10-Kan

179 18 12
                                    


Öğlene kadar uyuma hayallerim varken alt kattan gelen sesler yüzünden bir türlü uyuyamıyordum.

Ne güzel öğlene kadar uyumak varken neden sabahın köründe kalkarlar ki.

Biraz yatakta debelendikten sonra uyuyamayacağımı anlamıştım bu yüzden yataktan çıkıp aşağıya inmeye karar verdim.

Merdivenden inerken sesler dahada yükseliyordu Jimin ve Hyunjin'i gördüğümde olduğum yerde kalmıştım.

Ben kavga ettiklerini düşünüyordum ama Hyunjin ve Jimin dün akşam oynadıkları oyunu oynuyorlardı.

"Bıkmadınız mı şu oyundan sabahın köründe ne oyunu." Dediğimde Felix yanıma gelip.

"Ne bıkması, saat üç de falan başladılar oynamaya." Dediğinde

Şaşkınlıkla duvardaki saate baktım, saat ön yirmi beşdi. Parmağımla saati saymaya başladım dört, beş, altı, yedi saattir aynı oyunu mu oynuyorlardı.

Felix yanlarına gittiğinde gülmeye başladığında ne olduğunu merak edip yanlarına gitmiştim. .

"Bende nasıl kazanıyorsun diyorum, çözümü Hyunjin'i bağlamakta mı buldun alfa?"

"Sevgilin yerinde duramadığı için bağladım, söylesene nasıl başa çıkıyorsun sen bununla yormuyor mu seni?"

Daha Jimin cümlesinin başındayken Felix öksürmeye başlamış Hyunjin ise yere düşmüştü. Ben Felix'e su getirmeye giderken Hyunjin ise sevinçle bağırıyordu.

"Sevgili mi Felix ve ben, ne zaman, Felix kabul ettin de benden önce şu alfa bozuntusuna mı söyledin?"

"Ne sevgilisi sevgili falan değiliz."

"Hayallerimi yıktın ama bir gün senin yüzünden kalpten gideceğim, sonra arkamdan vicdan azabı çekersin. Felix sakın ben ölünce sende ölmek isteme yaşa hayatını, ben öldüm sende benim için yaşa civcivim."

Jimin "Buda ne sulu göz çıktı, kalk öldüğün falan yok. Hadi yemek hazırlayalım acıktım ben." Dedikten sonra mutfağa yöneldi.

Bu neden hep aç acaba kurt olduğu için falan mı ki?

Hepimiz mutfağa gittiğimizde Jimin kahvaltılıkları çıkarmıştı bile. Masaya oturduğumuzda Hyunjin ve Felix masaya hiç iç açıcı şekilde bakmıyordu.

"Bunları da mı yiyemiyorsunuz?" diye sorarken bir şişeden bardağa kırmızı renkli bir şey doldurup önlerine koymuştu.

Hyunjin bardağa şaşkın bir şekilde baktıktan sonra Jimin'e baktı. O konuşmadan da Jimin konuşmaya başladı.

"Şimdilik bununla idare edin." Dedikten sonra yemeğe başladı.

"O ne?"

"Neye benziyor sence?"

"Bilsem sormazdım herhalde." Dedikten sonra Hyunjin elindeki bardağı bana uzattı.

"Bak tadına istersen, ileride çok haşır neşir olacaksın."

"Kan mı o?"

"Keşke bu zekânı başka şeylere de kullansan Meçkey."

Dedikten sonra hepimiz yemeğe devam ettik, ben zaten doymuştum ama diğerleri bir türlü doymak bilmiyordu.

Hyunjin bardağını masaya koyduktan sonra "Yoongi sen şu kadarcık şeyle doydun mu?" Dediğinde Jimin.

"Onun midesi küçücük bir şeydir. Bir lokma şeyle doyuyor. Doktor sana on tüp vitamin iğnesi verirse şaşırmam." Demişti.

DARK BLOODHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin