"Beni izleyin millet! Şimdi size kâbuslarınıza ev sahipliği yapan canavarın trajik hikayesini anlatacağım." diyerek kalabalığı susturduğunda kaşlarımı çatarak ona bakıyordum.
"Ne zırvalıyor bu sik kafalı?"
Sinsi parıltılar bulunduran gözleri beni bulduğunda hâlâ yaklaşmaya devam ediyordu ve sarhoş olduğu çok belliydi. Körkütük sarhoştu hem de.
"Neden sana öyle bakıyor?" diyen Bucky ile bilmiyorum dercesine ona baktım. Normalde bu sapığın uğraştığı kişi Hayley olurdu.
"Yazık, zavallı küçük Tatum." dediğinde hızla ayağa kalktım. Sarhoş olması umurumda değildi, dilini kesip ona yedirecektim.
Bucky kolumu tutarken Skull, "Kes sesini." diye uyarmıştı onu.
"Şu bakışlarına bak," diye alayla konuştuğunda, kelimeler doğru düzgün çıkmıyordu ağzından. "Öfken öyle vahşi ki, ölüm mesken tutmuş o gözleri."
"Evet ve susmazsan seni parçalarına ayırırım."
"Bu öfken ne için?" diye tehdidimi umursamadan devam edince Bucky'den kurtarmıştım kolumu.
"Kendini koruyamadığın için mi? Kâbusu olan adam ona doku-"
Cümlesine devam edecekti ki masada duran bardağı suratına attığımda yarım bırakmak zorunda kalmıştı. Hızla ona doğru atılıp çenesine sert bir yumruk atınca kafası geriye doğru gitmişti.
İnsanlardan yükselen hayret nidalarını umursamadan arkasına geçip saçlarından tutarak daha da geriye çektim ve diz kapağına tekme atarak diz çökmesini sağladım.
Bazıları mekânı terkederken kalanlar merakla olacakları izliyordu.
Gözlerim dolarken bacağımdaki bıçağı yerinden çıkarıp boğazına dayadım. Gözlerimin dolmasından nefret ediyordum, güçsüz ve korumasız hissettiriyordu.
"Sonsuza kadar konuşamamanı sağlayana kadar durmam." dedikten sonra bıçağı biraz daha bastırmıştım tenine.
Aşınan teninden süzülen azıcık kanı gördüğümde daha fazlası için hareket etmiştim ki, "Bana bak," diyen Leon'un sesini duymamla kafamı kaldırıp ona baktım. "Oraya bakma."
Kafamı iki yana salladım. "Bu kafayla çok bile yaşadı."
Hayley'nin hıçkırıklarını duyduğumda elimin altında can çekişen adama odaklanmaya karar verdim. Korkudan hızlı hızlı atan nabzını parmaklarımın altında hissederken dudaklarım tehlikeli bir yavaşlıkla yukarı kıvrılmıştı.
"Tatum."
Onun ismimi söyleyen sakin sesini duyduğumda durmuştum. "Yapmak zorunda değilsin."
"Anlamıyorsun," dedim, sesim titrediği için kendime küfretmiştim.
"Anlarım." demesiyle umutla ona baktım ama bir şey söyleyemedim. Anlar mıydı gerçekten? "Onu bana ver." diyerek gözleriyle elimdeki bıçağı işaret etmişti.
Tereddütle bir ona bir de ellerimin arasında güçsüz bir kuş gibi korkudan titreyen adama baktım. Hangisi daha vazgeçilmezdi benim için? Çok sevdiğim kırmızı mıydı, yoksa onun denizleri miydi?
Göz yaşlarım benden izinsiz, bir bir süzülürken yanaklarımdan, gözlerimi gözleriyle buluşturmadan bıçağı ona uzattım yavaşça. Aldığı gibi yere bırakıp ayağıyla uzaklaştırmıştı.
Akan gözyaşlarıma hüzünle bakarken açtığı kolları arasına girip yüzümü boynuna gömdüm. O şefkatle saçlarımı okşarken Leon'un sinirli bir şekilde mekânı terk etmesini dert edecek bir mantığa sahip değildim o an.
***
Bardaki olaydan sonra aldığım terapilerin hiçbir işe yaramadığını onlar da anlamışlardı ve Marcus ve Trevor başka bir çözüm aramak konusunda ısrar ederken, Drew ve Hayley, devam etmem gerektiğini savunuyordu.
Pervazda dikilmiş, onlar beni farketmezken kulak misafiri olmamın yanlış olduğunu biliyordum ama ben yanlarındayken sahip olduğum bu parazit konusunda gerçek düşüncelerini sakladıklarını düşünüyordum.
"Bu bir hastalık değil, Trash. Bir iğneyle ya da ameliyatla değiştirebileceğin bir şey değil. Terapist de öyle bir kaç seansla sorunun derinine inemez zaten, sadece bu yönünü bastırabilmenin bir yolunu bulana kadar aksatmaması gerek."
"Aslında," dedi Hayley. Anlatmakla anlatmamak arasında kalmış gibiydi. "Bucky'nin bu konuda büyük yardımı olur gibi."
"Ne demek istiyorsun Hayley?"
"Ace'i bilirsiniz. O andayken kimse onun elinden kurtulamaz ve kimse vazgeçiremez onu ama Bucky bunu çok kolay yaptı. Daha önce kimsenin yapabildiğini görmemiştim."
"Nasıl başardı ki bunu?"
"Ace'in ona olan hislerini farketmediğinizi söylemeyin bana." dediğinde bu konu beni gerdiği için oradan ayrıldım. Üstelik dün aklımdan çıkan Leon'un nasıl olduğuna bakmam gerekiyordu.
Merdivenlerden çıkıp koridorda ilerledim ve odasının tam önünde durdum. Kapı aralıktı ve RJ'in sesi geliyordu.
Hiç huyum olmayan fakat bugün sürekli yaptığım şeyi tekrar yapmak için sessizce kafamı yasladım kapıya. Tanrı aşkına, ne yapıyordum ben?
"Onun mutluluğu için her şeyi yaparım Leon. Sen de yaparsın bundan eminim."
"Neden mutsuz olmasını sağladığımı düşündürtüyorsun bana?"
"Normalde ona olan hislerini belli etmezdin ama bu adam geldiğinden beri," dediğinde kaşlarımı çattım. Kimden bahsediyorlardı?
"Çünkü bu adam gelene kadar kimsenin onu alabileceğini düşünmemiştim."
"İstediğin bu değil miydi? Birisine aşık olması, belki de aile kurması, sonunda mutlu olması."
"Hâlâ istiyorum RJ. Sadece sevdiğin birisinin gözlerinin önünde başkasına aşık olmasını izlemek çok zor. Bazen hislerimi itiraf edip rahatlamak istiyorum."
"Çete üyeleriyle aşk yaşamama kuralını bile sırf ondan uzak durman için koymuşken üstelik."
"Üzerime gelme RJ."
"Bunca zaman ne için söylemediysen şimdi de o sebebi düşün ve asla aklından geçirme Skull. Ace'i tanıyorsun, eğer senin onu sevdiğini öğrenirse aşkından geberse bile sırf seni üzmemek için ondan uzak durur. Sana umut vermez ancak üzmekten de kaçınır, kendi mutluluğunu feda etmek zorunda kalsa bile."
Dehşete düşerken gözlerim kocaman açılmıştı. Leon'un bana karşı hisleri mi vardı? Nasıl bunca zamandır farkedememiştim?
"Biliyorum."
"Ona olan bakışlarını gördüm, kimseye böyle bakmadı. Eğer umutlarını senin için çöpe atarsa kendini asla affetmeyeceğini biliyorum Skull. Bunu ona yapma."
"Onu mutsuz edecek bir şeyi yapar mıyım sence?"
Bu duyduklarımla odaya dalıp hesap sormamak için kendimi zor tutmuştum. Şu ana kadar haberim yoktu ve o Bucky'ye çekilmemi izlemek zorunda kalmıştı. Beni ortalıkta göremediği her an onun yanında olduğumu benden duymak zorunda kalmıştı.
Oha ortalık bayağı karıştı
Sizce Leon Ace'in peşinden koşar mı? Yani onu elde etmek için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chaos And The White Wolf ~Bucky Barnes [Tamamlandı]
FanfictionSmut warning ⚠️ Bucky ve Sam'in biraz ara vermek amacıyla gittiği kasabada işlenen cinayetlerden dolayı Lords Of Chaos çetesinin de bu cinayetleri çözmek için gitmesiyle işler karışır. Cinayetler Chaos ile bağlantılıdır ve bunu çözmez ise dava üzer...