14 Bölüm

451 15 2
                                    

Şuan bahçede öylece oturuyorum.
Yanlız dim.
Herkes bir yere gitmiş ti.
Çağrı ve yiğit dışında.
Onlar da evde di ama onlar içerde oyun oynuyor du.

Birden gözüme çarpan kiraz ağacı ile gülümsedim. Çok seviyor dum o yüzden ağaca çıkıp bir kaç tane yesem dedem ve Anna annem bir şey demez bence sonuçta tek kız torunu yım ben.

Ağaca tırmanıp oturdum.
Ve yakında olanlardan koparıp ağzıma atıyor dum. Öyle on dakika kadar yedikten sonra az ötede çok güzel kıp kırmızı kirazı görünce gözlerim den kalpler çıktığına emindim.

Onu almaya çalıştım fakat yetişemiyor dum. Az kaldı hadi alırım onu çok az kal-
Öyle bir çığlık attım ki.

Ağaçtan yere düşünce gözlerimi açamıyor dum.
Öldüm sanırım. Popom ağrıyor du.
Kalkmaya çalıştım fakat popom dışında belim ve ayağım acıdığını anladım.

Birden yiğit koşarak geldi bir kaç dakika sonra çağrı da geldi.
Yiğit " Bal'im iyi misin !" Telaşla beni yavaşça kaldırdı yerden.
" İyiyim ya kiraz yerken düştüm." Dedim

" Ama sanırım belim ve ayağım kırıldı." Dedim alayla.
" Gel hastaneye gidelim." Demesi ile hızla başımı iki yana salladım.
" Hayır ya gitmeyelim lütfen sevmiyorum hastaneleri." Dedim.
" Tamam ozaman doktoru buraya çağrıriz bizde " dedi yiğit.
Sonra beni kucağına aldı ve içeri doğru yürüdü.

Beni kanepenin üstüne bırakıp doktoru aradı. On - on beş dakika sonra gelmişti.
.
.
.
" Tamamm ayağını burukmuş. Sardım onu çok değil bir kaç güne iyileşir.
Ve beline şu kremden surmelisiniz o da bir kaç güne iyileşir." Dedi Doktor bey amca.

" Tamam dir doktor bey teşekkür ederim." Dedi yiğit.
" Ne demek geçmiş olsun tekrar" dedi bana bakarak sonra da çantasını alıp çıktı.

Herkes eve gelince ve ayağımı görünce telaşlandilar.
Nasıl olduğunu sordular.
Kısaca anlatım.
" Zaten yerinde durmuyor sun ki. Dursan ve başına bir şey gelmese şaşarım." Dedi Poyraz. Gözlerimi devirdim.
" Niye beklemedin ki ben topladım senin için" dedi akın ona baktım tam cevap verecektim benden önce yiğit konuştu.

" Sana gerek yok bana deseydin ya Bal'im 2 dakikada hallederdim." Demesi ile güldüm.
Birden içeri Doruk girdi.
O ne Zaman çıkmıştı ve ne zaman geri gelmişti.
Elinde kirazlari görünce gülümsedim.
Yanıma geldi ve onları bana verdi.

" Al yerken düşmüş sun hala istiyor sun diye biraz topladım." Dedi .
" Biraz mi ? Çok teşekkür ederim canım ciğerim ama gerek yoktu." Dedim.
Güldü. " Olsun yine de senin için" dedi.
Herkese isteyip istemediklerini sordum kimse istemedi. Bende yemeye başladım.

Birden kapı çaldı Doruk kapıyı açmaya gitti geldiğinde ise büyük gerçekten kocaman kutu vardı.
Kutuyu bana verdi.
Açtığımda ise kiraz ile dolu du.
Hemde kıp kırmızı dı hepsi.
Kaşlarımı çattım ve içerdeki notu sesli okudum.

Geçmiş olsun Rozalin'im.
Kiraz yerken yere düştüğünü gördüm.
Yanina gelmek istedim fakat yapamadım.
Zaten yiğit ve çağrı gelmiş ti.
Onlar da gelmeseydi ben gelirdim yanına.
Neyse senin istediğin gibi kıp kırmızı kirazlari senin için gönderdim.
Afiyet olsun.

" Kim lan bu!" Diye bağırdı poyraz.
" Bilmiyorum." Dedim.
" Onu bulmamız gerekiyor bu ikinci hediyesi. " Dedi egemen .
" Doğru ya ilk hediyem nerde?" Bana tuhaf tuhaf baktılar.
" Niye ne yapcan " dedi poyraz.
" Hiç sordum sadece " diye cevap verdim.
Hiç bir şey demedi.

Kutudan bir kiraz alıp yedim.
Bana baktılar.
Niye bakıyor lar ki şimdi.
" Ne yemeyim mi ben böyle bir tane kiraz için düştüm ağaçtan şimdi ayağıma gelmiş Ken yicem tabi" dedim ve umursamadan bir tane Daha yedim.

Yine Baştan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin