"Elimi bırakır mısın artık?"
Elimi büyük ellerinden kurtarmak için çektiğimde başını çevirmeden göz ucuyla bana bakmış tutuşunu daha sıkılaştırmıştı. Sinirle burnumdan soludum.
"Sana diyorum, bırakır mısın?"
"Seni duyuyorum, bağırmayı kes ve bırakmayacağım." dedi sakin sesle yürürken.
"Nedenmiş o?" dediğimde omuz silkmişti.
"Canım öyle istiyor." sinirle güldüm ve yolun ortasında olmamızı umursamadan durdum.
"Elimi bırak." dediğimde minik gözlerini bana çevirmişti.
"Hayır."
"Hyung sana bağırmak istemiyorum. Şimdi rica ediyorum bırak elimi." inatla tutuşunu sıkılaştırarak bana doğru bir adım atmıştı.
"Bağır." dedi kendinden emin sesle gözlerimin içine bakarken.
"Canın istediğinde elimi tutamazsın!" diye bağırdım sinirle. Hareketleri birbiriyle uyuşmuyordu. Tüm gün beni görmezden geldikten sonra aniden elimi tutup sürüklüyordu beni. Cidden canımı sıkıyordu.
"Ama birkaç gün önce tutabiliyordum?" dedi üzerime doğru gelirken.
"Sorun olmadığını söylüyorsun ama şu yaptığına bak." dediğinde ağlayacak gibi hissediyordum. Asla anlamıyordu. Sürekli başa dönüyorduk.
"Düşüncelerimi önemsemene gerek yok hyung, ben çocuğum. O zaman istiyordum ama şimdi istemiyorum." elini biraz gevşetmesini fırsat bilerek tutuşundan kurtulup eve doğru yürümeye başladım.
Sinirimi atmak istercesine hızlı yürürken onun yavaş adımlarını ardımda hissediyordum.
Kısa süre sonra eve vardığımda onu beklemeden içeri girdim. Dayım kapıdaydı. "Hoseok hoşgeldin oğlum. Yoongi nerede?"
"Arkamdaydı, şimdi gelir." dedim mırıltıyla. Konuşmaya bile hevesim yok gibiydi
"Sen iyi misin?" dedi dayım endişeyle bana doğru gelirken. Başımı aşağı yukarı salladım.
"İyiyim dayı."
"Hah Yoongi geldin mi?" dayımın konuşmasıyla başımı ona çevirmiştim. Onun da yüzünde isteksiz bir ifade vardı.
"Bir şey mi oldu baba?" dedi gözleri benim üzerime gelmezken.
"Oldu oldu." dayım biraz endişe biraz da sıkkın sesle konuştuğunda kaşlarımı çatmıştım.
"Bay Yoo aradı beni az önce." dediğinde Yoongi hyungun ifadesiz suratında endişeli ifade belirmişti.
Gözlerini kısarak babasına baktı. Benim oradaki varlığımı hatırlamış gibi birkaç saniyeliğine bana dönmüş ardından yutkunmuştu.
"Baba daha sonra konuşalım." başka bir şey demeden uzaklaşmıştı.
Ne olduğunu anlayamamıştım. İkinci kez olmuştu. Kahvaltıdayken anneannem konuşmak istediğinde ertelemişti ve şimdi de aynısını yapıyordu. Az çok 'eski sevgilisi' hakkında olduğunu tahmin edebiliyordum ama çok başka şeyler de vardı.
Yine de üstelemeyecektim. Ne olursa olsun umrumda değildi. Tek üzüldüğüm şey böyle bir sebep için eve dönmüş olmaktı.
Aklıma gelen şeyle dayıma döndüm. "Annem ve anneannem nerede dayı?"
Elini omzuma attı. "Annenler kızlar gecesi yapacaklarmış. Ben ve babanı burada bıraktılar." dedi hüzünlü sesle. Kıkırdadım.
"O zaman biz de neden erkekler gecesi yapmıyoruz?" dedim heyecanla gözlerine bakarak. Kocaman gülümseyip omzumu patpatladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
since our childhood, sope✓
Fanfic"Nefret ettiğini biliyorum benden hyung, çocukluğumuzdan beri." 'yoonseok