______________________
Yoongi taktığı kulaklık sayesinde uykuya dalmıştı ama Jimin bundan habersiz odasında Meçkey'inin gelmesini bekliyordu.
En sonunda dayanamayıp Yoongi'nin odasına gitmişti.
Kapıyı açıp içeri girdiğinde gördüğü manzara onu şaşırtmıştı çünkü Yoongi'nin uyuyacağını hiç düşünmemişti.
Camı açıp aşağıda ses çıkaran arkadaşına seslenip ona gitmesini söylemiş ve yatağın köşesine oturup bir süre Yoongi'yi izlemişti.
Düşünmeden edemiyordu böyle masum gözüken hatta biraz da saf olan bu çocuğun içinde nasıl bir güç olabilir.
Ne kadar belli etmese de çok merak ediyordu.
Oldukları tehlikede, bir saldırıda nasıl baş edecek. Çünkü Jimin'e kalsa barışı sağlayana kadar Yoongi'yi evden çıkarmaz herkesi ondan uzak tutardı. Ve şu an ekstra bir tehlike daha vardı evinde iki safkan vampirin olması hiç güvenli değildi.
Kurtlar Jimin'i bildikleri için pek bulaşamazdı ama vampirlerin ne yapabileceğini o da bilmiyordu.
Ve şu an peşlerinde kim olduğunu bilmedikleri bir vampir vardı.
Normalde Yoongi vampir güçlerini kullanmaya başladığı zaman ona savunma hareketlerini öğretmeyi planlıyordu ama ortaya çıkan vampir arkadaş tüm işleri bozmuştu.
Jimin tanıyordu Yoongi'nin gerçek ailesini, ikisi de çok güçlü bir vampirdi, çocuklarını çok seviyorlardı sırf Yoongi'yi korumak için ondan mahrum kalmayı bile göze almışlardı.
Zaten Yoongi bu fedakârlıkları sayesinde hayattaydı yoksa onlarla birlikte Yoongi 'de ölmüştü.
Ama Yoongi belki yetiştirme şeklindendir hiç anne ve babasına benzemiyordu. Onlar ne kadar cesur ve zeki ise Yoongi'de o kadar korkak ve saftı. Ya da dışarıdan öyle gözüküyordu içinde olanları nereden bilebilirdik değil mi.
Çünkü Yoongi şimdiye kadar aklından geçenleri kimseye söylememişti ki bazen kendi de pek farkında değildi.
Yoongi eğer gerçek ailesi tarafından yetiştirilseydi nasıl birisi olurdu? Babası gibi güçlü ve annesi gibi cesur mu yoksa zeki ve kurnaz mı?
Yoongi şu an ikisi gibi de durmuyor tabi ama bu sonradan değişmeyeceği anlamına da gelmez, ne de olsa kendisini tam olarak yeni tanıyor.
Sabah olduğunda Yoongi yeni ayılmaya başlamıştı. Üzerinde bir ağırlık hissediyordu sanki birisi üzerinde ve boynuna sokulmuş gibi. Tabi uyku semesine bunu pek anlayamıyordu üzerinde gerçekten birisinin olduğunu ve bu kişinin hoşlandığı kişi olduğunu.
Hareket etmeye çalışıyor ama üzerindeki ağırlık yüzünden kıpırdayamıyordu. Bu kıpırtılar yüzünden Jimin de uyanmıştı ama gözlerini açmıyordu. Onun amacı biraz Yoongi'nin yanında uyuyup kendi odasına geçmekti ama rahat yerini bulmuşken uykuya daldığı için odasına gidememişti. Fırsatını bulmuşken değerlendirmeliydi değil mi?
Yoongi gözlerini açtığında Jimin'i görmeyi beklemiyordu. Akşam kalkıp Jimin'i çağırmamıştı da Jimin kendi mi geldi diye düşünüyordu.
O kalkmaya çalışırken Jimin fırsatı değerlendirip daha çok sokuldu Yoongi'ye. Yoongi'de fazla direnmeyip Jimin'e sarıldı. Yoongi sarılınca Jimin'in yüzünde küçük bir gülümseme belirdi ama kısa sürekli uyanık olduğunun anlaşılmaması gerekiyordu. Tabi yüzündeki gülümsemenin yok olması içinde kopan fırtınalara engel değildi.
Bir süre öyle kaldıktan sonra ikisi de tekrardan uykuya dalmıştı.
______________
Tekrar uyandığımda Jimin hala yanımdaydı ama uyanık bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK BLOOD
Fiksi PenggemarYoongi küçükken her gece babası'nın anlattığı hikayeyi dinlerdi. Bir gün gerçek olacağını bilmeden. Karanlıkta kaybolanlar, Kanın ve ayın gücüyle beslenenler. Güneşin batışıyla uyandılar, Gecenin sessizliğiyle dolaştılar, Kanın tatlı tadıyla yaşadıl...