Gözlerimi açtığımda etrafta loş bir sarı ışık vardı net olarak göremiyordum gözlerimi birkaç kere kırptıktan sonra daha iyi olmuştu dikkatli olarak baktığımda kendi odamda olduğumu anlamıştım.Odanın kapısı açıldığında Jimin ve yanındaki doktorla giriş yapmıştı. Başımı camdan tarafa doğru çevirip dışarıyı izlemeye başladım.
Doktorun sesini duydum ama herhangi bir harekette bulunmadım.
"Evet, hastamız uyanmış anlaşılan nasıl hissediyorsun bakalım?"
Kısaca yüzüne bakıp sorusunu cevapladım"iyi." Diyerek bakışlarımı yüzünden çektim.
Başını salladı anladım dercesine. Daha sonra koluma tansiyon ölçen aleti takmıştı bu işlemde çok uzun sürmedi."Tansiyonun normal seviyede, kendini daha iyi hissetmen için serum takmalıyım sana."
Başı mı olumlu anlamda salladım, beklemeye başladım başımı yine camdan tarafa çevirdim. İğnenin koluma girmesi ile kaşlarımı hafif çattım, saniyelik bir acı olsa da acımıştı. Doktor yavaş adımlarla camın önümde ki koltuğa oturup bana bakmaya başladı, derin nefes alıp konuştu.
"Bak Taehyung, her ne oldu bilmiyorum ama artık kendine dikkat etmen gerek. Durumun iyiye gitmez, bu ayda seni neredeyse üçüncü görüşüm falan olacak. Sence de tek bir ay için fazla değil mi, bu şekilde ciddi konular yüzünden. Verdiğim ilaçları da kullanmamışsın bayılman normal değil mi sence de?"
Doktor karşıma geçmiş bana kızıyordu uzatmamak adına başımı salladım."Daha dikkatli olmaya çalışırım."
"Beni biraz ciddiye alırsan, sevinirim Taehyung." Son sözünü söyledi, yerinden kalkıp kapıya doğru Jimin ile birlikte ilerlediler. Doktorun olduğu süre boyunca köşede bizi izledi herhangi bir girişimde bile bulunmadı onun odaya gelmesini beklemeliyim, konuşmamız gerekti bana verecek olan cevabını gerçekten merak ediyordum. Neredeyse uzun bir süre yanıma gelmedi sadece beklemeyle yetindim.
Ama gelirdi, kendisini suçlu hissediyordu sırf bu yüzden bile gelirdi. Uzun sürenin ardından geldi felaketiyle birlikte. Bakışları yerdeydi, normalde olduğundan daha ciddi ve üzgün bir ifadeyle bana baktı camın önüne geçip yaslandı oturma gibi bir eylemde dahi bulunmamıştı.
Sinirimi, gizlemeden konuşmaya başladım." Bizim sevgili olmamızdan bu kadar mı nefret ettin Jimin."
Şaşkın ifadesiyle bana bakıyordu kaşları çatık halde bakışları etrafta gezdi. Cevap vermekte bu kadar zordu yani? Daha fazla beklemek istemiyordum yatakta biraz daha dikleşip oturur hâle geldim.
"Cevap bile vermiyorsun, dün Jungkook ve bana söylediklerinde yeterince rahat ve ciddiydin, şimdi noldu söylesene?"
Gözleri hızla beni buldu."Dün geceden başka bir şey hatırlamıyor musun."
Şaşkın ve endişeli çıkan sesiyle bana bakıyordu. Kaşlarımı çatıp"Daha ne duymam lazımdı ki?" Söylediğimden emin bir şekilde ona baktım."Hiç, hiç bir şey." Başını sallayarak beni onayladı şuan biraz daha rahattı bilmediğim ne vardı ki. Bu rahatlaması da garip gelmişti.
"Jimin, neler oluyor neden bu kadar soğuksun bilmeden bir şey mi yaptım. Jungkook konusu ise bunu konuşmayalım lütfen ben artık çok yoruldum."
Hızla adımlayarak yanıma gelip diz çöktü, elimi tutup bana baktı.
"Üzgünüm Taehyung, seni bu halde görmek istemiyorum artık. O yüzden bu kadar dalgındım dün gece beni o şekilde duyduğun içinde üzgünüm, seni anlamadım haklısın böyle bir durumda senin yanında olmam gerekirken, benim yüzümden düştüğün şu hâle bak." Sonlara doğru sesi tiremişti hayır anlamında başımı salladım gözleri dolmuştu. "Çok üzgünüm çok.." alnına gelen saçları elimle geriye doğru çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Days
FanfictionHer sonun bir başlangıcı vardır. "İnsanlar yaşarken de ölebilir mi? Mümkündür bu. Önce hayalleri ölür insanın, sonra da kendisi."