3.0

175 25 6
                                    

"Sam, çabuk ol!" diye bağırdı Bucky sinirle. Ya yetişemezse diye düşünüp duruyor, iyice çıldırıyordu. "Bulamadın mı daha, lanet olası!"

"Aptal, bağırman bir şeyi değiştirmeyecek." diye tersledi sam. Elinden geleni yapıyordu. Birden, "Buldum!" diye bağırınca ikisi de derin bir nefes almıştı.

Tatum bir anda gecenin üçünde Bucky'yi aradığında, yaralı olduğunu öğrenmiş ve çıldırarak bütün evi uyandırmıştı. Sam'i de korkutarak evden çıkarmış ve kaybetmekten deli gibi korktuğu kadının yerini saptaması için deli gibi bağırmıştı ona. Kabaca davranmasına gerek yoktu ama gergin olduğu için anlayışla karşıladı Sam.

"Hadi gidelim, hadi!" diye takrar bağırdığında Sam, "Gaza bas o zaman gerizekalı!" diye bağırdı. "Sen kullanıyorsun." sevdiği birisini kaybetme korkusunun onu aptallaştırdığına ilk kez şahit oluyordu.

"Tanrım, lütfen geç kalmış olmayalım." diye çaresiz ve sinirli bir ses tonuyla konuştuğunda Sam de kötü hissetmişti. "Ona bir şey olmayacak, Bucky." diyerek telkin etmeye çalıştı dostunu.

"Tanıdığım en güçlü insanlardan birisi o."

Bucky kaza yapma riskini göz ardı ederek son süratle ilerliyordu. Sonunda konumunun gösterdiği alana ulaştığında yerde kanlar içinde baygın yatan kadını görünce, "Hayır, hayır." diyerek ona doğru koştu.

Kadının üzerindeki hırkayı çıkarıp karnına bastırdı.

Saçlarını çekip yüzünü açığa çıkardığında dudağındaki sıcak kanı görebilmişti. "Güzelim?" dedi gözlerini açar umuduyla. Gidemezdi, henüz gitmemeliydi. "Tatum, aç gözlerini lütfen." yanıyordu, çok ateşi vardı.

Kadının gözleri kırpıştığında rahat bir nefes verdi Bucky. Henüz bilinci yerindeydi. "Sakın kapama gözlerini, tamam mı?" dedikten sonra dikkatli bir şekilde kucağına aldı ve hızlıca arabaya taşıdı. Tehlikeliydi bu yaptığı ama ambulansı bekleyecek zamanları olduğundan emin değildi ve riske atamazdı.

Sam kapıyı açtığında Bucky Tatum'ı arka koltuğa yatırmış ve kapıyı kapattıktan sonra başını kaldırıp bacaklarına yerleştirmişti. Bir yandan yarasına bastırırken diğer yandan yüzünü okşuyordu.

Sam aceleyle gaza basarken, Bucky'nin tek odak noktası kollarındaki kadındı.

Tatum'ın zoraki açık duran gözleri kapanırken Bucky, "Hayır," diyerek itiraz etti. "Uyuma sakın tamam mı?"

"Ama kokun," diyerek konuşmaya çalıştı Tatum zorlukla. Neden birden bu kadar susamıştı? "Beni mayıştırıyor."

Birden öksürmeye başladığında, "Konuşarak gücünü harcama bebeğim." diye ikaz etti Bucky. "İyi olacaksın, birlikte döneceğiz eve."

Tüm ikazlarına rağmen gözlerini kapatınca Bucky uyandırmaya çalıştı onu. Ama hiçbir seslenişine cevap alamamıştı. Uyanmıyordu, kıpırdamıyordu bile.

"Sam, daha hızlı!" diye bağırdı. Bu kadar yaklaşmışken onu kaybedemezdi.

Sonunda hastanenin önünde durduklarında, Sam aceleyle inip arka koltuğun kapısını açmış ve çıkmasına yardım etmişti.

Bucky Tatum'ı kucağına alıp binaya giriş yaptı. Bu sırada Sam, "Sedye!" diye bağırdığı için hemşireler aceleyle sedyeyi getirdiklerinde Bucky dikkatlice yatırmıştı kadını.

"Çok kan kaybetmiş, acilen amileyathaneye." diye komut veren doktor ile koridorda götürürlerken Bucky ne kadar bırakmak istemese de elini, ameliyathanenin kapısının önünde bırakmak zorunda kalmıştı.

Sam Leon'u aradıktan on beş dakika kadar sonra da lords of Chaos çetesi geldiğinde Bucky sinirle Skull'ın üzerine yürüdü.

"Bu iki etti." diye tısladı dişleri arasından. "Onu koruyamıyorsun."

Leon da kaşlarını çatıp üzerine yürüdüğünde RJ tutmak zorunda kalmıştı. "Sence sen onu koruyabilir misin?" diye sordu Leon sinirle. "O korunmak istemiyor, bize de izin vermiyor. En azından sen gelmeden önce habersizce evden çıkıp gitmiyordu."

"Bana gelmedi!" diye bağırdı Bucky.

"Öyleyse sana gelirken bir şey oldu yolda."

Bucky kafasını iki yana salladı. Başka bir şey olmuş olmalıydı. Başka bir şeyler vardı.

Akıllarını başına getirmek için sert bir şekilde, "Bunu Ace uyandığında öğreneceğiz." dedi RJ. Onun Ace'i içeride canıyla mücadele ederken burada çocukluk yapmanın lüzumu yoktu.












Bu bölümü kısa tuttum, bir sonraki bölüm biraz uzun olacak sanırım.

Chaos And The White Wolf ~Bucky Barnes [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin