Tanjiro'nun Zenitsu'su

97 8 6
                                    

Susuz yaşayamaz, ama; çok suda da boğulur...

Saatlerce oturduk, konuştuk. O bana hayallerini anlattı, ben ona. O bana umutlarını anlattı, ben ona. O bana baktı, ben ona... Tanjiro öylesine bana benziyordu ki yıllar sonra ikizimi bulmuş gibi hissediyordum. Ruhlarımız birdi bizim. Bir gün ruhlarımız somut olarak karşımıza çıksa birebir aynı iki ruha bakacaktık onunla, o benim ruh ikizimdi. Saatler geçtikçe içimi bir hüzün kaplıyordu.
Sanki yıllarca aradığım bir parçamı sonunda bulmuş da kaybedecekmişim gibi hissediyordum. Meğer ben yıllarca onu aramışım, yıllardır onu bekliyormuşum.

Şimdi yatağında oturuyoruz, yatak başlığına yaslanıyoruz, hep hayal ettiğimiz gibi yorganı üzerimizde, aynı yorganın altında ısınıyoruz. Dışarıdaki yağmur cam pervazına vururken yağmur sesine şarkılar eşlik ediyor. Konu konuyu açıyor, oradan
oraya adıyor sanki yıllardır biriktirdiğimiz her konudan
bahsediyoruz birbirimize.

"Benimle ilgilenilmesinden hoşlanmam aslında..." diye
mırıldandım sohbetimizin ortasında Tanjiro'nun yıllar önceki kız arkadaşının ne kadar ilgi manyağı olduğundan bahsederken, "Ama çok garip. Ilgilenilmemesinden de
hoşlanmam. Bilmiyorum. Aslında bakarsan ben hiçbir şeyin çoğunu sevmem ama tamamen olmamasından da nefret ederim." Kafa karışıklığıma kıkırdadığım sırada Tanjiro gözlerime derin derin baktı. Dudaklarını araladı ve
hayatımda duyduğum en güzel cümlelerden birini kurdu.

"Biliyor musun... Bir çiçek gibisin. Onlar da böyle. Susuz yaşayamaz, ama çok suda da boğulur..."

Yüzüne hayranlıkla baktığım sırada derin bir nefes aldım.

"Biliyor musun," diyen ben oldum bu sefer, "hayatımda duyduğum güzel cümlelerin tamamını senden
duydum. Her kurduğun cümle kalbimi yavaşlatıyor."

"Hızlandırması gerekmez mi?" diye sordu Tanjiro etkileyici bir gülüşle.

"I ıh..." Kaşlarımı kaldırdım, "Cümlelerin bana huzur veriyor. Kalbim yavaşlıyor, nefes alışım yavaşlıyor. Bu daha güzel değil mi?" Sessizce güldü Tanjiro.

"Bu zamana kadar kızlardan bir iltifat olarak hep "Kalbimi hızlandırıyorsun" duydum, ama hiçbiri senin kalbini yavaşlattığımı bilmek kadar mutlu etmedi beni."
O an bir yandan Tanjiro'yu dinlerken bir yandan ne kadar zamanımızın kaldığını düşünüyordum. İstemeye istemeye uzandım, komodinin üzerinden telefonumu aldım.
Telefon ekranından saatime baktım. Saat gecenin 3‟ü olmuştu. Tam 5 saat sonra uçağım vardı. Havalimanında
1 saat önce bulunmam gerekiyordu ve buradan Paris‟e gitmem de zamanımı alacağından bu evde geçireceğim
son bir saatimdi.

"Son bir saat..." diye mırıldandığımda Tanjiro'nun yüz ifadesinin değişimine şahit oldum. Gözlerini kaçırdı, derin bir nefes aldı sıkıntıyla.

"Bu kadar erken gitmek zorunda mıydın?"

"Hayatım bir ordu tarafından izleniyor," dedim gülerek, "Babamın asker arkadaşları, anneannem,
teyzem, yurt görevlileri... Her şey bu kadar karışıkken şu an kalamazdım Tanjiro." Uzandım, ellerimi ellerinin üzerine koydum.

"Söz veriyorum. Geri geleceğim. Söz veriyorum, uzun uzun kalacağım. Ve söz veriyorum, bir gün gelecek o
günden sonra hep yanında olacağım." Tanjiro o kadar mutsuzlaşmıştı ki bir anda içim acıyordu.

"Ben..." dedim tereddüde konuyu değiştirmeye çalışarak, "Merak ediyorum... Kazada ölen o adamın
ailesinden hiç kimse senin yaptığını... yani yanlışlıkla yaptığını bilmiyor mu..." Yutkundu, başını kaldırıp yatak başlığına yasladı. Sıkıntılı bir nefes aldı.

"Bilmiyorlar." Korka korka içimde tuttuğum o soruyu sordum.

"Yani... bilmiyorlarsa... Japonya'ya dönsen de bir şey olmaz... öyle değil mi?"

3391 KİLOMETRE {•TANZEN•}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin