"Sen, sen ne yapmaya çalışıyorsun." Sinirli olduğunu belli eden ses tonuyla konuşmaya başlamıştı bile.Arabaya binmeden önce bana karşı çok yumuşaktı, arabaya bindikten sonra o halinden eser kalmadı peki ama neden?
"Ben birşey yapmadım bunun farkında mısın sen?" Sinirle bende konuştum, yüksek çıkan sesimle.
"Nasıl birşey yapmadığını söylersin!"
"Ne yaptım söylesene o zaman!" Bende sinirle bağırdım o çocuk gelip sokuldu onun öyle birisi olacağını nereden bilebilirdim ben değilmi?
Fakat beni dinlemek yerine herşeyi yapıyordu hiçbir şekilde beni dinlemiyordu anlatsam da işlemez di çünkü anlamak istemiyordu. Eğer anlasaydı şuan bu şekilde bana tavır göstermezdi."O sikik herifle konuşman bile hataydı senin."
"Sen kimsin ki benimle bu şekilde konuşuyorsun beni tanımış olsaydın bu şekilde konuşup benim hakkımda yanlış düşünmezdin Jungkook!"
Ne ben sakin kalıyordum ne de o, ikimizde birbirimize bir şey söylediğimiz de daha fazla yükseliyorduk, ama bana söylediği şeyler cidden normal değildi ben öyle birisi değildim, resmen kafasında kurup konuşmaktan başka bir şey yapmıyordu.
"Kes sesini artık neyden bahsediyorsun herşey ortada."
"Arabayı durdur hemen." Sinirli bakışları hızla bana döndü, beni dinlemeyip sürmeye devam etmişti"Sana durdur dedim!"
Bunu tekrar söylediğimde ani firen yaparak arabayı durdurdu derin solukları arabanın içinde çok net duyuluyordu, kapıyı açıp hızla indim arkamdan seslendi ama umursamadım onun gibi birinin yanında daha fazla durmak istemiyorum.
Aramız biraz daha düzelsin diye beklerken, daha da kötüleşiyordu. Gerçekten daha ne yapmam lazımdı ben anlamıyordum. Suçsuz yere bana söyledikleri doğru değildi moralim tamamen bozulmuştu. Jungkook'un böyle bir şey yapmasını istemezdim, bunu da şuan anlıyordum.
Arabadan hızla inip yanıma geldi, kolumdan tutup beni kendisine doğru çekti, endişeli bakışlarım gözlerini buldu."Bak Taehyung, saçma sapan hareket etme." Saçma sapan öyle mi?
"Niye, aynı şeyleri sen yapmış olsaydın ve sana bu şekilde karşılık vermiş olsaydım bana söyleyeceğin o sözleri tahmin bile edemiyorum." Çok derin bakıyordu bana gözlerinin içi derin bir kuyudan ibaretti sanki. Derin nefes verip başını diğer tarafa çevirdi, bir adım benden uzaklaşıp "Arabaya binsen daha iyi olur." Hayır anlamında başımı salladım kendim de eve gidebilirdim."Burada seni böylece bırakmam doğru değil, gel hadi." Gözlerini bir an olsun asla çekmiyordu bakışlarının ağırlığı yüzünden gözlerimi çektim.
Etrafıma bakındığım da haklı olduğunu görmüştüm, pek tekin bir yere benzemiyordu. Yüzüne dahi bakmadan arabaya ilerledim eve ne kadar erken varırsam benim için daha iyi olurdu.
Her geçen saniye onun hakkında olan düşüncelerim değişiyordu.
Çok fazla vakit geçmeden telefonum çalmaya başladı kimin aradığına baktığımda babam olduğunu gördüm umursamadım, tekrar ve tekrar aramaya devam etmişti sadece sinirle açıp konuştum.
"Efendim." Diyerek hızla çıkıştım, olanların üstüne birde onun araması ciddi anlamda sinirlerimi bozmuştu.
"Duyduklarından sonra da böyle konuşacak mısın acaba??"
Eğlenceli tavırla çıkan sesinin altında yatan bir o kadar kötü bi gerçek vardı eminim ki amacı o günün intikamını almaktı karısına yaptıklarımdan hiç memnun değildi, anlaşılan şu şirket olayının farkında bile değildi yazık gerçekten."Söyle de bitsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Days
FanfictionHer sonun bir başlangıcı vardır. "İnsanlar yaşarken de ölebilir mi? Mümkündür bu. Önce hayalleri ölür insanın, sonra da kendisi."