Elindeki telefonu kapattı cebine koyup bana doğru döndü göz göze geldiğimiz de şaşkınlıkla ona bakıyordum bu kişinin o olmasını hiç beklemiyordum.
____________________________________
O da şaşırmış gibiydi herhangi birşey söylemeden arkamı dönüp içeriye gittim, babamın bana sorgulayıcı bakan gözleri üstümde dolanıyordu umursamayıp yerime geçtiğim için de anında değişen gözleri.
Benden sonra içeriye o girmişti.
Herkes ona karşı gülümsemiş ama o sadece başıyla selam verip boş olan bir yere oturmuştu, ben ise onlar hariç herşeyle ilgileniyordum."Jungkook, benim oğlumla tanıştınız mı?"
Yok artık bunu yapmaması gerektiğini yeterince belli ettim, eşi de kendisi gibi konuşmaya başladı ikisinin de bakışları bana döndü O yüzündeki kibirle baktı, midem bulanıyordu bu hareketlerini gördükçe sadece göz önünde olmak için geldiğimi defalarca söylediğim halde kendisinden başkasını düşünmüyordu, benim de ondan böyle bir şeyi beklemem hataydı.
"Tanışırız, aceleye gerek yok değil mi?" Jungkook benim karşılık vermeyeceği mi anladıktan sonra kendince bir cevap vermişti.
O değişen gözlerinin içini öfke dolmuş olan gözleri kendini bana karşı hiç gizliyemiyordu, onu anlamam için tek hareketi yeterdi. Konuşmasam bile benim varlığım onu her zaman rahatsız ederdi.
"Ah, hadi siz yukarıya çıkın orada konuşup tanışın o zaman."
Hayır anlamın da başımı salladım böyle birşey istemiyordum, olduğum yerden kalkma tenezzülünde bile bulunmadım üstümde dolanan bakışlar daha da çoğaldı, huzursuzca etrafıma bakındım mecburi olarak kalkmam gerekiyordu ama Jungkook benden önce ayağa kalkmış merdivenlere doğru yürümeye başladı, sinirle yerimden kalkıp arkasından bende ilerledim o da bu durumdan pek memnun değildi,
benim gibi, birden arkasına dönüp konuştu."Ne saçmalıyorsun sen! Amacınız ne sizin?"
Ne yani beni yanlış mı anlamıştı kendinden emin bir şekilde konuşmuş, üstüne birde gelmiş bana hesap soruyordu, bende memnun değildim hem buraya çıkmamıza gerek yoktu önden kendisi geldiği için mecburi olarak gelmek zorunda kaldım tabi ya, tek amacı benim nasıl bir kısımda oynadığımı öğrenmek istemişti acaba ben hangi iğrençliği yapan kişiydim!
Şu eve geldiğimden beri sinirliydim zaten üstüne birde kendisinin bu şekilde ön yargılı tavırları yetiyordu.
Aynı şekilde karşılık verdim sinirimi gizlemeden."Amacım falan yok! Sadece seninle tanışmayı engellemeye çalışmıştım."
Gülmüştü öyle mi dercesine, bana bir adım daha yaklaştı.
"Bak seninle ne tanışmak istiyorum ne de konuşmak, ha şuan konuşmamızı birşey sanıp saçma sapan şeylerde anlatma."
Bana bir adım daha yaklaşarak konuştu.
Sinirden elim titremeye başladı vücuduma yansımasından nefret ediyordum, fakat bu durum konuşmama engel değildi engellemesine izin veremezdim, eminim ki bu durum gözlerime yansıtmışımdır.
"Benim senin gibilerle işim olmaz üstüne birde bu kadar kendini beğenmiş birisiyle."
Bir adım geriye gidip aramıza mesafe koydum, ama o tekrar konuşmaya başlayınca yine yaklaştı bana.
"Kendini birşey sanıp benimle bu şekilde konuşamazsın, haddini aşma."
Bana bunları derken omzuma dokunuyordu ve bunu her cümlesinin ardından yapıyordu, bu hareketi sayesinde adım adım gerilemek zorunda kalıyordum, uzaklaşmaya çalıştıkça daha da üstüme geldi vücuduma yansımış olan sinirim artık sayesinde gözle görülür hâle geldi, sakin kalamıyordum bu durum elimde değildi herşey üst üste geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Days
FanfictionHer sonun bir başlangıcı vardır. "İnsanlar yaşarken de ölebilir mi? Mümkündür bu. Önce hayalleri ölür insanın, sonra da kendisi."