gelmiyor mu?"
"Bir saat bende takılmak çok zor olmamalı."
"Gözümün önünde birbirlerini seviyorlar." Sunghoon, Jake'in karnına dirseğini geçirdi.
Şerefsizdi, pisliğin tekiydi ama aşkta şanslıydı.
Hep de böyleleri şanslı olur zaten!
"Sus Jake."
"Biri beni de sevsin."
"Ben severim, sus şimdi."
Lan.
LAĞN AGAM AGAMA YÜRÜYOR.
Bakışlarımı komik bulmuş olacak ki, Jungwon'un güldüğünü işittim. Heeseung "Midem bulandı." deyip odadan çıktığında daha fazla aşk dolu ortamda kalıp 'aşksızlıktan' ezilmemek için peşinden çıktım. Jungwon da benimle çıkmıştı. Konuşmak için Heeseung'un uzaklaşmasını bekledi.
"Çalıştıracaksın değil mi beni?" Boş bir koridora girerken iki adım arkamdaydı. Adımlarım yavaşladı.
"Gerçekten tek derdin bu mu Jungwon?"
"Başka ne olabilir?"
O an senden hoşlanıyorum demeyi çok istemiştim.
"Haklısın. Başka ne olabilir ki?" Anlamsızca gözlerime bakmaya devam etti. "Çalıştıracağım. Yarından başlarız. Bir haftada ne yapabilirsek artık."
"Teşekkür ederim. O zaman, mesajlaşırız." Kelimelerini seçerek konuşuyordu. Hala 'tek derdin bu mu?' kısmında takılı kalmış olmalıydı. "Sana yazarım." Yanımdan ayrıldı
Ben bu çocukla ne yapacaktım?
"Nasıl kabul ettin lan? Hadi onu geçtim, ne demeye beni rezil ettin? Ulan adamlığına güvenip yok dedim, kabul etmez dedim yüzümü katran karası çıkarttın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
99 Numara [Jaywon]
FanfikceJay, beyzbol oynamaya yeniden başladığında diğer takımın kaptanına aşık olacağını bilmiyordu.