Zorlukla gözlerimi araladığımda bulunduğum yerin kalabalık olduğunu görmemle tekrar kapamak istedim. "Yaşıyor muyum, yoksa beni yalnız bırakmak istemeyip peşimden mi geldiniz?"
Cevap vermediklerinde, uzun bir konuşmaya hazırlandıklarını anlamıştım. "Bizi çok korkuttun kısmını es geçebilir miyiz?"
Söylediğim şey üzerine hep bir ağızdan homurdanırlarken RJ, "Tamam, geçelim." dedi. "Bunu sana Melanie mi yaptı?"
Leon, "Madem tahminin vardı neden söylemedin bize?" diye parlayınca RJ onu umursamamıştı bile.
"Evet," dedim yaşananlar tekrar zihnime doluşurken. "O yaptı."
Artık onun için çabalamayacaktım çünkü beni dinleme ya da olanları sorma zahmetinde bile bulunmamıştı. Üstelik tek amacım onu korumaktı.
"Nasıl anladın?" diye şaşkınlıkla sorunca Sam, gülerek RJ'e baktım. Diğerleri duygularının kurbanı olurken, o yine detaylara odaklanmayı başarmış olmalıydı.
RJ omuz silkti ve, "Chaos'u böyle basit bir darbeyle öldürmek kolay değil, eğer bunlar olduysa o izin vermiş demektir ve sadece Melanie'ye izin verir." dediğinde Sam'in kaşları havalandı.
"O kadar da zor değilmiş."
Gözlerim Bucky'ye kaydığında yutkundum. Uyumadığı kızaran gözlerinden belli oluyordu. Gülümsediğinde aynı şekilde karşılık verecektim ki Leon'un da burada olduğunu hatırlayınca gözlerimi kaçırdım.
"Birazdan taburcu olacaksın." diyen Marcus ile gülümsedim. "Beni sinir etmeyi bırakman için ölümden dönmem mi gerekiyordu?"
"Mezarına girer yine sinir ederim kızım. Kaçış var mı sence benden?"
Piç kurusu...
Trevor sinirle, "Bir daha evden gizlice çıkarsan," diye konuştu. Endişelenmek onu sinirli birisi yapıyordu. "Senin bacaklarını kırarım."
Tehdidine karşılık olarak kaşlarımı çatmıştım. "Gel dene, bak nasıl kafanı gövdenden ayırıyorum."
Marcus bıkkınlıkla gözlerini devirmişti. "Başka tehdit bilmez misin sen?"
"En azından John Wick'e gönderme yapmadı."
Onları umursamayan Trevor'ı yine bir şekilde kızdırmayı başarmış olmalıydım ki sinirle yerinden kalkmıştı. "Ölümden dönmek sende kafa yaptı herhalde."
Diğerlerinden homurdanmalar yükselirken Drew gözlerini devirip Trevor'ı sertçe yerine oturtmuştu. "Bir dur taburcu olsun, geberik. Bıktım sizin didişmenizden."
"Kesin sesinizi, başımı şişirdiniz." diyen Bucky ile içimden bir küfür savurdum. Kavga çıkacaktı.
"Beğenmiyorsan defol git dışarı."
"Sen defol da, sesini duymak zorunda kalmayayım."
"Hiç kendimden beklemezdim ama," diye söze girince Marcus, yine ne zırvalayacağını merak ediyordum. "Ona katılıyorum, cidden baş ağrıtıcısın Trash."
Pekâlâ zırvalamıyormuş...
Kısa sürede hepsi birbirine girerken birden Leon'un, "Yeter, siktirin gidin dışarı!" diye bağırmasıyla hepsi susmuştu.
"Sizden beklemezdim bay Connor."
Duyduğum sesle ben sinirden kahkaha atarken Leon kısık sesli bir küfür savurmuştu. "Şimdi anladın mı neler yaşadığımı?"
Bu küfür olayında benimle hep eğlenen kendisiydi ve şimdi o da aynı duruma düşmüştü.
"Çıkın dışarı lütfen. Ace ile konuşmam gereken bir konu var zaten." dediğinde Bucky itiraz edecekti ki lütfen dercesine bakmamla kafasını sallayıp çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chaos And The White Wolf ~Bucky Barnes [Tamamlandı]
FanficSmut warning ⚠️ Bucky ve Sam'in biraz ara vermek amacıyla gittiği kasabada işlenen cinayetlerden dolayı Lords Of Chaos çetesinin de bu cinayetleri çözmek için gitmesiyle işler karışır. Cinayetler Chaos ile bağlantılıdır ve bunu çözmez ise dava üzer...