Jungkook ile birlikte, yere uzanmış gökyüzünde ki yıldızlara bakıyorduk. İkimiz de derin düşüncelerin içindeydik sanki, onu bilemem ama ben öyleydim aklımda binlerce soru vardı.Mesela kimseye anlatmadığım uzun zamandır bende gizli olan bir mesele, sürekli tekrarlayan rüyalar, ya da ne bileyim kişiler, yerler her şey o kadar tanıdık geliyordu ki artık. Anlam veremiyordum.
Uzun bir döngünün içindeydim sanki..
Jungkook konusuna gelirsek eğer, o da karma karışık bir şeydi. Bende şuan ne olduğumuzu bilmiyordum sevgili de değildik ama onun gibi bir şeyde olabiliriz galiba hiçbirinden emin değildim varya hatta Jungkook'un ertesi günü hiçbir şey yaşanmamış gibi devam etme olasılığı bile vardı belki de asıl beni korkutan şey buydu.
Onun bu umursamazlığı.
Ben sevmekten korkmuyorum. Peki ya, benim gibi beni sevemezse, ya da beni yarı yolda bırakırsa veya onu ben? Bir anda bütün güzel şeyler yok olursa? O zaman ne yapmam gerekir kendimi o kadar garip hissediyordum ki sevip sevmediğimi bile anlamıyorum.
Ama bu sorunun cevabı da biliyordum.
Jungkook ise o kadar farklı bakıyordu ki bana, ben bir sürü düşünceler içindeyken o ise sadece beni izliyordu acaba beni anlıyor muydu, veya beni anlar mıydı hepsi kafamda birer soru işaretine sahipti onunla konuşsam nasıl bir tepki verirdi bana, evet öncesinde değişik bir an yaşamış olabilirdik ama kimse kimseye seni seviyorum veya herhangi bir şey söylemedi belki de bu sefer de benim adım atmam lazımdı bilemezdim.
Sakince başımı yan tarafa çevirdim, uzun süredir yüzümden ayrılmayan o siyah gözler, bakışları donuk haldeydi acaba onun da benim gibi aklında birden fazla soru var mıydı.
Yüzüne tekrar baktım tüm cesareti mi toparlayıp, eğer ben şimdi ona bu soruları sormalıydım belki de asla soramazdım. "Jungkook, peki ya şimdi ne olacak"
Dedim, cevap bekler halde gerçekten merak ediyordum. Derin nefes alıp başını gökyüzüne çevirdi, kendiside bilmiyordu yada sadece emin değildi.
Dudakları hafiften açıldı daha sonrada sakince konuşmaya başladı."Ben de bilmiyorum Taehyung, tek bildiğim senin yanımda olman, bir başkasının değilde benim yanımda olmanı istiyorum çok uzun zamandır bekliyorum seni."
Uzun zamandır? Nasıl yani ne kadar merak etsem de susmayı tercih ettim çünkü bu konuyu söylemezdi, bundan emindim eğer onu tanıdıysam bana anlatmazdı.
"Beni seviyor musun yani şimdi sen?"
Resmen daldım.. hemde hiç beklemeden. Dedim içimdeki merakı yenemeden, kalbim çok hızlı atıyordu hemde çok..
Tam gözlerinin içine bakıyordum yanıtı beklerken, dudaklarında tatlı bir gülümseme oluştu, bakışlarımı yere indirdim sesini duymam ile ona odaklandım.
"Evet Taehyung, şimdi seni seviyorum ve her zamanda seveceğim."
Aynı şekilde zaman kaybetmeden cevabımı almıştım. Her şey çok hızlı ilerliyordu.
"Oha.." Bu kadar ani olması iyi değildi yani kalbim tarafından kabul edilmedi yerinden çıkacaktı resmen.
Derin nefes alıp verdim, heyecan ve merak dolu bakışlarımı yüzüne çıkardım Jungkook olduğu yerden hafifçe ayağa kalkıp bana doğru biraz daha yaklaştı parmaklarını yanağımın üstüne koydu, soğuk olan parmakları esmer tenimin üstünde duruyordu. Gözlerimin tam içine bakıyordu benden izin istercesine aynı şekilde karşılık verdim, bizim konuşmamıza gerek yoktu veya kelimelere, o beni anlardı bunu biliyordum istediği cevabı benden aldıktan sonra yanağıma bir tüy kadar hafif öpücük bıraktı daha sonra alnıma, ardından burnumun üstüne bir tane daha öpücük bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Days
FanfictionHer sonun bir başlangıcı vardır. "İnsanlar yaşarken de ölebilir mi? Mümkündür bu. Önce hayalleri ölür insanın, sonra da kendisi."