Bölüm 19: Beş Kala

1K 17 5
                                    


Ares şirkete gitmek üzere yola çıktı. Arabasındayken telefonu çaldı. Arayan annesiydi. Hesap soran bir sesle;

"Akşam eve gelmemişsin, ne zamandan beri huy edindin bunu"

Annesinin kızgın sesine karşılık sessizliğini korudu.

"Bu akşam seni evde görmek istiyorum."

"Peki Berran Hanım" diyerek telefonu kapattı.

Yol boyu onu bekleyen işlerin planını kurdu kafasında. Zaten aklı ya işlerindeydi yada İrina da. Arabasını otoparka bırakıp vakit kaybetmeden hızlıca şirkete girdi. Ahu'nun göz süzgecinden geçtikten sonra odasına girebildi. Seksi bedenine geçirdiği pembe renkli kalem elbisesiyle kalçasını  kıvırarak Ares'in odasına yöneldi.

Ares artık onun gelmesini istemiyordu. Yeterince et tatmini olmuştu. İrina'ya bağlanmıştı artık. Eskiden vücuduna vuran ateş onu erekte ediyordu, şimdi ise o ateşin sebebi İrina'ydı. O varsa eğer cayır cayır yanabilirdi elleri ve bedeni. Ve varsa eğer onunla beraber  aralanırdı Düş Perdesi.

Ares'in  sadece ayak üstü seks yaptığı bu kadına ellerinin kilit vurduğu gibi şimdi kapısı da kilit vurmuştu. Ahu'nun kapının önünde kalışını düşünüp hafiften keyiflenmişti. Muhasebeden gelen telefonla Düş Perdesi sisli bir bulut gibi dağıldı.

Muhasebede modu düşmüştü.Toplu satış işlerinin beklediği gibi gitmediğini öğrendi. Ürünlerin teslim edildiğini biliyordu  fakat ücretin ödenme gününün bu kadar gecikeceğini tahmin etmemişti. Bütün planları alt üst olmuştu. Şirketin devamlılığı için gereken ödemeleri yapması gerekiyordu. Hemen telefona sarılıp yakın dostundan yardım istedi.Çınar arkadaşının bu isteğini kırmayarak bu ayki ödemelerin tamamını kendi cebinden ödemeyi üstlenmişti. Arkadaşını habersizce ikinci bir iflasın eşiğinden döndürüyordu. Ares'in gerek babasından olan desteği, gerek annesinin gücüyle bunun gibi nice şirketler kurabilirdi ama istemiyordu. Tek başına başarmış olmanın verdiği doyumu vermiyordu ona hiç bir şey. Şirkette oluşan krizi de hallettikten sonra İrina'nın kollarında olmak için akşam saatini gözler olmuştu. 

Akşam saati geldiğinde ceketini alıp telefonunu unuttuğunun farkında bile olmadan şirketten çıkıp gitti. Ceyda'ya İrina için ödeyeceği kiradan başka bir şey yoktu ne zihninde ne de cebinde. Evin büyük kapıları aralanırken arabasını ağır ağır ortada ki şelalenin etrafında döndürdükten sonra kontağı kapatıp arabasından indi. Muazzam bir zevk ve ihtişamlı parçalarla döşenmiş olan evlerini süzdü.  Bu koca evde hizmet edenler dışında yalnız ikisi yaşıyordu.Annesinin onu sevdiğini biliyordu ama Ares hep bir şefkat yoksunuydu. Annesinin çatık anlı ve sert bakışları arasında hep ona sevgiyle dönecek bir ok vardı fakat bu oklar ne Ares'i ne öldürecek kadar derine ne de onu ürkütecek bir noktaya saplanabilmişti. 

Annesi yemek masasında baş köşede oturuyordu.Hemen her zamanki yan sandalyesine kuruldu. Gözleri annesinin karanlık bulutlar çarpışan gözleriyle buluşmuştu.Berran hanımın kendine has ,kendinden emin bakışları oğlunu herşeyi anlatması için sıkıştırıyordu adeta. Annesinin yemeğe başlamasıyla çatalını eline aldı. Tabağına aldığı bir kaç parça yemeği çatalının ucuyla bir çocuk gibi kurcaladı. Berran hanım yemek yemeye devam ederek "Neler oluyor Ares ne bu gerginlik?"

İyi olduğuna dair bir kaç şey söyledi annesini ikna edebilmek için. 

"Peki dün neden eve gelmedin?" diyerek oğlunu sıkıştırmaya devam etti. 

Annesinin sıcacık ellerini avuçlarının içine alıp ard arda öptü. Sandalyesinden kalkıp annesinin yorgun boynuna sarıldı. yanağından sıkı sıkı iki öpücük alıp "Endişe edeceğin bir şey yok beni merak etme."

Yalnızlığı paylaştıkları bu evde bu akşamda susmayı paylaşmıştı anne oğul. Ceplerini yokladığında telefonunu şirkette unuttuğunu ancak anlayabilmişti. İrina'nın yanına gitme saati yaklaşıyordu. Yemek masasının karşısındaki duvarda asılı olan saate baktı.

 Vakit İrina'ya beş kalmıştı. 

Düş Perdesi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin