"Between your heart and between your legs."
Yüzüme saldıran güneş ışıklarıyla gözlerim açılırken, rahat bir pozisyon bulabilmek için yerimde kıpırdandım. Ancak kulağımın dibinde duyduğum, "Yapma," diyen fısıltıyla uykulu bir şekilde kaşlarımı çatmıştım.
"Neyi?"
Neyden bahsediyordu?
Onu umursamayıp biraz daha kıpırdandığımda kısık sesle inledikten saliseler sonra eli kalçamı bulup hareketimi durdurmuştu ve bu ne olduğunu anlamamı sağlamıştı.
Sıcak nefesini kulağıma üfleyip, "Tehlikeli sularda geziniyorsun, Tatum." dediğinde vücudumun her bir kısmı ürperirken uykum anında dağılmıştı.
Ona doğru dönüp yüzümü yüzüne yaklaştırırken haylazca gülümsedim. "Bildiğim iyi oldu," dedim pantolonunun üzerinden yavaşça büyüyen sertliğine dokunurken.
Derin bir nefes aldıktan sonra bakışları dudaklarıma kaydı. "Bugün kibar olmamı bekleme." dedikten sonra kalçalarımı hızlıca kavradı ve sırtımı yatakla birleştirip üzerimdeki yerini aldı.
Kıkırdarken, "Neden?" diye sordum boynumu öpücükleriyle ıslatmadan önce.
"Çünkü karşımda beni deli eden bir kadın var ve gün geçtikçe irademi daha çok kaybediyorum." dedikten sonra boynumu yavaşça ısırmasıyla inledim ve refleks olarak ensesindeki saçları çekiştirdim.
Doğrulup üzerindeki tişörtü çıkarıp attığında yunan tanrılarına taş çıkaran vücudu ağzımın sulanmasına neden olmuştu resmen.
O vücudu hemen, şimdi vücudumda hissetmek istiyordum.
Birden üzerimdeki tişörtü yırtıp paçavraya dönen kumaşı bir kenara fırlattığında nedense bu hâlleri beni daha da heyecanlandırıyordu.
Elleriyle belimi kavrayıp, tenimden ayırmadan yukarıya, omuzlarıma çıkardığında iç çekmiştim. Keyifle sırıttığında, en az onun kadar ben de seviyordum üzerimdeki etkisini.
Ellerimi başımın üzerinde birleştirip tek eliyle bileklerimden tutarken, diğer eliyle ensemdeki saçlarımı çekiştirip kafamı geriye eğmemi sağladıktan sonra dudaklarıma sert ve tutkulu bir şekilde bastırmıştı dudaklarını.
Bir anda kapı açıldığında kendini üzerime kapatarak çıplak görünmemi engellemişti ve bir yandan da ofluyordu. Ne diyebilirdim ki, çok haklıydı.
Kapıya baktığımda Melanie'nin gözlerini kocaman açmış bir şekilde bize bakakaldığını görmüştüm.
Neden fuhuş baskını yemişiz gibi hissediyordum şimdi?
"Hadi ama, şimdi de dişi versiyonu mu geldi?"
Bucky sinirle konuşunca kendine gelen Mel, utançla yüzü kızarırken, "Bir saat sonra kahvaltı hazır olacak, haber vermek için gelmiştim." diyince Bucky daha çok delirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chaos And The White Wolf ~Bucky Barnes [Tamamlandı]
FanfictionSmut warning ⚠️ Bucky ve Sam'in biraz ara vermek amacıyla gittiği kasabada işlenen cinayetlerden dolayı Lords Of Chaos çetesinin de bu cinayetleri çözmek için gitmesiyle işler karışır. Cinayetler Chaos ile bağlantılıdır ve bunu çözmez ise dava üzer...