Benim Miladım...

88 7 13
                                    

Bakmaya doyamamak böyle bir şey olsa gerek.

Eve gelmemin üzerinden yarım saat geçti. Tanjiro‟ya hala yazmadım, o da bana yazmadı. Birkaç kez girip baktım ve her seferinde çevrimiçi olduğunu gördüm, eh biraz
kızgınlık hissediyorum sanırım. Yine de annemle kahvaltımız bitene kadar yazmamaya kararlıyım ve
kahvaltımız çoktan bitmek üzere. Kahvaltının yenilecek her şey yendikten sonra çay içerek boş boş konuşulduğu evresindeyiz.

“Yeni kimlikler için randevu aldım üçümüze de. Akşam döndüğümde fotoğraf çektirmeye gideceğiz
seninle, yedi gibi hazır ol, tamam mı?”

“Iyy,” dedim yüzümü buruşturarak, “Fotoğraf mı? Fotoğrafsız başvuru yapılmıyor mu?” Oldum olası
fotoğraf çekilmeye karşı büyük bir çekingenliğim olmuştur. Kendimi aynada görmeye bile dayanamıyorken gidip bir de özellikle kendimi görmek ve göstermek için fotoğraf çektirmek benim için hoş bir seçenek değildi.

“Oğlum, biraz saçlarını aç, üzerine özen göster, fotoğraf çektirmeyi sev... Sen güzelsin. Annene bak bir kere!”
dedi annem kendini göstererek,

“Böyle anneden çirkin çocuk çıkar mı?” Kıkırdamaya başladım.

“Maalesef çıkmış anne!” Güldü, eliyle saçlarımı okşayarak kalktı masadan.

“Hadi bakalım, ben masayı toplayıp çıkıyorum derneğe yetişmem lazım. Sen ne yapacaksın evde?” Mesajlaşacağım.

“Ders çalışırım ben de.”

“İyi bakalım, bol bol çalış.”

Gülümseyerek masadan kalktım. Bol bol mesajlaşacaktım. Annem masayı
toplarken kendime kahve yapıp odama geçtim. Bilgisayarım açılırken telefonumu çıkardım. Ekrandaki
yansımamdan dağılmış saçlarıma bakarak iç çektim ve telefonumun kilidini açtım. Mesajlaşmamıza girip çevrimiçi olduğunu görünce sinirle bir iç daha çektim ve hızla yazdım.

“Selam...” Mavi tik! Mavi tik oldu! Mesajım bir saniye bile beklemeden mavi tik oldu! Bu ne demek biliyor
musunuz? Ben mesaj yazarken Tanjiro benim mesaj sayfamda bekliyordu. Cama çıkıp havai fişek atmak istiyorum şu an! Büyük bir kahkaha attım delirmiş gibi.
Yalnız bir şey daha oldu, ben mesaj attığımda mavi tik olur olmaz Tanjiro mesajdan çıktı. Bu neydi şimdi? Neden çıkmıştı? İki saniye sonra tekrar girdiğinde yazmaya
başladı.

“Selam...” Neden mesajdan çıktığını sormalı mıydım?

“Nasılsın?” NASILSIN VE NEDEN MESAJDAN ÇIKTIN TANJİRO?

“iyiyim... Sen nasılsın?”

“Ben de iyiyim...” BEN DE İYİYİM VE NEDEN MESAJDAN ÇIKTIN TANJİRO?

“Sana bir şey söyleyeceğim. Lütfen bir daha evden çıktığında seni merak ettiğimi bildiğin için eve dönüp
kapıdan girer girmez bana haber ver. Böyle olunca aklımdan çıkmıyorsun.” Kaşlarımı çattım. İçimden bir ses yarım saattir çevrimiçi oluşlarının hepsinde benim çevrimiçi olup olmadığıma baktığını söylüyordu. Olabilir miydi? O da benim kadar manyak olabilir miydi?

“Sen... Yani...” Yazdım ve sildim. Derin bir nefes alıp cesurca yazdım, “Yarım saattir benim çevrimiçi olmamı
mı bekliyorsun mesaj sayfasında?”

Tereddütsüzce yazdı. “Evet.” Gülümsedim.

“Peki ben yazar yazmaz neden çevrimdışı oldun?” Bir kez daha tereddütsüzce yazdı.

“Telefon elimden düştü. Bir an telaş yaptım.” O da benim kadar manyaktı! Büyük bir kahkaha attığım sırada
annem içeri girdi.

“Oğlum sen iyi misin? Odana girdiğinden beri kahkaha sesleri geliyor.” Anneme milli piyango kazananı olmuşum gibi sırıtarak baktım.

3391 KİLOMETRE {•TANZEN•}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin