Yoongi'den
Jimin'i takip ederken bir yandan da etrafı inceliyordum. Duvarlarda bir sürü tablo ve savaş aletleri asılıydı, şu an kendimi sarayda gibi hissediyordum. Etrafta bir sürü birbirinin kopyası olan kapı vardı ama birisi hariç, kapıların üstünde ise isimler yazıyordu o odalarda kalanların isimleri galiba diye düşünürken Jimin farklı olan kapıyı açtı ve içeri girdi. Hayır ya yine mi
merdiven.Jimin merdivenlerden çıkmaya başlayınca bende mecburen çıkmak zorunda kalmıştım.
Kaç kat çıktık bilmiyorum ama sonunda merdivenler ve ben bitmiştik. Gerçekten neredeydik biz bu kadar merdiven olduğuna göre tek ihtimali bulutların katına veriyorum. Ama bu katta sadece bir oda vardı, bu Jimin gerçekten manyak falan mı acaba, bir oda için mi çıktık o kadar katı, insan bir asansör falan yaptırır.
Jimin kapının kilidini açtı ve içeri girdik. Bu odayı bide kilitliyor mu bu kadar katı hiç kimse çıkmaz ki tabi deli ise o ayrı, odaya girdiğimizde şaşırmadan edemedim, odanın çok güzel bir tasarımı vardı. Büyük kahverengi işlemeli bir masa onun önünde de iki tane deri koltuk vardı, duvardaki kitaplıklarda bir sürü kitap karşı tarafta ise büyük bir ayaklı tahta vardı.
Jimin sandalyeye oturduktan sonra bana da koltuğu işaret etti.
"Otur hadi birazdan Jungkook gelince planı anlatacağım." Dedi ve önüne büyük bir kâğıt koyup üzerinde işaretlemeler yapmaya başladı. Planı buraya gelirken mi yapmıştı, beynindeki tüm nöronlar birden fazla iş yapabiliyordu galiba.
Çok geçmeden Jungkook gelmişti, o gelince Jimin ayağa kalkıp tahtayı ters çevirdi. Pano olan tarafa kâğıdı takıp konuşmaya başladı.
Panoda bir yeri işaret edip. "Biz şuan buradayız, akşam olunca geldiğimiz merdivenlerden ineceğiz. Oradan da sığınağa ineceğiz."
Ne yani yine mi merdiven, dünyadaki tüm merdivenleri yok etmem gerekiyor galiba, yürüyen merdiven koysunlar en azından neden kendimizi yoruyoruz ki ve planı bu kadar basit mi yani. Ben daha heyecanlı bir şeyler düşünmüştüm. Güzele olmaz mıydı kılık değiştirsek herkesin içinden kaçsak. Gerçi bunlar bana kendi planlarını anlatıyor ama benim planımdan haberdar değiller.
Ben evime gidince neden geri döneyim ki hem beni kaçırıyorlar hem evime geri döndükten sonra yanlarına tekrar geri döneceğimi söylüyorlardı, hem de kendi isteğimle. Oldu canım kusura bakmasınlar ama polis çağırırım adam kaçırmaktan en az üç yıl hapisteler zaten. Bir de dalga geçiyorlar, onlarla olmazsam diğerleri beni öldürürmüş. Kim neden beni öldürsün?
Tamam kurtlar vampirler gerçek olabilir diyordum da bu kadar değil. Hah Lider alfaymış bide mafya kılıklı adamlar bunlar. Hiç mi şüphelenmiyorlar bir esir neden uslu uslu denileni yapsın, kusura bakmasınlar ama beni kandırmakta o kadar kolay değil.
"Zemin kata indikten sonra şuradaki koridordan geçip sığınağa ulaşacağız oradan çıkış kolay zaten. Arabaya binip tünelin sonuna varınca ormanın dışına ulaşıyoruz ama akşam harekete geçeceğiz, etrafta kimsenin olmadığından emin olmalıyız. Arada meraklı kurtlar karşımıza çıkabiliyor çünkü." Dediğinde Jungkook.
"Daha aksiyonlu bir şey yok mu ya. Patron ben sıkıldım bu kadar sıradanlıktan. Ne zamandır avlanmaya bile çıkmıyoruz." Demişti.
"Şu işleri hallederim çıkarız avlanmaya zaten Meçkey'e de öğretmem gereken şeyler var."
Okulda bu kadar şey öğrenmedim ben, ne bu her dakika yeni bir şey öğreniyorum.
"Patron, biz neden akşam çıkıyoruz, şimdi çıkalım işte zaten kimse fark etmez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK BLOOD
FanficYoongi küçükken her gece babası'nın anlattığı hikayeyi dinlerdi. Bir gün gerçek olacağını bilmeden. Karanlıkta kaybolanlar, Kanın ve ayın gücüyle beslenenler. Güneşin batışıyla uyandılar, Gecenin sessizliğiyle dolaştılar, Kanın tatlı tadıyla yaşadıl...