25. Bölüm

127 7 3
                                    



" Daha güçlü vursana." Diyen Burak öbür yandan da sabır çekiyordu.
" Vuruyorum zaten!" Dedim sinir ile.
Kara'nın işi olduğu için Burak ile antrenman yapıyordum.

" Daha ne kadar desem anlacaksın bu duruş yanlış." Diyerek bana nasıl durmam gerektiğini yüzüncü kez gösterdi.

1 saat önce

Ben yemek yiyordum diğer ikisi ise kahve içiyordu. Onlar kahvesini içmesine rağmen ben hala yemek yiyordum.

Savaş denen o adam bana nasıl baktığın görünce başımı ' Sen hayırdır' der gibi salladım.
Fakat o hiç bir şey demedi.
" Benim biraz işim var o yüzden oraya seni savaş götürecek ve Burak sana yardımcı olacak." Dedi birden kara.

Kaşlarımı çattım. " Ne işin var?" Diye sordum birden. Bana baktı.
" Nişanlım ile buluşmaya gidicem." Demesi ile ona şaşkınlık ile baktım.
" Ni- Ni- Nişanlı mı?!" O kadar yüksek sesle bağırdım ki herkesin başı bize döndü.

Umursamadan Kara'ya bakmaya devam ettim.
" Şaka yaptım güzelim. Karakola gidicem beni ölü diye biliyorlar." Demesi ' haaa' diye bir ses çıkardım.

Neden bu kadar şaşırdım ki.
Adam 29 yaşında nişanlısı olması normaldı.
Ama yokmuş, nedense öylesi daha iyi.
" Sende mi evde kaldın." Diyerek yemeğimi yemeye devam ettim.

" Daha önce sevgilin oldu mu?" Diye sordum.
" Olmadı." Dedi gayet ciddi bir sesle.
Acaba Rüzgar abimin olmuş mudur.
Birden telefonumu çıkarıp abimi aradım çok geçmeden açtı.

" Bir şey mi oldu güzelim?" Dedi.
" Abi napıyorsun." Diye sordum.
" Dosya inceliyorum ve kahve içiyorum niye?" Diye sordu endişe ile.
" Haa iyi. Bir şey sorabilir miyim abi?." Demem ile hemen evet diyerek soruyu bekledi.

" Daha önce sevgilin oldu mu?" Diye sormam ile çok düşünmeden " Hayır. Olmadı." Diye cevap verdi.
" Bu hiç kimse ile yatmadığın anlamına mı geliyor." Diye sordum pat diye.

Abim içtiği kahveyi püskürtmüş olacak ki karşısındaki kişi ' Kahve yutuluyor diğerlerin suratına püskürtülmiyor' dediğini duydum.

" Bunları nereden duyuyorsun sen? Kim öğretti sana?" Dedi sinirle abim.
Niye ben 5 yaşında da değilim ki. Bilmem normal değil mi?

" hahaha abicim sonra konuşuruz öptüm hadi bay bay." Dedim.
" Dur Kapa-." Derken telefonu suratına kapattım.
Diğer ikisi de bana bakıyordu.

Hiç bir şey olmamış gibi yemeye devam ettim.
Doğal davran rozalin. Doğal.
Kendi kendime konuşurken kara ayağa kalktı.
" Benim gitmem gerekiyor sonra yanına gelirim." Diyerek başımı öptü.

Başımı tamam anlamda saladım ve ona görüşürüz dedim.
Ben ve Savaş kalınca ona bakıp kaşlarımı çattım.
" Ne?" Dedim ters bir sesle.
" Daha ne kadar yiyecek sin?" Dedi birden.
" Böyle olman bu yüzden demek ki." Demesi ile kaşlarım daha da çatıldı.

" Ne diyorsun be?" Dedim.
Fakat hiç bir şey olmamış gibi başını çevirdi.
Ne yanı çok yediğim için şişko muyum ben.
Onu mu ima ediyor.

En sonunda doyunca ayağa kalktım.
İkimiz de o yerden çıkıp bir motora bindik.
Motor yola çıktı bende ister istemez ona tutundum.



Şimdiki zaman

" Bıktım!" Diye bağırdım. Burak bana dik dik baktı.
" Asıl ben bıktım!" Dedi.
Gözlerimi devirdim. " Sen dünyada gördüğüm en kötü öğretmen sin!" Diye bağırdım.
" Alla Alla. En iyisi demek istedin herhalde." Dedi  Burak.

Yine Baştan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin