Düş Perdesi +18

10.Bölüm

Çınar anahtarı ile arabayı açtı.Ares kendini koltuğa atmakta güçlük çekmişti.Onu bunaltan havayı dağıtmak için gömleğinin yakasını açıp,derin bir "ohh"çekti.Çınar merakla;

-Hayırdır kanka,içerde ne oldu?

-Hiç birşey olmadı!

-Nasıl hiç birşey ?.Çınar aldığı cevap karşısında şaşkınlığını gizleyemiyordu.

-Bir kızla odaya çıktım' diyerek hafifçe yutkundu ve duraksadı.

-Eeee?

-Yapamadım.

-Travesti mi çıktı yoksa? diyerek kahkahayı patlattı.

Ares kızgın bakışlarını Çınar'a yöneltmekle yetindi.

-Yapamamanın sebebini anlamadım dostum.

Ares cevap vermeden dışarıya bakmaya devam etti.

Araba hafif sendeledi,Çınar el kol yaparak mırıldanmaya devam ederken

-Yavaş oğlum sen önüne bak!

Bir süre sessizlik hüküm sürdü ortamda.Ares içten içe düşünürken arkadaşına yönelip;

-Yarın tekrar gidelim aynı saatte.Ceyda'ya söyle aynı kızı istiyorum.

-Emin misin?

-Kesinlikle.

Ares yaşadığı dakikaların etkisindeydi.Onu tekrardan görmek istiyordu.Çınar arkadaşını eve bırakırken tekrarladı "Emin misin?".

Ares başıyla onaylamakla yetindi.Yatağına uzanıp İrina'yı hayal etti bir müddet.Onun dizlerinin titreyişini,korkudan daha da büyüyen gözlerini kaçırışını hayal etmeden duramıyordu.Değişik düşlerin girdabına sürükleniyordu ansızın.Bu düşlerin arasına griden siyaha çalan bir bulut yerleşti.Ares'e bir anda "Bir hayat kadınına mı aşık oldun?" sorusunu yöneltiyordu siyah buluttan oklar.Ares yatağından sıçradı.Nefes alışları güçleşiyordu.Sertçe öksürdü.Ardı ardına nefes almaya çabaladı bir süre.Yatağının kenarından ayaklarını sarkıtıp nabzının düşmesini bekledi.Kendini iyi hissetmeye başladığında içki içmek için müthiş bir istek hissetti.

Soğuk bir bira içmek için alt kata indi.Büyük mutfağın 'ben burdayım' diye bağıran buzdolabından büyük bir kutu bira aldı.İçinde hissettiği yangını söndürmek istercesine bir kaç yudumda bitiriyor koca kutuyu.Dudağının ıslak kalan kenarlarını elinin tersi ile sildi.Buzdolabından iki kutu bira daha almaya karar verdi.Salonda ki kanepenin üstünde biralarını su gibi içip,bitirirken sızıp kaldı.

Sabahın ışıkları etrafı çoktan aydınlatmışken henüz Ares için gün aymamıştı.Kulaklarında annesinin sesi yankılanmaya başlayana denk...

-Ares!.. Ares kalk!...Ne bu hal böyle?

Gözlerini kısık bir şekilde araladı,annesi baş ucunda duruyordu.

-Ne bu halin ayyaş mısın sen?

-Uyuyakalmışım.

Berran hanım çatık kaşları ile oğlunun yüzünü süzdü.

-Toparlan kahvaltıya gel!

Ares kanepe de debelendikten sonra annesinin peşinden kahvaltı masasına oturdu.

Ares'in evden çıkışı ile Berran hanım engin'i çağırdı yanına.Sert sesi ve havaya kalkan sol kaşı ile ;

-Anlat!

-Dün gece Çınar beyle bahçeşehir de bir eve gittiler efendim.

-Ne evi?

-Özel müşteriye açık olan bir ev efendim.

-Daha önce hiç gittiler mi?

-Hayır dün ilk defa gittiler efendim.

"Takipte ol" diyerek sert bir el hareketi yapıp Engin'i salondan gönderdi.

Çınar şirkette kızlarla sohbet hali içerisindeydi.Ares ortağına selam vererek odasına geçti.Ahu kıvrılan bedeni ile kapıyı tıklatmadan süzülüyor kapıdan içeri.Kapıyı kapatıp yaslanırken,kapıyı kiletledi.Uzun bacaklarını birbirine sürterek yavaş yavaş Ares'e yaklaştı.Sandalyesini geriye itip kollarını iki yana ayırıp,koynunda süzülmeye hazırlanan yılanı beklemeye başladı.

Yaklaşması ile Ahu'yu kolundan yakalayıp bir hamlede kucağına oturttu.Ahu dudaklarını birleştirmekte geç kalmamıştı.Bir süre hunharca öpüştüler.Kalçalarını okşarken,kucağında oturan ateşli kadına sertleşen penisini sürtmeye başladı.Parmak uçları birbirinin vücudunda gezindi bir süre.Dudakları öptüğü her yere bir ateş parçası bırakıyor ve ikisininde bedenini yeniden alev alev yakıyordu.

Ahu ayağa kalktı,elbisesini yukarı kaldırıp yok denecek kadar gözükmeyen tülden külodunu çıkardı.Eline alıp Ares'in yüzüne fırlattı.Masada ne var ne yoksa hepsini bir uca itip boylu boyunca uzanıp bacaklarını iki yana açtı.Ares iyice erekte olmuştu.Yerinde zonklayan penisine istediğini vermeye hazırdı.Ahu'nun iki bacağını omuzuna alıp başını onun bacak arasına gömdü.