28. Etkiye Tepki

388 57 14
                                    

"Yang Jungwon! Benimle çıkar mısın?"

Dizlerimde heyecanımı taşıyacak güç kalmamıştı. Cevabı için gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Önündeki tutacağı iki eliyle sıkıca kavrıyordu. Benim kadar heyecanlı olabilir miydi? Bunun imkanı var mıydı?

"Jungwon reddedeceksen de lütfen burada söyle." Cevap ne olursa olsun, bekleyemezdim. Fazlaca beklediğimi düşünüyordum.

"Reddedeceğimi kim söyledi?" Kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atmaya başlamıştı.

Gülümsememi sonuna kadar bastırmaya çalışırken "O zaman?" dedim. Sesimin oraya kadar gittiğinden bile şüpheliydim. Başını sallayıp "Evet." dediğinde sahanın ortasına gidip bu çocuk artık tamamen benim diye bağırmak istiyordum. Birileri yanıma gelip omzuma elini atmıştı, bir kaç kişinin alkışladığını duydum ama her saniye bakışlarında daha çok kayboluyordum.

"Ağlamak istiyorum. Hem de ne ağlamak!"

"Yeniden doğmuş gibiyim. Bu günleri de gördük ya lan!"

Tribünlerden inip yanıma gelirken tıpkı maçta izlerken olduğu gibi gülümsüyordu. Kimsenin duymamasını umarak kulağına "Jungwon herkesin içinde reddetmemek için dediysen anlarım-" diye fısıldadım. Geri çekilip kaşlarını çattı.

"Neden öyle bir şey yapayım? Seni sevdiğime bu kadar mı ihtimal vermiyorsun Jay?" Benim aksime o gayet de sesli konuşuyordu. Cevaplayacakken Niki arkamdan yanaşıp sırtıma vurdu.

"Sen Jay için imkansız gibi bir şeydin, nasıl tepki vermesini istiyorsun?"

"Düzgün konuş sevgilimle. Ne o öyle senli benli?"

"Affet usta." Sonra Jungwon'a döndü. "Affet yenge, ayıp ettik."

"Bana bakın, hemen instaya beraber fotoğraf atmanız lazım Piçhua görsün." Sunoo gözlerindeki yaşları silerken elinde telefonla gelmişti.

Niki endişeyle "Sen niye ağlıyorsun?" diye sorduğunda onu tersledi.

"Duygulandım, bir sorun mu var?"

"Yok."

"İyi o zaman. Neyse tebrik ederim. Hem turnuva için, hem de uğruna ne ritüeller yaptığım aşkınız için."

"Ne ritüeli?" Göz devirip "Muska yaptım sanki!" dedi. "Aşk ritüeli, başka ne olacak?" Korkudan tüm hayatım gözlerimin önünden sanki bir film akışı gibi geçmeye başlamıştı. Jungwon'a baktığımda "Haberim bile yok." diyerek kendini savundu.

"Aman be şaka. Her şeye de inanıyorsunuz."

Hongjoong gelmemizi işaret eden Hoseok'a eliyle bekle diye işaret ettikten sonra bize döndü. "Ritüeli boşver Sunoo, Jay kapı eşiklerini muskayla doldursan da gene Jungwon'u severdi o derece aşık."

Hyungwon en köşede babacan bir tavırla iki takımı seyrediyordu. "Arada kaynadı ama," diyerek konuşmaya başladı. "küçüklerimiz ilk turnuvalarını kazandı. Yürüyün şimdi kupaları almaya." Jungwon bunu yeni hatırlamış olacak ki beni unutup koşarak Namjoon hyung'un yanına gitti.

"Numaralara göre dizilin lan! Geçen seneki gibi rezil etmeyin beni el aleme!" Hyungwon'un bağırışıyla elime kulağıma götürdüm.

"Sağır ettin be adam."

İki senedir tek takım ve tek kupa olarak döndüğümüz okula, zaferden farklı olarak iki kupa ve takımla döndük. Hoseok hyung kupayı bir kez daha cam vitrine yerleştirmemizi uzaktan izledi. "Tebrik ederim." Sesindeki anlamı hepimiz biliyorduk. "Savaştınız ve hakettiğinizi aldınız. Şimdi dağılın," Beomgyu sevinç nidalarıyla ardına bile bakmadan kapıya koşarken "temelli değil." diye devam etti.

99 Numara [Jaywon]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin