Sinemaya Gidiyoruz!

82 9 15
                                    

O an anladım ki onun dünyası apayrıydı benimkisi apayrı...

Gözlerimi titreyen telefonumla birlikte araladığım sırada güneş her zamanki gibi odama perdemin arasından sızmaya çalışıyor fakat başarılı olamıyordu. Dün gece perdeyi öylesine sıkı kapatmıştım ki yıldızların en büyüğü güneş bile giremiyordu odama... Sıkıntıyla
hafifçe kıpırdandım ve yanımdaki masada duran telefonumu elime aldım. Gözlerimi zar zor sabitleştirip telefonumun ekranına baktım.

Gelmemeye Giden Adam Tanjiro'dan bir yeni mesaj...

"Günaydın... Hadi uyan, sinemaya geç kalacağız!"

Kaşlarım çatılı bir şekilde ekrana baktım önce. Sonra durum kafama dank etince "Ah!" diyerek doğruldum, bugün Tanjiro'yla sinemaya gidecektik! Yani o Fransa'da ben burada aynı anda aynı filmi izlemek için sinemaya gidecektik. Tabii ya, böyle söyleyince sanki Tanjiro beni almaya gelecek de birlikte film izlemeye gideceğiz sandınız, değil mi? O iş biraz zor... Ama bu bile bizi o kadar mutlu ediyordu ki bugün benim için harika bir gün olacaktı... Doğum günümün üzerinden tam bir hafta geçmişti ve biz Tanjiro'yla birbirimize giderek bağlanıyorduk...

"Bu saatte uyandığıma inanamıyorum, saat 12 olacak
neredeyse! Sen hazırlan, ben de hazırlanıp çıkacağım. Sinemada buluşuruz :)" yazdım ve yolladım, hem de yüzümde aptal bir sırıtışla. Yataktan kalktığım sırada telefonum tekrar titredi.

"Kırmızı giy :). Sana çok yakışıyor." Ekrana gülerek baktığım sırada içimdeki acınacak bir halde olduğumuzu fısıldayan sesi susturdum. En başından beri bunu
söylüyordu bana içimdeki o ses. Acınacak bir haldesiniz, acınacak bir haldesiniz, acınacak bir haldesiniz... Ne var biliyor musun iç sesim? Acınacak bir halde olan sensin.

Şuna bakın ya, iç sesimle kavga ediyorum. Hem de delice! Delirmeye başladım.

Telefonumu bir kenara bıraktım ve dolabımı açtım. Kıyafetlerimi özenle seçtim, kırmızı boğazlı kazağımı,
yırtık dar pantolonumu... Yüzümü yıkar yıkamaz aynanın karşısına geri döndüm, saçlarımı tel tel özenle taradım. Sonra olabilecek her yerime parfüm sıktım. Tanjiro'nun yanına
gidiyordum sanki gerçekten... Keşke... Keşke.

"İki farklı ülkede aynı filmi aynı seansa bulabilmemiz dünyanın en büyük şansı değil mi ya?" yazdım ve devam ettim, "İyi ki popüler filmler var!"

Star Wars'un yeni filmine gidiyorduk. Aslında ben Star Wars serisini sevenlerden değildim, ama Tanjiro
bayılıyordu. Ve benim de bayıldığımı sanıyor. Zorla gidiyorum sanmasın diye ona bana bu sinema teklifiyle
geldiğinde şöyle demiştim, "NE? STAR WARS'UN YENİ FİLMİ Mİ ÇIKIYOR! BAYILIYORUM O SERİYE!"

Halbuki serinin diğer filmlerini izlemedim bile. Neyse, Tanjiro bunu bilmek zorunda değil ve şu an bu durumdan oldukça mutlu.

"Ve bu filmin ikimizin de sevdiği serinin yeni filmi olması nasıl bir tesadüf? Resmen evren bizim için
çalışıyor bu aralar," yazdı bana birden. Başımı salladım, ah bir bilse Star Wars hakkında hiçbir fikrimin
olmadığını...

"Aynen! Çok güzel bir tesadüf." Yazdığım mesaj yalan söylüyor olduğumu her açıdan belli etmiyor mu ya? Resmen TANJİRO BEN YALAN SÖYLÜYORUM STAR WARS HAKKINDA HİÇBİR FİKRİM YOK diye bağırıyor mesajım.

"Luke'un ses tonunu duymayı özledim. Bir an önce filme girmek için sabırsızlıktan öleceğim." Tanjiro'nun mesajına çaresizce baktım. Luke kim Tanrı aşkına? Korkuyla mesaj yazmaya başladım.

"Evet! Harika. bir ses tonu var ya. Ben de sabırsızlıkla bekliyorum." Kasıntılıktan öleceğim. Ya Luke dilsiz bir karakterse ve Tanjiro şaka yapmak için öyle söylediyse ve şu an ben rezil olduysam?

3391 KİLOMETRE {•TANZEN•}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin