O geceden sonra kimseyle uzun süre konuşmadım odamdan da çıkmamıştım, Jungkook sabah kalktığımda yoktu bende kimseye sormadım hatta Jimin ile de konuşmamıştım.Ertesi günü ise o iğrenç haber gelmişti bana.
Hastaneye gitmem gerekiyordu üvey annemin fenalaşıp hastaneye kaldırıldığını bildiren bi mesaj aldım babamdan, ne kadar gitmek istemesem de gitmem gerekiyordu yoksa herkese rezil olurlardı onlara göre, umrumda değildi ama nafile bizzat orada benim olmam gerekiyormuş bunu söylediler, kısacası gelmeme gibi bir durumum yokmuş. Üstüme klasik kıyafetleri mi giyip çıktım. Arabanın kilidini açıp bindim Yugyeom olanlardan haberi vardı anlaşılan arabamı getirdiğini söyleyen bir mesaj almıştım ondan.
Hastaneye doğru sürdüm, ışıklarda durup beklemeye başladım yeşil ışık yanınca da sürmeye devam ettim yol uzun sürmedi, yada bana öyle geldi bilemiyorum, geldikten sonra düzgünce bir yere park edip indim.
Hastaneye giriş yaptıktan sonra direkt merdivenlere yöneldim 2. kata çıktıktan sonra 288 numaralı odanın önünde durdum biraz bekledikten sonra kapıyı açıp girdim, hızla değişen yüz ifadesine baktım, kendisinin sanki haberi yokmuş gibi şaşırma numarası yaptı, bu bariz şekilde ortadaydı, eliyle ağzını kapatıp, kocaman açmış olduğu gözlerle bana bakıyordu, düz surat ifademle ona baktım elimdeki çiçeği masada duran çiçeklerin yanına bende ekledim. Bari biraz bile olsa inandırıcı olsun.
"En sevdiğim çiçekler ne kadar da düşüncelsin birtanem."
Yapmacık sevgi dolu sesiyle konuştu.
Bir insanın sevgisi bile yalandı.
Midem bulanmıştı, yüzümü buruşturarak ona bakmaya devam ettim, üstümüzde olan bakışları yeteri kadar hissediyordum, umursamadan boş olan koltuklara geçip oturdum içeride ki insanları tanımıyordum onlar biraz daha oturup kalktılar bende hiç beklemeden yerimden kalktım ve konuştum.
"Gösteri bittiğine göre bende gidiyorum."
Babam sanki bir şey söylemek ister gibi bana baktı kaşlarımı çatıp ne olduğunu anlamak istercesine yüzüne baktım. Bu durum o kadının babama bakıp elini omzuna koymasına kadar sürmüştü, bu hareketinden sonra babam bana bakmayı kesmiş yatağın yanında ki koltuğa oturmuştu. Ne söylemek istiyorsa da söyleyemedi.
Bu sefer bakışları biraz farklıydı sanki çok fazla takılmadan odadan çıktım. Ardından telefonuma gelen mesajla ekrana baktım.
Baba:
En yakın zamanda konuşalım. Lütfen.Lütfen? Garipti hemde çok fazla, ondan beklenmedik hareketler sergiliyordu. Yoksa yine bana zarar mı verecekti, veya yine bir işi bana mı düşmüştü korkuyla bakışlarımı yere indirdim. İyi olmam lazımdı onun beni etkilemesine izin veremezdim. Konuşmamak için onu ertelerdim veya başka bir şeyler yapardım ben. Merdivenlere yönelip inmeye başladım.
"Pişt, pişt ne bu halin?" Onun burada olduğunu hiç fark etmemiştim, çıkışa geldiğim farkında bile değildim. Yugyeoma bakıp gülümsedim.
"Dalmışım öyle ya." Başıyla onay verip tekrardan konuşmaya başladı.
"Bi arkadaşım buradaydı seninde burda olduğunu öğrenince seni bekledim."
O kadının hasta olduğundan haberi vardı yani, yinede girmeyi tercih etmemişti, benim açımdan çokta sorun değildi hatta girmemesi daha iyi bile olmuştu.
"İyi yaptın da kimden öğrendin."
Söylemeden başıyla karşımızda ki topluluğu gösterdi Jimin de olmak üzere yine hepsi vardı tek bi farklılık vardı yanlarında başka bir kız daha vardı, onlarla birlikte geliyordu, Eun kızın koluna girmiş ona gülümseyerek birşeyler anlatıyordu, ve yine Jungkook onunla her yerde karşılaşmak zorunda olmazdım değilmi, pekte öyle görünmüyordu hepsi yanımızda durdular, Jimin yanıma gelip elimi tuttu, yüzüne baktığımda bana tebessüm etti bende karşılık vererek elini tuttum, üvey annemin başına gelenlerden haberi vardı anlaşılan hepsi birbiriyle konuşuyordu, yanlarında yeni olan kız bana bakarak konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Days
FanfictionHer sonun bir başlangıcı vardır. "İnsanlar yaşarken de ölebilir mi? Mümkündür bu. Önce hayalleri ölür insanın, sonra da kendisi."