Merhaba eşek sıpası.
Gözlerimi derin bir rüyanın ardından araladığımda kendimi karanlık bir odada buldum. Tanjiro'nun odasında. Tanjiro'yla mesajlaşırken yorgunluktan ve huzurdan
uyuyakalmıştım. Birkaç saniyeliğine karanlık beni tedirgin ederken doğrulduğumda yatağın hemen
başucunda bir ışık anahtarı olduğunu gördüm. Uzanıp bastığımda ise Tanjiro'nun rengarenk pirinç ışıkları bir bir yanmaya başladı. Odanın her bir duvarındaki renkli pirinç ışıklar bir bir yanarken kendimi büyülü bir
dünyada hissettim. Tanjiro Kamado'nun büyülü dünyası...Bir erkeğe göre çok farklı bir bağımlılığı vardı, ışıklar. Rengarenk, küçük küçük ışıklar. Oda tamamen
aydınlanmasa da muhteşem bir loşluğa ulaşmıştı. Arkama doğru huzur içinde yaslandım ve telefonumu elime aldım. Anında odasının bir fotoğrafını çektim ve Tanjiro'ya yolladım.“Sonsuza kadar bu odada yaşamak istiyorum.” diye ekledim. Anında çevrimiçi oldu.
“Tamam,” yazdı ve yazmaya devam etti.
“Benimle evlenir misin Zenitsu?”
Ekrana sırıtarak baktığım sırada yazmaya devam ediyordu.
“Ama sen orada benim odamda yaşayacaksın, ben burada. Mesafe evliliği. Kabul ediyor musun?” Gülerek başımı salladım sanki görecekmiş gibi.
“Evet, evet, evet!” Yazdım keyifle. Sonra Tanjiro'dan utandırıcı cıvık bir soru geldi.
“Peki nasıl çocuk yapacağız? :)” Utanarak birkaç saniye ekrana baktığım sırada Tanjiro cevapsız kaldığımı görüp yazmaya devam etti.
“Ve Zenitsu'nun yanakları kızarır... Ve Tanjiro'nun içi gider.”
“Ahahaha!” Yazdım anında, “Tanjiro'nun içinin gitmediği
bir şey var mı?”“Var. Zenitsu dışındaki şeyler.” Ben ekrana hayranlıkla bakarken öyle bir cümleyle devam etti ki yutkundum.
“Benim bir tek sana içim gidiyor Zenitsu” Öylece bakakaldım ekrana. Biliyordum ki o da aynı şekilde orada ekranı yani beni izliyordu. Biz ekrana her bakakaldığımızda birbirimizi izliyorduk zaten. Telefon ekranından o beni izliyordu sanki, ben onu. Birbirimizi izlememiz için yan yana olmamıza gerek yoktu.
“Şimdi şu sakat ayağımla ayağa kalkacak ve odanı inceleyecegim!”
“Yahu sen kendine zarar vermeye ne kadar meraklısın, sakın ayağa kalkayım deme.”
“Bir şey olmaz! Biraz tek ayağım üzerinde gezineceğim!”
“Bari tekerlekli sandalyeye otur. Lütfen Zenitsu, ayağa kalkmanı istemiyorum.”
“Tamam, tamam! Pes! Kalkıp tekerlekli sandalyeye oturacağım.” Yazdım. Yataktan doğruldum. Kalktım ve burkulmamış bileğimin üzerine basarak tekerlekli sandalyeye geçtim.
Sandalyeye oturur oturmaz telefonu elime aldım ve çekinerek yazmaya başladım.
“Tanjiro... Bir şey soracağım. Belki biraz ayıp olacak ama içim içimi yiyor. Tanrı aşkına, sizin evinizde neden tekerlekli sandalye var? Bir de asansör.”
Çevrimiçi... Yazıyor...
“Ahahahahahahahahahahahahahahahahaahahahhahahahah!” Tanjiro sayfalarca gülerken sırıtmaya başladım. Hemen açıklama yapmak için hızla yazdım.
“Yanlış anlama ama siz sanırım epey zenginsiniz!”
“O kadar zenginiz ki evde yorulmayalım diye bazen tekerlekli sandalyeye oturup onunla geziyoruz.” Yazdı dalga geçmek için, kıkırdadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/345588285-288-k336308.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3391 KİLOMETRE {•TANZEN•}
FanficYağmur böyle güzel yağar mı bir daha şimdi çıkıp ıslanmazsak? "O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkânsız olduğunu bile bile 'Sinemaya...