Bölüm 20: Aşkın dili

976 17 4
                                    

Çınar ile buluşacağını söyleyip annesinin müsaadesini alarak evden çıktı. Ceyda'ya vereceği para için cebini şöyle bir yoklayıp yeteri kadar para olduğundan emin olarak arabasına binip sevgilisinin kollarına doğru yola çıktı.Evin yakınlarındaki bir kuytuya arabasını park edip eve girdi.İçeriden gelen alenen bir ses yoktu. Zili çaldı.Kapıyı kıvırcık saçlı kısa elbiseli bir kız açtı. Ares'in içeriye adım atmasıyla ellerini Ares'in omuzlarında gezdirmeye başladı. Sert bir şekilde kızın elini itip etrafı süzen gözlerle "Ceyda nerde?"

"Boşver Ceyda'yı ben görürüm senin işini."

Kızın sözlerine aldırış etmeden bağırarak "Ceydaa nerdesin?"

"Geliyorum" diye bir ses yankılandı etrafta. Merdivenlerin başında göğüslerinden aşağıya uzanan havluya sarılmış şekilde ıslak saçlarıyla Ceyda göründü. 

"Yukarıya gel" dedi üzerindeki havluyu çekiştirerek.Ares merdivenlerden yukarı çıkarken kolundan tutup "Bu arada adın neydi?"

Ares kendinden emin güçlü sesiyle "Ares, Ares Yazgın"

Sol eliyle havlusunu tutarken sağ avucunu açıp  uzatarak "Para"

Ares cebindeki paraları saymadan Ceyda'nın avucuna bıraktı.Para ile ışıldayan gözleriyle odayı işaret edip "İrina seni bekliyor"

Odalardan gelen seslere aldırış etmeden sevgilisinin odasına doğru ilerledi.Kapının açılmasıyla gözleri İrina'nın esmer teniyle kamaştı.İrina çırılçıplak uzanmış gülen gözlerle Ares'i bekliyordu.Ares parçalarcasına bir hızla çıkardı tişörtünü.Krem rengi kaprisini de aynı hızla çıkarması gecikmiyordu.Dudaklarının birbirine kenetlenmesiyle aralarındaki ten uyumu alev almaya başlıyordu.Ares bir çırpıda hasretle beklediği sevgilisinin içine girdi.Büyük bir zevkle bedenleri birbirine karışıyordu. Tutkulu sevişmelerinin ardından gelen meni bile hasretle akıyordu sanki...

Gece yarısı İrina'nın koynunda uyanmıştı. Kıpırdanmasıyla beraber İrina da uyanmıştı. Bedenlerine sarılı çarşafın içerinde yatarken Ares gözlerini tavana dikip sessizliği bozdu.

"Seni dinlemek istiyorum" dedi.

"τι να σου πω (Ne anlatayım)"

Ares kollarını sıkı sıkı İrina'nın bedenine sarıp " Seni" dedi "Seni anlat bana, kokunu anlat, bana nasıl karıştığını, kalem silgi kullanmadan silüetini göz kapaklarıma nasıl çizdiğini anlat"

"Benim anne, baba başka aile vağ. Ben günah tohumu. Baba beni eve götürdü biğ gün. Oğlu bana tecavüz etti. Sonra sokağa attılağ beniğ. Biğ süre günlük işleğ yaptı. oğda aşık oldu ben. Bir tüğktü. Beğabeğ buğaya geldi. Ceyda'nın yanına sattı beni. pasapoğt onlağda kaldı. Ben hala buğda."

Ares ne diyeceğini bilemez bir halde daha da hızlı atan kalbinin üstüne İrina'yı bastırdı.

"Yok" dedi "Bundan sonra hiç kimse, hiç birşey yok."

İrina hoşnut bir tebessüm atarak "Peki sen söyle sen neğden biliyoğ yunanca"

"Ben 4 dil biliyorum ama en çok senin dilini biliyorum" diyerek sevgilisini altına alıp aşkın diline dilini doladı.

7 ay sonra

Laptopunun ekranına bakmaktan ağırlaşan gözlerini ovuşturarak gerindi.İşlerin kötüye gittiği alenen ortadaydı. İçinin daralması git gide artarken gömleğinin yakasını açtı. Cam sürahiden doldurduğu suyundan bir kaç yudum alıp boğazını rahatlattı. Dizseklerini masasına yaslayıp başını ellerinin arasına aldı. Sakince düşünmeye ihtiyacı vardı.Kapının açılma sesiyle dağıldı zihnindeki karanlık bulutlar. Ortağının gerginliği bedenine ve adımlarına yansıyordu. Elleri cebinde konuşmadan bir süre odanın ortasında gezindi. Ares arkadaşının gerginliğinin farkındaydı. Sessizce konuya girmesini bekledi.Çınar bir çırpıda söyleyip kurtulmak ister gibi bir havayla söze girdi. " Şirketin son durumlarından haberin var mı?"

"Evet"

Çınar arkadaşının gözlerine imalı bir şekilde bakmakla yetindi.Odanın içerisinde hala daireler çizmeye devam ediyordu.

"Her satış sonrası para çekiyorsun. Personel maaşlarının dışında da giderlerimiz var."

"Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun?"

Arkadaşını üstüne gelmesinden rahatsızlık duyarken sakinleşmek için bir bardak daha su içti.

"Her gün o kıza para yatırman sıktı artık. İki gün s*ker hevesini alır dedim ama... Yok, yoook sen akıllanmayacaksın." İşaret parmağını arkadaşına doğru sallayarak "Bak Ares aklını başına aldın aldın yoksa..."

"Ne yoksa"

Ares avucunun içinde sıktığı bardağı serbest bırakırken arkadaşının yüzüne çaresizce bakmıştı.Çınar arkadaşının çaresizliğinin üstüne daha fazla gitmeden ona yaklaşıp elini omzuna koyarak "Kendine çok dikkat et" deyip odadan çıktı. Çınar'ın odayı terk etmesinin ardından  masasındaki herşeyi bir çırpıda yere savurup gözpınarlarına sakladığı yaşlara teslim oldu.

Düş Perdesi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin