"Hoseok? Neden burada oturuyorsun oğlum. Arkadaşlarına katılsana?"
Dayısının kendisine seslenmesiyle bakışlarını önündeki minik, her an dağılabilecek kumdan kalesinden ayırdı.
"Dayı, onlar benimle oynamak istemiyorlar ki." dedi dudağı büzüle büzüle minik beden.
"Olur mu öyle şey? Hadi gel bakalım." dayısı diğer çocuklardan ayrı oynayan yeğenini elinden tutarak ayağa kaldırdığında üzerindeki sarı tulumuna yapışan tozları eliyle silkeledi minik beden.
Birlikte yeşil ışık kırmızı ışık oynayan arkadaş grubu onların kendilerine doğru geldiğini farketmezken miniğin dayısı çocukların dikkatini çekmek için elini çırpmıştı.
"Çocuklar, bakın buraya." yeğeninden biraz büyük çocukların odağı onlara dönünce, kendi oğluna bakarak konuşmaya başlamıştı.
"Hoseok'u da dahil edin oyununuza olur mu? Yoongi?"
Dayısının bunları söylemesiyle dört kişi -bunlar Seokjin, Namjoon, Dahyun ve anneannesinin komşusunun torunu olan Minho oluyordu- başını neşeyle sallamışlardı.
Yoongi ifadesizdi. Babasına olumsuz bir şey söyleyemiyor ama onaylamıyordu da.
Hoseok ise diğerlerinin tepkisini es geçip sadece Yoongi hyunguna odaklanmıştı. Tek umursadığı oydu. Ancak yüzünde memnun olmayan bir ifade gördüğünde gözleri dolarak dayısının bacağına sarılmıştı.
"Dayı istemiyorum." dediğinde kendini ağlamamak için zorladığından burnu kırışmıştı.
"Ama Hoseo-"
"İstemiyorum!" diye bağırdığında inci gibi gözyaşları akmaya başlamıştı. Adam endişeyle ağlayan yeğenini kucağına alırken sırtını okşamaya başlamıştı sakinleşmesi için.
"Tamam çocuklar siz oyununuza devam edin."
Dayısı kucağında kendisini taşıyıp eve doğru ilerlerken çocukların arkalarından anlamsız gözlerle baktığını ardından oyunlarına geri döndüklerini bulanık gözlerle görmüştü Hoseok.
Yoongi ise diğerlerinden daha uzun süre bakmıştı kendi babasının boynuna gömülerek ağlayan bedene.
Ardından şu cümleleri sessizce fısıldamıştı.
"Ağlak bebek."
_____Tam da Namjoon'un söylediği gibi saat sekizde bahçede toplanmıştık. Ben son dakikaya kadar gelip gelmemek arasında kararsız kalsam da Jimin'in ısrarıyla kendimi burada bulmuştum.
Doğrusu neden toplandığımızı da anlayabilmiş değildim. Buraları hepimiz avcumuzun içi gibi bilirdik, gerçi ben uzun zamandır gelmediğim için biraz unutmuştum.
Onların da asıl amacı birlikte zaman geçirmek olmalıydı ki bu da benim neden burada olduğumu pek açıklamıyordu.
Jimin, Seokjin, Namjoon ve Dahyun buradaydılar. Sanırım tek eksik Yoongi hyungtu.
Kuzenlerim derin bir sohbetin içine girmişken ben yine sessiz kalmıştım. Arada kolumun altındaki, göğüme yaslanmış olan Jimin'in bazı konuşmalarını duyuyordum. Yabancıydım bu ortama. Çok tuhaftı birinin en yakınları olması gereken kuzenleriyle yabancı olması ama öyleydi işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
since our childhood, sope✓
Fanfiction"Nefret ettiğini biliyorum benden hyung, çocukluğumuzdan beri." 'yoonseok