28.Bölüm

31 2 0
                                    



" Okula gitmese de olur mu?" Bu çağrının sesiydi.
" Evet." Bu da Kara'nın.
Gözlerimi açtım.

" Günaydın." Demem ile ikisi de bana baktı.
" Günaydın abla." Dedi çağrı.
Kara ise başımı öptü sadece.

" Saat kaç?" Diye sordum.
" Şey saat 6:23." Dedi telefonuna bakarak.
" Hmm tamam biraz zamanım var duş alıp gidicem okula anneme kahvaltı yapmayacağım söyler misin?" Dedim.

" Aç mı gideceksin?" Diye sordu kara.
Başımı sallayıp " okulda yerim." Dedim ve ayağa kalkıp kıyafet aldım ve hiç bir şey demeden de banyoya girdim.

Duşu sıcak ve soğuk arasında ayarlayıp ılık bir su ile duş almaya karar verdim.
Hem sıcak fakat tam da sıcak olmayan su başımdan ayaklarıma kadar süzüldü.

Duraksadım. Garip bulmuş olmalılar o olaydan sonra depresyona falan gireceğimi düşündüler sanırım.

Üzüldüm. Hatta üzüldüm kelimesi de çok az geliyordu şu an.
Kahroldum, ruhum ölmüş de bedenim burda gibi hissediyorum.
Evet insanlar duysa belki abarttığımı düşünürler.
Fakat bana göre az tepki bile veriyorum.

Ben o evden çıkınca ve bana vuran ve karanlık bir odaya kapatan biri olmadığını fark edince mutlu olmuştum.
Oradan kurtuldum diye düşünmüştüm.
Fakat yüzüme inen tokat ile kendime gelmiştim.

Herkes değişmezdi, Fakat Herkes değişebilirdi.

Gözümden düşen gözyaşı su yüzünden beli bile olmuyordu.
Onun ardından bir tane daha ve bir tane daha.
Birden gülümsedim ve fısıldadım.

" Ağlama seni salak... Okula geç kalacaksın o yüzden bırak sızlanmayı da çabuk ol ilk defa olan bir şey değil di sonuçta." Kendi kendime konuştuktan sonra sakinleşip çabucak duş aldım.

Çabucak üstüme aldığım rahat kıyafetleri geçirdim.
Saçlarımı tarayıp çantamı aldım ve yemek odasına gittim.

Merdivenlerden inerken saate baktım.
7:02 tamam zaten hep 7:20 yola çıkıyoruz.


Herkes oradaydı yiyorlardı, fakat pek yedikleri de yok

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Herkes oradaydı yiyorlardı, fakat pek yedikleri de yok. Yemeyecekseniz niye yemeye çalışıyorsunuz ki.

Gidip egemen abimin yanındaki sandalyeyi çekip oturdum.
" Günaydın." Dedim.
Herkesten bir günaydın geldi.
Kara, çağrı ve Aydın abimin dışında.

Umursamamaya çalıştım.
İki meyve suyu vardı. Çok düşünmeden birini alıp bardağa döktüm. İçmeye hazırlanırken
birden egemen abim bardağı tutuğu gibi çekip aldı.

" Rozalin napıyorsun be güzelim bu şeftali meyve suyu." Dedi ve " diğeri de portakal suyu onu içmen lazım." Dedi.
" Niye ki?" Diye sordum.
" Ne demek niye alerjin var ya." Dedi rüzgar abim.
" Ha doğru ya." Dedim. Herkes bana dik dik baktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yine Baştan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin