Gözlerimi açtığımda hâla daha Jungkook ile birlikte olduğumuzu farkettim, kollarının arasından yavaşça çekildim. Mutfağa ilerleyip ikimiz için ufak tefek birşeyler ayarladım.
Duş alsam iyi olurdu, yine üst kata çıkıp kıyafetleri aldım en köşede duran banyoya ilerledim, sıcak suyu ayarlayıp girdim. Kısaca işimi halledip çıktım havluyu bedenime sarıp kurulandım altıma siyah eşofman giydim, beyaz tişörtümü giydim daha sonra aynanın önüne geçip saçlarımı ellerimle düzelttim kendime baktığımda boynumun normalinden fazla açıkta kaldığını gördüm bu tişörtün bedeni büyüktü zaten üstüne birde zayıf olduğum için sonuç buydu boşverip banyodan çıktım.
Jungkook yerinde değildi anlaşılan uyanmıştı bende mutfağa gittim, tahmin ettiğim gibi mutfaktaydı.
Geldiği mi duyduğunda başını benden tarafa çevirdi, beni baştan aşağı gözleriyle süzdü en son olarak açıkta kalan boynuma uzun bir süre baktı rahatsızca yerime geçtiğim de bakışlarını üstümden çekti.
İkimizde hiç konuşmadık bende konuşma çabasında bulunmadım hazırladıkları mı yiyip evden çıktık.
Yola çıkmıştık artık, o kendi arabası ile gelmişti buraya yaklaşık yarım saattir yoldaydık fazla yolumuz kalmamıştı dağlık alanlardan çıkıp şehre doğru geldikçe havada hafif soğukluk vardı artık, o kısımlar gerçekten çok soğuktu yazın ise bir o kadar güzel..üstümde ki ceketi çıkarıp kazağımın kollarını sıvadım şuan daha iyi olmuştu elime telefonumu aldım mesajlara baktığımda çok fazla merak içeren mesajlar vardı hepsine kısaca cevap vermek en iyisi gibi duruyordu Jungkook'un sesi ile ona döndüm.
"Nereye bırakayım seni?"
"Ailemin evine." diyerek cevapladım onlarla konuşmam gereken konular vardı ve benim için çok önemliydi kafasını çevirmiş sert ifadesiyle bana bakıyordu onu aldırış etmeden arka koltuktan çantamı almıştım.
Fakat bakışları üstümden gitmedi.
"Neden hâla bana bakıp duruyorsun." Onun bakışları beni çok geriyordu, duygusuz olan bakışlarını bir saniye olsun üstümden çekmezken konuşması ile dikkatimi ona verdim.
"Saçma gelebilir ama benimde oraya gitmem gerek."
"Ah, yine mi neyin nesi bu böyle."
Yerimde husursuzca kıpırdandım bu durumdan o da bende memnun değildi, yalnız kalmamız gerekiyordu başka birilerinin olması benim işimi zorlaştırır dı sadece, aklıma gelen şeyle hızla konuşmaya başladım.
"Eğer senin ailen oradaysa başka birileri de vardır demek oluyor bu."Hayır anlamında kafasını salladı bu sayede rahatlamış şekilde derin bir nefes verdim aslında sonradan onun ailesinin olması daha iyi gelmişti bu işin içinde onlarda vardı, ayakkabıları mı çıkarıp koltukta bağdaş kurarak ona dönük şekilde oturdum ve aklımdakileri ona anlatmaya başladım.
"Jungkook senin hiçbir şey bildiğin yok ve senin ailenin orda olması benim işimi zorlaştırmış durumda anladın mı? O yüzden benim oraya gidince yaptıklarıma hiçbir şekilde ne olursa olsun karışamazsın bu sayede sende, bende yoluma devam etmiş olurum tamam mı."
Diyerek umutla ona bakmaya başladım, amacım onun bu şekilde anlamasını sağlamaktı, ilk kez bana şaşkınca bakıyordu anlaşılan bu sefer süper zekası işe yaramamıştı.
"Senin sorunun ne?" Dediğinde yarım gülüşüm ile ona bakıyordum."Sanane."
Tek kaşını kaldırmış öylemi dercesine bakıyordu ona bakmayı kesip önüme döndüm karışmaması gerektiğini söylemiştim gerisi onu ilgilendirmez di. Onun bilme mi istemediği konular olduğu gibi benimde vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Days
FanfictionHer sonun bir başlangıcı vardır. "İnsanlar yaşarken de ölebilir mi? Mümkündür bu. Önce hayalleri ölür insanın, sonra da kendisi."