|Sınırlar|

30 4 71
                                    


Son konuşmamızın ardından oradan kalkıp eve geri geldim ondan uzak durmaya çalıştıkça dibim de bitiyordu ve bu durum beni sinirlendiriyordu o da bunun farkındaydı, herşeyin tam anlamıyla farkındaydı. Kendisiyle konuşmamı istemediğimi üstüne birde o gün bana söylemediği şey kalmamıştı şimdi gelmiş benimle ilgileniyor. Neyin derdindeydi.

Derin bir nefes verip şömineyi tekrardan yakmak için odunları aldım yaktıktan sonra koltuğa geçip oturdum kamerayı açıp çektiğim fotoğraflara bakmaya başladım hepsi güzeldi severek çekmiştim doğa ile iç içe olduğum için renkler çok canlı çıkmıştı.

Aklıma gelenle masanın oraya ilerledim.

Artık telefonumu açsam iyi olurdu belki Jungkook onlara burada olduğumu söylemiştir bile ama yinede onları arasam daha iyi olurdu eminim ki Jimin kendini suçlamaktan başka bir şey yapmıyordur onun için sesimi duysa yeterdi, uzanıp telefonu elime aldım açıldıktan sonra rehberden Jimini bulup tıkladım hiç bekletmeden ilk çalışta açılmıştı.

"Taehyung biz herşey için çok üzgünüz böyle olsun istememiştik gerçekten onun öyle birisi olduğunu bilmiyorduk lütfen her neredeysen yanına gelelim sakince konuşalım."

Hızlı hızlı konuşarak söylediklerini bitirdi, telefonu her an kapatıcakmışım gibi tek seferde söyledi attı.

Sesi hem endişe hemde korku doluydu titriyor gibiydi bir süre konuşmamıştım Yoongi'nin iç çekişini duydum daha fazla beklemeden konuştum."Sorun yok Jimin bu durumda yapabileceğiniz herhangi birşey yoktu sadece yalnız kalmak istiyorum ben gayet iyiyim yarın geri gelirim o zaman konuşuruz olur mu?"

ilk başta buna karşı çıkacak şekilde sesi geliyordu mırıltısı ile bunu istemediğini açık açık belli etti.

"Bunu ne kadar istemesem de kabul ediyorum dikkat et kendine ve şu telefonunu kapalı tutma."

"Tamam dikkatli olurum."dediğim anda arka taraftan gürültü bir ses geldi yerimden irkilerek kalktım resmen yer yerinden ayrılmıştı, birden bire ne olmuştu hayvan falan mı girmişti bu bölgelerde yaşayan fazla insan yoktu.

"Taehyung o ses neydi noluyor."

Sesi kesik kesik geliyordu dışarıya baktığımda şiddetli rüzgar ve yağmur yağıyordu ani bir şekilde fırtına çıkmıştı elektrik direkleri bile deli gibi sallanıyordu dışarısı cidden çok kötü durumdaydı bu sebepten dolayı sinyaller de kötüydü.

"Jimin hava kötü, Jimin sesim geliyor mu?"

Bir kaç defa tekrar konuşmayı denedim ama nafile onun sesi az da olsa geliyordu, benimkisi hiçbir şekilde gitmiyordu.

Sesim gitmiyordu sadece korku dolu sesini duyabiliyordum hemen telefonu kapatıp kendi interneti mi açtım mesaj kısmına girip kısaca durumu anlattım bi ihtimal giderdi belki fakat tahmin ettiğim gibi gitmedi atabildiğim heryerden mesaj attım hangisi giderse diye bundan sonrası beklemekten başka seçeneğim yoktu.

Umarım mesajlar biran önce giderdi kim bilir şuan da neler düşünüyordur öyle bir sesin ardından bende çok endişelenirdim.

Aklıma gelen şeyle yerimden hızla kalktım pencereye doğru ilerledim etrafa meraklı gözlerimle bakınıyordum, Jungkook hâla buradamıydı bilmiyordum ama buradaysa şuan napıyordur bu havada, etraf cidden çok kötü hale gelmişti şu kısacık zamanda etraf birbirine girmişti bile.

Dışarıda iki insan görmemle o tarafa dikkatli bir şekilde bakmaya başladım bunlardan birisi ona benziyordu cama daha fazla yaklaşıp dikkatlice baktım artık emindim onlardan biri kesinlikle oydu, yanındaki de karşı evin sahibiydi hatırladığım kadarıyla, onlar tanışıyorlar mıydı bilemezdim ama yinede burada olduğumu bildirmek istedim sonrasını kendisi karar verirdi.

Rainy Days Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin