"Hyung, bana inanıyorsun değil mi? Böyle bir şey yaptığımı düşünmüyorsundur." İki adım arkasında yürüyüp ona yetişmeye çalışıyordum. Yoongi hyung'u zar zor ikna edip göndermişti ve ben şimdi ne düşündüğünü öğrenmek için peşinde koşmak zorundaydım.
"İnanmak istiyorum ama kim o çocuğu o kadar sağlam dövdü Jay?"
"Ben Jungwon'u arıyordum, istersen ona sor-"
"Jungwon yüzünden daha ne kadar dikkatin dağılacak?" Bilmiyorum.
"Dikkatim dağılmıyor-"
"Kaç haftadır avare avare dolaşıyorsun. Basit bir hoşlantı şu ana kadar geçerdi Jay." Derin bir nefes alıp "Sadece hoşlantı değişmiş o zaman." dedim.
"Bunu konuşmayacağım ama sahaya yansıtmıyorsun en azından. Sana ne dediğimi hatırlıyorsun değil mi? Tek bir olayda seni takımdan atarım." Bunu yapmaması için diz çöküp yalvarabilirdim bile.
"İnan bana hyung. Öyle bir şey yapacak kadar aklımı kaçırmadım."
"Ben müdüre ne hesap vereceğim oğlum? Yoongi direkt ona gidecek!"
Hyungwon koşarak yanımıza gelirken "Göğsünü kabarta kabarta karşısına geçip sahalar kralım öyle şey yapmaz diyeceksin hyung!" diye bağırıyordu.
Hoseok hyung gülerek "Az önce ecel terleri döken çocuğa ne oldu?" diye sordu.
"Tanımıyorum kendisini."
"Cidden iflah olmazsınız siz."
"ULAN HERİF HELE Bİ AT SEN ONU TAKIMDAN BAK NASI A-"
"O kim lan?" Koridorun en başından büyük bir patırtı geliyordu.
"JAKE KES AMK!" En başta Jake olmak üzere tüm takımın -alt sınıflarda gelmişti- bana doğru koştuğunu gördüm. Jake henüz Hoseok hyung'un yanımda olduğunu görmemiş olmalıydı.
"ASLANIM!" Boynuma atlayıp yere düşmemi sağladı.
"İn lan üstümden!"
"Söyle, attı mı seni takımdan? Ne dedi? Seni döndürtene kadar anamdan emdiğim süt burnumdan geldi amk!" Hong, Hyungwon'un yanında duruken "Sanki sen döntürttün!" diye bağırdığında Jungwon sadece gülmüştü.
"Eee anlatsana Jake'cim ne yapacaksın takımdan attıysam beni?" Zaten gözleri dolu doluydu, bir de bunun üstüne saatlerce ağlayabilirdi.
"Ne yapacağım hyung ya? İlahi sende her şeyi ciddiye alıyorsun."
"Üzgünüm hyung ama okulu da dünyayı da sana dar ederdik."
"Sunghoon senin dilin ne zaman bu kadar çözüldü?"
"On dakika önce falan."
"Atmıyorum takımdan falan. Zor geri getirdik zaten. Siz de oturup müdüre ne hesap vereceğiz diye düşünün!" Bizi bırakıp gittiğinde Jake'i kendimden ayırmaya çalıştım. Katiyen ayrılmıyordu.
"Amına kodumun Joshua'sı. Yanında ki iki piçle beraber gömeceğim onu."
"Tamam yaparsın önce bi kalk üstümden-" Sunghoon kollarından tutup çekti.
"Abartma lan. Burada işte."
"Kıskanma Hoon'cuk." Ayağı kalkıp üzerimi düzelttim.
"Şimdi," dedi Hyungwon. "Jungwon'un sana söylemesi gereken bir kaç şey var." Geri kalanlara bir bakış attığında mesajı almışlar gibi hemen dağılmışlardı. Sunghoon Jake'i zorla uzaklaştırırken "Jay konuştuktan sonra gel şuna bak! Durmayacak!" diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
99 Numara [Jaywon]
FanfictionJay, beyzbol oynamaya yeniden başladığında diğer takımın kaptanına aşık olacağını bilmiyordu.