0.7

301 31 60
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







"Ne ile başlayacağız?" diyen Marcus'a karşılık olarak omuz silktim.

"Seçin işte."

Trevor, kısık fakat yeterince kızgın çıkan sesiyle, "Sahnedeyiz farkında mısınız?" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Seçseydiniz o zaman Trash! Planlarınızdan en son benim haberim oluyor."

İnsanlar bize beklentiyle bakarken ona göz devirip gitarımı aldım ve birkaç adım öne atıp birkaç kişi ıslık çalarken İron Maiden'ın, The Trooper parçasının rifflerini çalmaya başladım.

Benim ardımdan, Trevor, Marcus ve Rj de notalara katıldığı zaman keyifle gözlerimi yumdum. Tiz ve gürültülü melodiler çoğu kişiye rahatsız edici ve kuru gürültü gibi gelse de ben kendi benliğimi bana hayat veren bu tarzda bulmuştum.

Ben bağıramazken onlar benim yerime bağırıyor, tüm sorunlarımdan kaçmama vesile oluyorlardı. Aslında sadece bu değildi, asi doğama tercüman oluyordu.

Dört dakika, on altı saniyelik bir performanstan sonra yine, "Ne çalalım?" diye fısıldaşmaya başlarlarken kalabalıkta gözlerimi gezdirdim.

Önce Skull ile göz göze geldim, sonra da nefes alış verişlerimin hızlanmasına sebep olan çavuş Barnes ile.

Bana gözlerini kısmış, küstah bakışlar atıyordu. Sonra göz kırpmasıyla afalmış, bir anlık boşluğuma geldiği için yutkunmuştum.

Kalabalıktan birisi, "Şu an ne hissediyorsan ona göre bir şeyler çal." deyince gülerek başımı tamam anlamında salladım. Muhtemelen o da büyük bir değişim gösteren Chaos'un ne hissettiğini merak ediyordu. Buna bile şaşırmıştı çünkü ben normalde güler yüzle karşılık vermeyi bırakın, insanları öldürmek ister gibi bakmaktan başka bir şey yapmıyordum.

Return To Serenity çalmaya başladım. Nedeni introdaki soloydu, nedensizce Bucky ile göz göze gelince zihnimde bu solo çalıyormuş gibiydi.

Belki de onu yatağa atmak istiyordum, kim bilebilir?

"This innocent beauty my words can't describe, this rebirth to purity brings a sullen tear right to your eyes
No time for anger, no time for despair
Please, let me take you 'cause I'm already there."

Storm sözleri söylerken gözüm Skull'ın çaprazında duran adamın eline takıldı. Elinde bir silah vardı ve tedirgin bakan suratıyla gizlice silahı Skull'ın beline doğru kaldırıyordu.

Ona işaret ederek anlatabilmek için bana bakmasını sağlamaya çalışıyordum ama bir şeye dalmış gibi hayali bir noktaya bakıp duruyordu.

Bir anda gitarımın kablosunu çıkardım ve vurmaya hazırlanarak başımın üzerine kaldırdıktan sonra sahneden adamın üzerine atladım.

Chaos And The White Wolf ~Bucky Barnes [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin