Felix maskeli adamın kolları arasında çırpınıyordu.Adam elindeki bıçağı çocuğun boynuna dahamış ve her saniye daha da çok bastırıyordu.
Ve evet o adam Jin'den başkası değildi. Yoongi'nin gücünü kontrol edebildiğini duyunca hemen odaya gelmiş Yoongi uyurken ise Felix'i ikna edip bu planı kurmuştu.
Felix'in sesine uyanmıştı Yoongi'de. İlk başta ne olduğunu anlayamasa da endişeyle ayağa kalkmıştı.
"Minik vampirimiz de uyanmış demek. Korktun galiba ha?"
"S-sen ne çeşit bir manyaksın? Bırak çabuk Felix'i"
Bırakmadı, Yoongi de bırakacağını düşünmüyordu zaten. Şu an ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.
"Arkadaşının boğazına bir bıçak dayalı ve senin tek yapabildiğin şey bana bırak demek mi? Senden daha fazlasını beklerdim ufaklık." Derken bıçağı biraz daha bastırmıştı Felix'in boynuna.
Ve Felix'in acı dolu sesi duyulmuştu.
Son nokta olmuştu buda Yoongi için, o farkında değildi ama gözleri kızıla dönmeye başlamıştı.
Karşısındaki iki kişi bunu beklemiyor olacak ki, fazlasıyla şaşırmışlardı.
"O bıçağı uzaklaştır yoksa hedefi sen olacaksın." dediğinde Jin kahkaha atmış ve.
"Sadece sözlerle kalıyorsun ama ufaklık. Bu sözlerinden korkacağımı düşünmüyorsundur umarım." demişti.
Düşünmüyordu zaten, sadece onu uyarmıştı. Yoongi kendisi gibi değildi şuan sanki onu başkası kontrol ediyormuş gibi hissediyordu.
Yoongi yavaş yavaş onlara yaklaşırlen Jin'in bıçağı tutuşu zorlaşmaya başlamıştı. Başka bir güç tarafından çekiliyormuş gibi.
Felix ise ne olduğunu bile anlamamıştı. Hyungundan bunları hiç beklemiyordu. Yoongi'nin tehlike anında güçlerini daha kolay kontrol ettiğini fark etmişlerdi ama saatler öncesinde küçük bir farede denerken hemen başı ağrımış ve uyumuştu.
Şimdi nasıl bu kadar rahat kontrol edebiliyor diye düşünmeden edememişti. Gözleri ise ilk defa kızıla dönmüştü Yoongi'nin.
Yoongi iyice yaklaştığında bıçak yere fırlamıştı.
İkisi de şaşırmıştı buna, ne olduğunu anlayamamışlardı bile.
"Sana bırakmanı söylemiştim değil mi?"
Dediğinde Jin kendine gelip."Söyledin ama arkadaşın şuan benim elimde, bıçak dışında başka şeyler de var ufaklık." demişti, tabi Yoongi'nin dönültüğü hâle ufaklık denilebilirse.
Bunu dediğinde Yoongi, Felix'e bakmıştı. Felix şuan kaçabilirdi aslında ama yapmıyordu. Yoongi'nin işareti ile kendine gelmiş ve geri çekilmişti.
O an ise Yoongi hızla karşısındaki adamın, Jin'in üzerine atlamıştı.
Hiçbir şey demiyordu, tüm siniriyle karşısındaki adama bakıyor ve yüzündeki maskesini çıkartmaya çalışıyordu.Daha üç gün vardı ama. Jin'in kimliğini belli etmesine. Eğer Yoongi o olduğunu anlarsa tüm planları hızlandırmaları gerekecekti.
Felix bağırarak onları ayırmaya çalıştı. Belki sesini duyar da Namjoon ve Hyunjin gelir umuduyla.
"Hyung sakin ol! Öldüreceksin onu!" derken aralarına girmeye çalışıyordu. Ama fazla güç kullanıyordu Yoongi.
Jin bir yandan, boğazına sarılı ellerden kurtulmaya çalışırken diğer yandan da maskesini korumaya çalışıyordu. Şuan öğrenmemeliydi Yoongi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK BLOOD
FanfictionYoongi küçükken her gece babası'nın anlattığı hikayeyi dinlerdi. Bir gün gerçek olacağını bilmeden. Karanlıkta kaybolanlar, Kanın ve ayın gücüyle beslenenler. Güneşin batışıyla uyandılar, Gecenin sessizliğiyle dolaştılar, Kanın tatlı tadıyla yaşadıl...