"Asıl konuya gelelim de. Kediciğimiz güçlerini öğrensin artık."
Her şey daha yeni başlıyor desenize.
"Her ne çiçeği ise ondan kanında çok bulunduğu için güçlerimi daha geç kullanabileceğimi söylemiştiniz ama." Dediğimde Jin.
"Öyle kedicik. Ama sen güçlerini kullanmaya başladın bile." Demişti.
"Ne ara başladı, benim neden haberim yok? " daha benim haberim yok Hyunjin, senin nasıl olsun.
Hakikatten ben bilmezken Jin nasıl biliyor?
"Ben ağaçların arasına saklanmıştım, aha şu iki beceriksiz de uzak bir yerde sesler çıkaracaktı. Ama tabi beceriksiz oldukları için Kurtlara yakalandılar."
Jin lafını bitirdikten sonra Hyunjin yavaş yavaş Jin'e yaklaşmıştı.
"Ne o beceriksiz falan, söyleseydin kurtların bölgesi olduğunu hazırlıklı olurduk. " Dedikten sonra Felix'in yanına gidip yanaklarını sıktı.
O kadar yıl buralarda yaşayıp neresinin kimin bölgesi olduğunu bilmiyor muydu?
"Benim civcivim nasıl korktu haberin var mı senin, hem ben civcivime beceriksiz falan dedirtmem. Ben öyle olsam bile o değil."
"Kendin dedikten sonra başkasına mı dedirtmiyorsun Hyunjin?" Beklenen soru Felix'ten geldi işte.
Hyunjin "Oraları karıştırma bir tanem ortamı yumuşatmak için dedim ben onu." Dedikten sonra Felix aegyo yapar gibi konuştu.
"Gerçekten mi?"
"Gerçek tabi, ben neden sana kötü bir şey diyeyim? Hele bir desinler sana, ölmekten beter ederim ben onları. Kim cesaret edebilir benim sevgilime bulaşmaya." dedikten sonra Felix'e sarılmıştı.
Onlar sarılınca Jin olduğu yerde zıplayarak alkışlamaya başlamıştı.
Jimin ise hepsine garip garip iğreniyormuş gibi bakıyordu. Onun yanına gidip kolunu dürttüğümde bana bakmıştı.
"Neden öyle bakıyorsun, sanki garip bir şey yapıyorlar." Dediğimde Hyunjin ve Felix'e dönerek konuşmaya başladı.
"Şu halleri garip değil mi zaten. Baksana şunlara vıcık vıcık ayrılamadılar bir türlü."
"Aşıklar işte birbirlerine, kavga etmeleri falan mı gerekiyor?"
"Kavga etmesinler de, böyle aşk mı olur. Sarılmak bir şeyler yapmak için yer arıyor Hyunjin."
"Herkes sevgisini başka şekilde gösteriyor onlarınki de bu işte."
"Peki sen nasıl gösterirsin sevdiğini?" Jimin birden bunu sorunca şaşırmıştım. Daha önce bunu hiç düşünmemiştim.
Hadi ama şimdiye kadar konuştuğum birisi bile olmadı ki.
"Cevap vermeyi düşünüyor musun?"
"Bilmem, daha önce hiç düşünmemiştim." Dememle şaşkınca bana dönmüştü.
"Daha önce hiç sevgilin olmadı mı?"
"Hayır. Şimdiye kadar beste yapmaktan başka bir şeye vakit ayırmıyordum ki. Zaten sevgili işi bana saçma geliyor, iki kişi takılıyorlar evleniyorlar çocuk falan hayatları mahvoluyor."
"Hayatlarının mahvolduğunu nereden çıkardın şimdi, sevdikleri kişiyle sonsuza dek birlikte oluyorlar işte." Benim bu konuyu dağıtmam lazım yoksa Jimin çocuk yapmaya kadar getirecek gibi duruyor.
"Sen söyle o zaman, birisini sevdiğini nasıl gösterirsin."
"Bence fazla bir şey yapmaya gerek yok. Onu koruyarak ya da belli etmeden gösterirdim anlayıp anlamaması ona kalmış. O da benden hoşlanıyorsa fark eder zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK BLOOD
Fiksi PenggemarYoongi küçükken her gece babası'nın anlattığı hikayeyi dinlerdi. Bir gün gerçek olacağını bilmeden. Karanlıkta kaybolanlar, Kanın ve ayın gücüyle beslenenler. Güneşin batışıyla uyandılar, Gecenin sessizliğiyle dolaştılar, Kanın tatlı tadıyla yaşadıl...