Tahmin ettiğim gibi yarışın bitmine doğru biz evdeydik bizimkilere nasıl bir açıklama yapmam gerekti bilmiyorum. Jungkook beni eve bırakıp gitti salonun ortasında oturmuş onları bekliyordum çok gergindim rahatlamaya çalıştıkça daha da kötü oluyorum, birde Jungkook ve beni anlatmam lazımdı aramızda tam birşey yoktu ama birşey de vardı işte, sıkıntılı bir nefes verdim yerimden kalkacağım sıra da kapının açılma sesini duydum, Jimin gelmişti elindeki eşyaları sinirle koltuğa bırakıp bana baktı gözlerinin içine bakamadım başımı yere eydim.Ne dese haklıydı"Neler oluyor neydi bu."
Yutkundum cümleleri toparlayıp biran önce açıklama yapmam gerekti.
"Gel otur anlatayım." Karşıma geçip oturdu hadi diyerek uyardı.
Çok sinirli gözüküyordu, gözlerinde ki öfkeden belliydi, gerçekten bende böyle olsun istemiyordum. Jimin bana böyle davrandıkça konuşmakta bile zorlanıyordum, onun bana öfkeyle bakması bile beni çok üzüyordu, titreyen sesimle anlatmaya başladım.
"İlk yarı yola kadar herhangi sorun yoktu sonra araba bozuldu orta bir yerlerde bile olsak sinyal çekmedi.
Ne desen haklısın Jimin, ama lütfen kızma benim elimde olan birşey değildi bugünün önemini sende biliyorsun."Sona doğru sesim kısıldı birçok şeyi atlamıştım, Eun da Jungkook yüzünden gitmediğimizi bilmiyordu bu şekilde anlatmam da sorun yoktu eyer gerçekleri anlatsam çok iyi olmazdı. Tereddütlü ifadeyle bana bakıyordu.
"Biliyorum ama yine de böyle birşeyin olması sence de garip değilmi sanki birisi herşeyi biliyor gibi Tae."
Korku dolu bakışlarım ile onu onayladım, ne kadar istemesem de bu doğru olabilirdi.
"Nasıl yani aramızda bizi gözetleyen birisinin olduğunu mu düşünüyorsun."
"Aynen öyle sana anlatmadığım birkaç konu var konuşmamız lazım çünkü herşey başa dönüyor, yavaş yavaş sadece bunu bizim bilmemizi istemiyorlar gibi."
Endişeyle etrafıma baktım haklı olabilirdi belki de arabayı bilerek bozmuşlardı tabi ya!
Nasıl farkına varamamıştım yarışın bugün olması, yeni kızın gelmesi arabanın bozulması, sinyalin çekmemesi herşey birbiriyle bağlantılıydı bunu yapan kişi benim farkında olmamı istemiyor gibi.
Yada, her şeyi yavaştan yapıyordu.
Jimin telefona gelen mesajla ilgilenirken etrafa bakmayı kesmiyordum, saate baktığım da biri çeyrek geçiyordu sıkıntıyla elindeki telefonu bırakıp bana döndü."Bu saate kim?"
"Babam yarım saat öncesinde hemen yanına gelmemi istemişti şimdide gerek olmadığını işime bakmamı söyledi."
Hızla yerimden kalktım, bedenim buz gibi olmuştu korku her bir yanımı sarmıştı Jimin de benim gibi kalkmış endişeyle bana baktı konuşacağı sırada elimle ağzını kapattım, kulağına fısıldayarak konuşmamasını söyledim.
Aklıma ilk gelen yere baktım koltuğa çıkıp lambanın etrafını kontrol ettim temiz çıkınca masanın altına baktım koltuğun üstlerine, yastıkların içine hâla daha elime istediğim geçmemişti raflara bakmaya başladım orası da temiz çıkınca neresi olabilir diye düşünmeye başladım, konumdan uzak akıla gelmeyecek olan rafın üstündeki duran normal küçük resmi elime aldım, sonuçta kimsenin ilgisini çekecek olan bir resim değil di sonuçta benim bile aklıma son anda gelmişti, çerçeveyi çıkarabildiğim en sessiz şekilde çıkardım, tam düşündüğüm gibi içinde köşesinde duran dinleme cihazı elime alıp Jiminin yanına ilerledim.
Şaşkınca bana bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordu, cihazı masaya bırakıp elime telefonu mu aldım mesaj atmadan öncede normal şekilde konuştum."Bende nerde kaldın diyordum sonun da geldin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Days
FanfictionHer sonun bir başlangıcı vardır. "İnsanlar yaşarken de ölebilir mi? Mümkündür bu. Önce hayalleri ölür insanın, sonra da kendisi."