22-Seçim

5.2K 500 367
                                    

Selam okurlarım! Beni özlediniz mi?

Ben özlemişim buraları ve sizleri, bu zamana kadar beni beklediyseniz teşekkür ederim.

Bomba gibi bir bölümle geldim karşınıza, ayrıca kitabımın en uzun bölümü olacak.
Keyifli okumalar dilerim.

Ayrıca bu bölüme 200+ yorum istiyorum, yaparsınız siz!

08.07.2023

"Seni de acı hissetmeyeceğin kadar hissizleştirdi mi?"

...

Hayatım boyunca neden sevilmediğimi düşünürdüm, sevilmeyecek kadar kötü bir kız mıydım? Benim sevilmeye de mi hakkım yoktu?

Aslında Pars'la çok benzediğimizi fark ediyorum, ikimizinde nefreti ve kini her zaman daha ağır basıyor. Çünkü bize, bizim gibi çocuklara sevmek; sevilmek nedir, öğretmediler. Sevmeyi ve sevilmeyi bilmeyi bizden bekleyemezler, beklememeliler.

Nefretle büyüyen çocuklardan sevgi nasıl beklenirdi ki?

Çocukluğumdan beri nefret ettiğim şeyler gittikçe artıyor, insanlar hep nankör olduğumu söylese de her nefretimin bir sebebi var.

Çikolatalardan nefret ediyordum çünkü bir çikolata uğruna gitmiştim cehennemime.

Çiçeklerden nefret ediyordum çünkü yaşadığım cehennemin etrafına çiçek koyarak benden o cehennemi sevmemi beklediler.

İnsanlardan nefret ediyordum çünkü her şeyi duyup, bilmelerine rağmen küçük bir kız çocuğuna kör, sağır ve dilsiz oldular.

Karanlıktan nefret ediyordum çünkü karanlık bana yapılanların üstünü her zaman örterdi, kimse görmezdi. Ve karanlığı seviyordum çünkü karanlık bazen beni de örterdi.

Kıştan ve kardan nefret ediyordum çünkü herkes sıcacık evinde, örtüleriyle uyurken ben çıplak ellerimle karı kazıp, bir karton parçası üzerinde uyumaya çalışıyordum.

Daha fazlası da vardı, insanlar nefretimin nankörlükten olduğunu düşünse de ben kendimi zararlardan korumaya çalışıyordum.
Kendime anne olmaya çalışıyordum.

Vücudumda sevgi kırıntısı bile bulunacağına şüpheliyken, nefret tüm vücuduma ele almışken girmişti biyolojik ailem hayatıma. Nasıl olduğunu bilmesemde artık bazenleri sevginin ne demek olduğunu hissedebiliyordum, sevilmeyi de öyle. Ve bu çok garip bir histi, yaşamaya değer bir his.

Şimdi bir karton parçası üzerindeydim, yaz ayındaydık fakat neden burası buz gibiydi?
Kollarıma kendime sardığımda gözlerimi açtım, karanlık; karton parçası ve karlar.

Eski hatırlatılmaya çalışılmıştı, unutamayacağım bu anı bana tekrardan hatırlatılmaya çalışılıyordu.

Ve bunu yapacak tek kişi Ali'ydi, benim geçmişim o'ydu çünkü.

Yavaşça oturur hâle geldiğimde etrafta gezdirdim bakışlarımı, simsiyah kocaman bir oda. Yanlış görmüyorsam devasa bir ekran vardı duvarda. Kollarımdaki karları silkeleyip ayağa kalktığımda karların sadece yattığım karton parçasının etrafında olduğunu gördüm, belki de kar bile değillerdi.

Umursamayarak adımlar attığımda bir çıkış kapısı arıyordum, hiç ses yoktu ve bu benim işimi zorlaştırıyordu. Odada adım ve nefes seslerim yankı yaparken durdum, durmamla sesler tamamen kesildi. Sanırım ses yalıtımı olan bir odadaydım.

LAVİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin