4. Asıl Senin Anonim

722 101 65
                                    

Çantama ders kitaplarını sıralarken telefonu hoparlöre aldım. Sunghoon bugün gelmek istemiyordu.

"Kanka ben gelmiyim diycem de, devamsızlığım sınırda. Bir de şu takım olayları da var kaos olur mazallah kaçıramam."

"Benim her şekilde gitmem lazım. Niki bana emanetmiş." Dün gece Heesung arayıp Niki'yi çalıştırdığım için teşekkür etmiş, bundan sonra bana emanet olduğunu söylemişti. "On dakikaya çık Hoon, kapının önünde olurum."

"Yeni gözde oyuncuya sahip çıkmak zor olacak." Annesi seslendiğinde "Neyse, tamamdır. Gelince ararsın." dedi ve kapattı. Yeni gözde oyuncu. Benden sonra, Hyunwon'un zor toparladığı üç senelik takımda gözde oyuncu artık Niki olacaktı.

Sürekli Hyungwon'dan bahsediyordum çünkü takım şampiyonluk yüzü görmezken onun sayesinde okulun ödül rafı tamamen dolmuştu. Beni takıma zorla sokup, neredeyse kaptan yapacaktı. Ve bu sene hepimizin son senesiydi. İlk sene, tüm takım dağılmadan son seneye kadar turnuvalarda oynayacağına söz vermişti. Artık son senemizdeydik.

Takıma Yeonjun geldikten sonra o söz unutuldu. Geçtiğimiz sene yedeklerde olan çocuk şimdi takım kaptanıydı ve Hyungwon'u aptalca bir oylamayla az daha takımdan attıracaktı. Tüm takımı o toplamıştı ve kaptanlık Yeonjun'dan önce ondaydı. Sahadayken herkes memnundu ta ki Yeonjun, Hyunwon'a takımın ondan memnun olmadığını söyleyene kadar. Sahada bile değilken tüm okula hakkında saçmalıklar anlatıp takımın geri kalanını da buna inandırdı ve Hyungwon'un bunca şeyi sadece ulusallara gitmek için öne çıkması gerektiğinden yaptığını söyledi. Hepimiz onun beyzbol da ne kadar iyi olduğunu biliyorduk. Basit bir lise takımındansa bölge elemelerine katılıp profesyonelce devam edebilirdi. Yeonjun bunu bildiğinden yapmıştı.

Sonra Hyungwon'a teklif geldi ve bunu takım öğrendi. Uzun bir eğitimin ardından ulusallara seçilirse oynayabilecekti. Hyungwon takıma güneverek bu teklifi reddetti, geri döndüğünde ise Yeonjun çoktan takım kaptanıydı. Diğerleri söylemeden ayrıldı. Yeonjun aynısını bana yapmaya kalktığında fazla zaman geçmeden bende ayrıldım. Herkesin Hyungwon'a yaptığı gibi geri dönmem için milyon kez peşime takılacağını biliyordum.

O olmadan takıma dönmeyeceğim.

Ama ikimiz birden geri dönersek, biri yedeklere geçmeliydi.

Çantayı kapının dibine koyduğumda duvarda asılı olan formayı gördüm. İlk formam olduğundan asılı duruyordu. Onu Niki'ye vereceğimden askısından alıp katladım ve çantama koydum.

Hoon'u arayıp kapıda olduğumu söyledim. Savaştan çıkar gibi kapıdan kendini dışa attı.

"Koş amına koyayım koş!" Kolumdan tutup okul yolunda koşmaya başlamıştı. "Annem Hyungwon'un takımdan çıktığını öğrenmiş lan!"

"Ne diyosun? Niye söylemedin kadına birden öğrendiyse yüreğine inmiştir."

"Jake'in annesiyle telefonda konuşurken öğrenmiş." Annesinin kapıdan seslenişini duydum.

"Sunghoon o çocuğu takıma geri getirmeden eve gelme sakın!"

"Anne bu arada Jay de-" Çantamı sırtına sertçe geçirdiğimde sustu.

"Evden atılmak istiyorsun herhalde."

"Önce seni ikna ederim diyordum. Anama da iyilik yapmış olurdum."

"Sen iyilik yapma Hoon. Şeytan bile götünü yırtarak gülüyor."

"Deniyoruz bişeyler, kırma işte hevesimi."

Jake sınıfın önünde bizi bekliyordu. Eminim ki içerideki muşmula suratları tek başına çekemeyeceğinden her gün bunu yaşıyorduk. En arka cam tarafına geçip oturdum. Üç ders geçti ve dersin ortasında kapı çalındı. İçeri o çocuk girmişti.

"Olum harbi kediye benziyor." Jake onu gördüğü her an aynı şeyi demeye yeminli gibiydi.

"Coğrafya hocası kaydımı tamamlamanız için size gönderdi."

"Dersin ortasında mı gönderdi cidden?" Öğretmen masasının yanında durdu.

"Sizin pek ders işlemediğinizi gitmemin sorun olmayacağını da söyledi."

"Oha! Cesarete bak!"

"Kedi cesareti sanırım." Öğretmen sinirden mosmor olmuştu. Jungwon'a bir şey diyemediğinden elindeki dosyayı sinirle karıştırıp bir kağıt çıkardı ve önüne koydu.

"Doldur şunu. Teneffüste getirirsin."

Öğle arası olduğunda takımda oynayacaklar açıklanacağından Hoseok hyungun peşine takılarak sahaya gittim. Bu sefer açık sahadaydık. Kulağına eğilerek "Hyung neden basketbol sahasında değiliz?" diye sordum.

"Dün siz gittikten sonra biraz dağıttık diyelim."

"Çağırsaydın hyung, iki dakikaya toplardık."

"İki dakikalık iş değil Jay'cim. Namjoon hyungun potayı kırdığından yerler de süpürülecek."

"Potayı kıracak kadar çekişmeli oyundu demek."

"Hıhı. Aynısından." Bugün çok dalgındı.

"Yoongi hyung da geldi mi?" Yedek kulübesinin önünde durduğumuzda kağıtları elime tutuşturdu.

"Geldi Jay, neyi merak ediyorsun?"

"İlk seneki kadar yakın değilsiniz de, sorayım dedim."

"Sen beni sınamak için gönderildin cidden. Aylaklık etme de isimleri açıkla." Kağıttaki isimleri okumaya başlayacakken karnıma sertçe vurdu.

"Ben dedikten sonra." İki büklüm bir şekilde kafamı salladım.

"Çocuklar! Sıraya göre dizilin, hızlı olun!" Hoseok hyungun sesi yirmi kişinin birden saniyesinde dizilmesine yetmişti. "Şimdi," Bir adım öne çıktı. "isimleri açıklayacağız. Takımda olmayanların yedeklere seçilme şansı var. Kısacası adınızı duymayınca hemen karalar bağlamayın." Beni gösterdi. "Bu dingili tanıyan var mı?" Seçmelerde gördüğüm, adı Mingi olan çocuk sırıtarak "Tanımayan var mı?" dedi.

"Yedeklerden geldi. Şuan takımda değil diye ben ondan iyiyimdir havalarına girmeyin, bazılarınızda o ifade var. Daha ilk seneden turnuvalara çıktı, sonraki sene de aynı şekilde. Beyefendiyi bu seneye ikna edemiyoruz ama olsun." Her fırsatta bana laf sokacaktı. "Çok gördüm, potansiyeli olup da seçilmeyen oyuncular oluyor. Yedekler utanılacak bir şey değil. Bunu bilerek açıklanacak isimlerin dışındakiler daha çok çalışacak. Jay sırayla söyle."

"Kim Sunoo. Jung Wooyoung. Choi San. Kang Taehyun. Huening Kai. Jeong Yunho. Song Mingi. Kang Yeosang ve Yang Jungwon."

"Bu kişileri iki jüri üyesi, Jay ve ben seçtim. Yedekleri sadece ben seçeceğim. Beraber vakit geçirin ve kaptan adaylarınızı seçin. Sonra oylama yapılacak. Dağılabilirsiniz." Seçilen kişiler dışındakilerin yüzünde harap bir ifade vardı. Sahadan çıkmak üzereyken Hoseok hyung dönüp "Bir hyung tavsiyesi isterseniz," Bana bakarak devam etti. "Yang Jungwon kaptanlığa uygun. Kendi fikrim, başka bir adaya da gerek yok. Yine de takım olan sizsiniz. Bu kaptanlık işi için Jay ve bir arkadaşını göndereceğim. Ben yedeklerle ilgilenirken onlar kaptanlıkla ilgilenir." Ve sahadan çıktık.

"Ne yap ne et Yang'ı seçtir. Dediklerinden sonra düşününce Yunho kesinlikle uygun değil. Evet iyi oynuyor ama takım yönetmek farklı."

"Denerim-"

"Deneme Jay yap!"

"Hay ben senin a-" Adımları aniden durdu. Korkuyla ona baktım.

"Efendim?"

"Anonim. Anonim hocam."

"Asıl senin anonim Jay."

"Saygılar hocam." diyerek gidişini izledim.

Al başına belayı Jay.

99 Numara [Jaywon]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin