Reha Toprak Vural.
İnsanın bazı şeyler kalbinin bir köşesine minicik bir şekilde bile dokunsa onu hayatı boyunca unutmaz. İyi ya da kötü. Bunu siz seçersiniz. Bırakacağınız iz sizin kalbinizi de yansıtır. Benim kalbimin köşelerine bir sürü iz bırakılmıştı. Sorun değildi ben bunlara alışmıştım.
Atlas içeri doğru adım attığında onu yakasından tutup bir odaya sokup peşinden girdim. "Sen ne bok yedin lan?"
O da benim yakama yapıştığında karşısındaki kişi abisi değil de, düşmanı gibiydi. Ama biz bunu görmüştük, biz düşmanlığı görmüştük.
"Mecburdum. Duydun mu? Beni yargılayamazsın sen. Kimse yapamaz."
"Bu kız yüzünden mi?"
Bakışı değişirken yakamı daha sıkı tuttu. "Onu incitecek tek kelimeye tahmülüm yok duydun mu?"
Yakasını bıraktığım da sırtını duvara yaslayıp yere çöktüğünde ona öylece bakakalmıştım. Atlas'tı o, böyle çökmezdi.
"Anlamıyorsun..."
"Anlat o zaman."
Başını olumsuz anlamda salladı. "Anlatsam da anlayamazsın."
"Neden?"
"Sen kazanmışsın." Burukça tebessüm ettiğinde bir an sanki kalbime ağır bir şeyle vurmuşlar gibi hissettim.
"O yüzden sen beni anlayamazsın. Kazanamadan kaybetmek ne demek anlatsam da bilemezsin."
Duvara tutunacak ayağa kalktığında yanımdan ruh gibi çekerken birkaç kelime mırıldandı. "Umarım, anlamak zorunda kalmazsın..."
"Kızı misafir odasına yerleştir, sende git benim odamda yat."
Başını sallayıp kapıyı kapatırken ben de sesler kesildiğin de kendimi balkona atmıştım. Hayal de kıza yardım ediyor olmalıydı. Bir sigara yakarken arkamdan dolanan iki kolla gözümü kapattım.
"Konuşmak ister misin?"
Başımı olumsuz anlamda salladığım da onu çekip kolumun altına almıştım. "Özür dilerim."
Omuz silkip benim gibi denize doğru bakarken tebessüm etmişti. "Bana bir şey anlatmamana üzülebilirdim, benden kaçarak anlatmasaydın. Bana duvar örmediğin sürece sorun yok, ben hep burdayım."
Saçlarında ellerimi hafifçe gezdirirken hafifçe üstünden öptüm üst üste. "Sen iyi misin? Evde durumlar nasıl?"
Nefes verip bana döndüğünde çenesini göğsüme yaslayıp burnunu kırıştırarak yüzüme bakmıştı. Böyle yaparsan nasıl sorunları düşünebilirim ki?
"Durumlar kötü, babamı her gördüğüm de kusma isteğim artıyor. Ama onun dışında sorun yok. Sadece bu eve geç gitmelerimi annem sorun ediyor ama hallediyorum."
"Yapabileceğim bir şey var mı?"
"Yapıyorsun zaten."
"Eve gitmek ister misin?"
Bir elimle yüzünü severken sigarayı da tutup elimi balkon demirine yaslamıştım. "Evimde hissediyorum..."
Yüzüne eğilip alnımı alnına yasladığımda ikimizin de gozleri kapanmıştı.
incecik ipleri vardı... onu şimdilik hayata bağlayan...
Karşı kaldırımdaki sokak sanatçısı bir anda şarkıya başladığında gözümü açıp Hayal'in yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAAT 11.24 yarı texting.
Roman pour Adolescents*tamamlandı.* Tam intihar etmek üzere olan bir çocuğa mesaj atsaydınız ne olurdu? "O gece." "Efendim?" "O gece bana tam saat 11.24 de mesaj attın. Ölecektim, Hayal. Eğer bir dakika sonra yazsaydın, ölecektim." Yüzümde silik bir gülümseme oluştu. "...